Fatih Erdoğan
Canımızdan Canlar Gitti
25 Ocak 2020 tarihinde Elazığ ve Malatya’da meydana gelen depremde toplam 41 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yüce Türk Milletinin yüreği yaşanan bu felaketin acısıyla yanıp kavrulurken yangın yerine dönen yüreklere ikinci bir afetin ateşi düştü.
05 Şubat 2020 tarihinde Van'ın Bahçesaray ilçesinde iki günde iki defa çığ felaketi yaşandı. 5 kişinin öldüğü, 8 kişinin de yaralandığı ilk çığ felaketinde kar altında kalan 2 kişiyi kurtarmak isteyen ekiplerin üzerine de çığ düştü. Bilanço ikinci felakette çok ağırdı. İkinci çığ, 33 can almıştı. Her iki faciada hayatını kaybedenlerin sayısı ise 41 oldu.
Henüz deprem ve çığ felaketlerinde kaybedilen canların acısını ve şokunu atlatmaya çalışırken Suriye'de Rusya'nın desteğini alan Beşar Esad rejiminin Türkiye destekli muhaliflerin kontrolündeki İdlib'e yönelik saldırılarını artırması ve bu katliama mani olmak isteyen Mehmetçiklere saldırması sonucu bölgeden kahreden haberler gelmeye başladı. Türkiye Şubat ayı başından bu yana İdlib'de 56 şehit verdi. Suriye müdahalesi süresince Mehmetçik:
24 Ağustos 2016’da başlayan Fırat Kalkan Harekâtı’nda 71 şehit,
20 Ocak 2018’de başlayan Zeytin Dalı Harekâtı’nda 54 şehit,
9 Ekim 2019’da başlayan Barış Pınarı Harekâtı’nda 9 şehit,
Şubat 2020’de başlayan İdlip Harekâtı’nda ise 56 olmak üzere toplamda 190 şehit verdi.
Vatan savunması adına dün Çanakkale’de, Sakarya’da, Maraş’ta, Urfa’da, Antep’te gittiği gibi bu günde Suriye’de ‘Canımızdan Canlar Gidiyor.’
Cenab-ı Hak’tan şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı diliyorum. Yaralanarak yatağa düşen Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Yüce Türk Milletime sabır ve dayanma gücü diliyorum.
Suriye ile ilişkiler
Hatay’ın Türkiye’ye ilhakı, Suriye’nin topraklarında PKK faaliyetlerine izin vermesi ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’de bulunması, iki ülke arasındaki ‘Su’ meselesi nedeniyle Türkiye ve Suriye ilişkileri çok çok kötü bir durumdaydı. Bu nedenlerle İki ülke 1998 yılında savaşın eşiğine gelmişti.
Türk askerleri ve devlet adamları tarafından düşmanca tutumları nedeniyle Suriye’ye ciddi uyarılarda bulunuldu. Suriye bu uyarıların ardından 9 Ekim 1998'de Abdullah Öcalan’ı sınır dışı etmek zorunda kaldı. Öcalan’ın Suriye’den çıkartılması Türkiye tarafından memnuniyetle karşılandı.
20 Ekim 1998'de Türkiye ve Suriye arasında Adana protokolü imzalandı. Dışişleri bakanlığı Türkiye’nin Suriye politikasına yönelik yazısında: ‘bu mutabakatla ülkelerimiz arasında PKK’ya karşı işbirliği tesis edilmiş ve siyasi, ekonomi, kültür ve güvenlik gibi birçok alanda ilişkilerimizi geliştirmeye karar verilmiştir’ deniliyordu.
Bu tarihten sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin yönü hep daha iyi oldu. 2009'da karşılıklı olarak vizeler kaldırılırken ortak bir bakanlar kurulu toplantısı da yapıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 15 Mayıs 2009’da Şam’ı, 8 Mayıs 2010’da Esad Türkiye’yi ziyaret etti.
15 Ağustos 2010 tarihine Erdoğan, Gaziantep’te yaptığı bir konuşmada; ‘Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk ve Türkiye ile Suriye’yi bölgenin iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik. Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta iş birliği anlaşmaları imzaladık. Suriye’yle Türkiye arasındaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık. Suriye’yle aramızdaki vizeleri kaldırdık. Cebine pasaportunu koyan vatandaşım istediği gibi Halep’e, Şam’a gidiyor. Halep’teki, Şam’daki, Lazkiye’deki, Humus’taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor Gaziantep’e gelebiliyor’ diyerek yapılan iş birliğini anlatıyordu.
Orta Doğu'da ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan olayların sürdüğü 15 Mart 2011'de Suriye’nin Dera ilinde bir grup öğrencinin okul duvarına, Beşşar Esed'e hitaben, ‘Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sende’ yazmasıyla, Suriye'deki halk ayaklanmasının fitili ateşlenmişti.
Beşar Esad bu gösterileri çok kanlı bir şekilde bastırmaya çalıştı. Yüz binlerce masum insanı katletmeye başladı. Ekim 2011’de Ak Parti Kızılcahamam kampında, Suriye ile ilişkiler konusunda konuşan Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: ‘halkına zulmedenlerle ittifak yapmayız’ diyerek Türkiye’nin duruşunu açıkladı. Duruşumuz aynı. Bedeli ne olursa olsun, Türk Milleti ‘Halkını katleden katille anlaşmaz, ancak Ona haddini bildirir.’ Allah yar ve yardımcımız olsun. ALLAH Mehmetçiklerimizi korusun…