Fatih Erdoğan
Sevilmek Bu Olsa Gerek
Bir süredir koronavirüs tedavisi gören İlahiyatçı-Yazar Ömer Döngeloğlu hocamız Başakşehir’de tedavi gördüğü hastanede vefat etmiştir. Yürekten inanıyorum ki vefat haberi duyulur duyulmaz yüz binlerce insanın gönlünü hüzün kaplamış ve dudaklarından ‘İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn...’ diyerek dua ettikleri duyulmuştur.
Allah Teâlâ, Fussilet suresinin 33. Ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Allah’a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve ‘Ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim vardır?”
Müfessirler burada kast edilen kişinin Hz. Muhammed (sav) olduğunu ifade ederler. Ancak onlar aynı zamanda bu övgünün, Hz. Peygamberin (sav) yolunu takip eden her bir Müslüman kişi için geçerli olduğunu da eklerler sözlerine…
Milyonlarca insanımızın gönlüne girmiş birisi olarak inanıyoruz ki Ömer Döngeloğlu Hoca, sanki bu ayetin müjdelediği kimselerden biriydi… On yıl memleketi Tokat’ta ifa ettiği imam-hatiplik vazifesiyle başlayıp İstanbul’da, Anadolu’nun her şehrinde, yurtiçi ve yurt dışında devam eden tebliğ ve davet çalışmalarında onu tanıma fırsatı bulan herkes şahitlik eder ki, merhum Hoca Efendi, Din-i Mübin-i İslam’ı insanlara tanıtma ve anlatmanın gayreti içindeydi.
Kendini Siyer ve İslam Tarihi alanındaki çalışmalara adadığını biliyoruz. Bu çalışmalarından ve okumalarından edindiği birikimi insanlarla paylaşırken, gönlünde taşıdığı Peygamber ve Ehl-i Beytinin sevgisi sözlerine yansırdı. Peygamber Efendimizin hasreti, gözyaşlarına döner, yanaklarından süzülürdü. Kısacası o, ‘Siyer-i Nebi’yi de, Asr-ı Saadeti de aşkla ve muhabbetle anlatırdı…’
Gönlünde taşıdığı bu samimi Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi belli ki insanların kendisini gönülden sevmesine vesile olmuştur. Bu sebeple Muhterem hocamıza Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun...
Annelerimiz
Bu gün 07 Mayıs 2020. Covid19 denilen virüs yüzünden evlerimize kapatılışımızın üzerinden nerdeyse iki ay gibi uzun bir süre geçmiş. Acısıyla tatlısıyla zamanın su gibi akıp gittiğine bir kez daha şahit oluyoruz. 10 Mayıs 2020 Pazar günü Anneler günü olarak kutlanacak. Ne yazık ki bu başımıza bela kesilen virüs yüzünden birçoğumuz Annemizin boynuna sarılıp, doya doya öpüp, koklayamayacağız.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav) başta olmak üzere büyüklerimiz Annelerimiz hakkında ne güzel sözler söylemişler:
‘Annene hizmet et, çünkü cennet annelerin ayağı altındadır.’
‘Hiç unutulmayacak yüz anne yüzüdür.’
‘Bir anne evladını 9 ay karnında, 3-5 sene kucağında ve ömür boyu kalbinde taşır.’
‘Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır. Ömrünün en güzel çağı annen ve babanla olandır.’
Adamın biri ölürken Azrail’e sormuş;
- Ölüm anında sen yanımıza geliyorsun da doğum anında neden hiç bir melek yok?
- Annen var ya! demiş Azrail.
Anneye sormuşlar; ‘can mı tatlı, evlat mı?’
Tebessüm etmiş ve cevap vermiş; ‘Elbette evlat tatlı. O yoksa hiçbir şeyin tadı yok.’
Bu güzel sözlerden binlerce, yüz binlerce örnek verilebilir. Ama bence bu örneklere hiç gerek yok. İnsanlarımızın çoğu şükürler olsun ki ‘Annelerinin’ kıymetini çok iyi biliyor. Tabi ki aramızda insanlıktan nasibini almamış bir takım hayvanlar yok değil. Yakaladığı her fırsatta kızlarımıza, kadınlarımıza ve annelerimize her türlüsünden şiddet uygulayan bu hayvanları, bu hasta ruhlu canileri yok etmenin mücadelesine devam etmeliyiz.
‘Ana başa taç imiş/Her derde ilaç imiş/Bir evlat pir olsa da/Anaya muhtaç imiş.’ Bu duygularla; Evladını 9 ay karnında, en az 3-5 sene kucağında ve ömür boyu sırtında taşıyan fedakar, cefakar annelerimizin hayatta olanlarının ANNELER GÜNÜNÜ kutluyorum. Hayatını kaybeden tüm annelerimize Cenabı Haktan rahmet ve mağfiret diliyorum…