Fatih Erdoğan
TEOG Sonuçları Açıklandı
Bir kez daha yazmakta fayda var mı bilmiyorum ama içimdeki bir ses ‘yine de yazmalısın’ diyor. 1’incisi ve 2’incisi ile TEOG (Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı) YGS ve LYS 1, 2, 3, 4 ve 5’incisi ile Üniversitelere Yerleştirme Sınavları insanlarımızı canından bezdiriyor. Bu cümleye itirazı olan varsa görüşelim.
MEB tarafından; TEOG yerleştirme sonuçlarının 11 Ağustos 2017 tarihinde açıklanacağı ilan edilmişti. Ne hikmetse 07 Ağustos 2017 tarihinde saat 19.00’da ilan edildi. Ne büyük başarı, Üç gün önceden sonuçları açıklayan yiğitleri öpesim geliyor!
Bakanlık yetkililerinin bir türlü sınav kabul etmediği ancak birinci oturumları 23–24 Kasım 2016, ikinci oturumları ise 26–27 Nisan 2017 tarihlerinde yapılan, yaklaşık 10 aydan beri insanların gündemini meşgul eden bu ucube sınavın sonucu ne zaman açıklanırsa açıklansın kimseyi mutlu etmeyecektir.
10 Aydan beri sessiz-sedasız bekleyen vatandaşlar vallahide, billahi de 3 gün daha bekleyebilirlerdi. Hem de çıt çıkarmadan, kimseye bir şey sormadan, her zaman yaptıkları gibi kuzu kuzu beklerlerdi. Ne gibi fayda gördünüz de sonuçları üç gün önceden açıkladınız?
Sınav sonuçlarının açıklandığı sabah iş yerime gitmek için evimden çıktım. Arabama binmek üzereyken komşulardan birisi seslendi balkonundan;
- Günaydın Fatih Hocam,
- Günaydın Beyefendi.
- Haberiniz vardır, dün akşam TEOG sonuçları açıklandı. Bizim kız 450,766 puanla hiçbir tercihine girememiş. Böyle bir şey olabilir mi Fatih Hocam? Allah aşkına söyler misiniz şimdi ne yapacağız? Sonra konuşuruz diyerek arabama binip uzaklaştım.
Evden haftada bir kahvaltı yapmadan çıkarım. O gün otuz yıldan beri müşterisi olduğum Vatan Çorba ve Paşa Salonuna uğrar çorba veya paçamı içer, iş yerime ondan sonra giderim. Sonuçların açıklandığı bu gün işte o gündü. Komşumu atlattıktan sonra Abdulhamid Han Camisi, Orman Dairesi, Belediye, Hükümet Binası güzergâhını takip ederek Bahçeli evler Camisinin yanındaki Vatan Paça Salonuna ulaştım. Paçamı içmek için içeriye girdim. Otuz yıldan beri birbirimizi hoş tutmaya çalıştığımız Ahmet Usta her zamankinin aksine kızgın ve telaşlı bir ses tonuyla:
- Hoş geldin Fatih Hocam,
- Hoş bulduk Ahmet Usta, Allah hayırlı iş, bol kazanç versin inşallah,
- TEOG Sonuçları açıklandı. Oğlanın tercihini sen yapmıştın.
- Eğ ne olmuş, nereyi kazanmış yakışıklı?
- Kazanamamış, tercih ettiği hiçbir okula kayıt hakkı kazanamamış. Böyle bir sınav sistemi olur mu hocam? 450 Puan alan bir çocuk normal Anadolu Liselerinden birisini kazanamaz mı? Sabah sabah ağzıma ne laflar geliyor ama söylemeyeceğim.
- İyi edersin güzel ustam. Kem söz bize yakışmaz. Sen paçamı ver, gerisini sonra konuşuruz. Elbet bir okul buluruz... Ne komşuma nede paçacıma içimden geçen cevabı veremedim. Oysa söylenecek o kadar söz var ki!
İlk uygulanmaya başladığı günden beri, TEOG denilen bu karmaşanın bir sistem olmadığını, işleri karıştırmaktan başka bir işe yaramadığını söylemeyen, yazmayan ben dahil hiç bir eğitimci kalmadı. Ama tabanın sesine kulaklarını tıkayan, yapılan tüm uyarıları; ‘ bildiğim bildik, çaldığım düdük’ edasıyla geri çevirmeyi alışkanlık haline getiren ve TEOG uygulamasını sürdüren MEB yetkilileri hatalarından dönme erdemliliğini gösteremiyorlar.
Beyefendiler, uyguladığınız bu sistem doğru bir sistem değil. İnsanları canından bezdiriyorsunuz. ‘Biz sınav değil yazılı yapıyoruz’ diyerek Kasım ayında iki, Nisan ayında iki olmak üzere 4 gün okulları kapatıyorsunuz. Bunun adına ne derseniz deyin bal gibi sınav yapıyorsunuz.
Çok basit sorular sorarak puan ortalamalarını yükseltebilir, 17.000 sınav birincisi çıkartarak; ‘Eğitimin seviyesini ne kadar yükseklere çıkardık’ diyebilirsiniz. Ama insanların çocuklarının istedikleri okullara yerleşmesini gerçekleştiremezsiniz.
İnsanlara, ‘kaynak kitap almayın, bu iş için ders kitapları yeter’ diyebilirsiniz. ‘Özel ders almayın, dershanelere göndermeyin, çocuklar okullarımızdaki kurslara devam etsinler yeter’ diyebilirsiniz. Ama yetmiyor işte! Ha vatandaşın cebinden çıkmış, ha vergilerinden oluşan paralar harcanmış bir farkı var mı Allah aşkına? Okullardaki kurslar asla yeterli olmuyor. Üstelik bu kurslar bedava da verilmiyor. Okullarda verilen kurslara ne kadar para harcanıyor? Açıklanırsa seviniriz.
Sevgili dostlar, yapacak pek fazla bir şey yok. Bir yandan ‘lahavle’ çekmeye devam edeceğiz. Bir yandan da yanlışlıklarla dolu olan bu eğitim sisteminden kurtulmak için iyi niyetle bildiklerimizi söyleyeceğiz. ‘Tekdir ile uslandılar ne ala, uslanmazlarsa’ yapılacak çok şey var..