Türk Ocakları - Fatih Erdoğan

Geçtiğimiz hafta 26 Ocak 2013 Cumartesi günü Türk Ocağı Kahramanmaraş Şubesinde Genel Kurul heyecanı vardı. Sayın Dr. Abdullah Tekinşen Başkanlığa yeniden seçildi. Kendilerini ve çalışma arkadaşlarını kutluyor, başarılar diliyorum. Bu yazımla bu kurumların adını dahi duymamış gençlerimize Türk Ocaklarını tanıtmaya çalışacağım.

25 Mart 1912 Yılında İstanbul’da “Türk Ocakları Derneği” adıyla bir dernek kurulur. Türk Ocakları Derneğinin amblemi cepheden görülen “Bozkurt” başıdır. Geçen sene 100. Kuruluş yıldönümünü kutlayan Türk Ocağı Dernekleri Türkiye'nin en eski ve en büyük sivil toplum kuruluşlarından birisidir.

Aynı amaca ulaşmak için bir araya gelmiş kişilerin kurup yönettiği ve bir asırdan beri varlığını sürdüren dernek; Türk Milli Kültürünü yaymak ve geliştirmek için sosyal, kültürel, sportif,  bilimsel, mesleki çalışmalar yapmaktadır. Türk Ocakları Dernekleri, Türk Devletinin çıkardığı yasalar çerçevesinde Türk Milletine hizmet ederler. Yönetici ve üyeleri dernek çalışmalarından dolayı herhangi bir kazanç sağlamazlar. Hizmetlerini gönüllü olarak yürütürler. Siyasetle uğraşmazlar, her hangi bir siyasi partinin güdümüne girmezler.

Türk Ocağı Derneği üç-beş kişinin bir araya gelerek oluşturduğu sıradan bir kuruluş değildir. Bilindiği gibi, Tanzimat Fermanının ilanından sonra Osmanlı Devletinde baş gösteren etnik kökenli ayrılıkçı düşünceler, 1908'de ikinci Meşrutiyetin ilanı ile birlikte Türkleri rahatsız eden davranışlar halini almıştı. Devlet içindeki etnik ayrılıkçılar bir bir ayaklanarak devleti parçalamağa yönelmişlerdi. Bunların önüne geçmek için Osmanlıcılık ve İslamcılık gibi akımlar geliştirilip uygulamaya konulmuş, fakat bunların milli birliği ve ülke bütünlüğünü korumaya yetmeyeceği kısa zamanda anlaşılmıştı. İktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti milliyetçi bir görüşü temsil etmekle birlikte ne siyasi istikrarı sağlayabiliyor, ne de ayrılıkçı faaliyetlerin önüne geçebiliyordu. Bu durum, ülkenin dertleri ile ilgilenen genç aydınları derinden üzüyor, onları ülke ve millet sorunlarına çareler aramağa yöneltiyordu.

Sorunları ve dertleri yalnızca aydınların bilmesi yeterli değildi. Milletin; “Bu Yurt Türk Yurdudur” demesi ve tedbirler alması gerekmekteydi. Fakat Osmanlı devletinin temelini oluşturan Türk toplumu milli kimliğinden habersiz yaşıyor, bundan dolayı ayrılıkçı davranış ve eylemlere gereken tepkiyi gösteremiyordu. Öyleyse ona kimliğini ve benliğini tanıtacak, milli duygularını canlandırıp harekete geçirecek çalışmalar yapılmalıydı. Bu da ancak milli bilinci güçlü, yurtsever aydınların çabaları ve çalışmaları ile mümkün olabilirdi. Böyle aydınların bir "Gönüllüler Kuruluşu”nun çatısı altında bir araya gelerek gönüllerini ve güçlerini birleştirmeleri, Türk toplumunu bilinçlendirmek için gerekli tedbirleri ve yöntemleri düşünmeleri, bunu gerçekleştirecek sistemli çalışmaları planlamaları, sonra da onları uygulamaya, hayata geçirmeleri gerekmekteydi. Bu duyguları paylaşan Genç Yurtseverler İstanbul’da bir araya gelerek “Türk Ocağı Derneğini” kurdular.

Türk Ocağı Derneği; Cumhuriyet döneminde Türkiye’de millî devletin oluşumuna katkı sağlamış milliyetçi bir dernektir. 1931’de 260’ı geçen şubesi, 30.000’i aşkın üyesiyle ülkenin en güçlü sivil kuruluşu durumuna gelen dernek Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile kapatılmıştır. 1949 yılında yeniden açılan dernek günümüzde faaliyetlerini 78 şubesiyle sürdürmektedir, genel merkezi Ankara’dadır.

78 Şubenin birisi Kahramanmaraş Şubesidir. 1924 Yılında açılan Türk Ocağı Derneği Kahramanmaraş Şubesi Yeni Hükümet Caddesi İsmet Paşa mah. Kevser Apt. Kat 3 No: 5 Kahramanmaraş adresinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Yazıya başlarken belirttiğim gibi geçtiğimiz Cumartesi günü üyesi olmaktan şeref duyduğum Türk Ocağı Derneği Kahramanmaraş Şubemizin Genel Kurul Toplantısı yapıldı. Sayın Dr. Abdullah Tekinşen yürütmekte olduğu Başkanlık görevine yeniden seçildi. Türklük onurunun her gün zedelendiği bu günlerde üstlendikleri bu zor ama bir o kadar da onurlu olan görevlerinde kendilerine başarılar diliyorum.

Osmanlı devletinin temelini oluşturan Türk toplumu nasıl ki asırlarca milli kimliklerinden habersiz bırakılmışlarsa on yılı aşkın bir süredir de Türkiye Cumhuriyetinin asli unsuru olan Türklerin milli duygularından uzaklaştırılmasına çalışılmaktadır. Ortam maalesef Türk Ocakları Derneğinin kurulduğu ortama çok benzemektedir. Bu sebeple Türk Ocakları çalışmalarına hız vermek zorundadır. Üye sayılarını hızla artırmak, Gençlik ve Kadın Kollarını süratle kurmak ve bulunduğu yerlerde Türk Milliyetçiliğini geliştirme çalışmalarına hız vermeleri gerekmektedir. Cenab-ı Hakkın yardımları ve Türk Milliyetçilerinin üstün gayretleri sonucu oynanmak istenen tüm oyunlar bozulacak ve “Türk Milleti Öz Vatanında Asla Parya” olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Erdoğan Arşivi