Fatih Erdoğan
İşsizlik
İşsiz üniversite mezunu sayımız hızla artarak 1 Milyonu aşmış bulunuyor. Şu anda üniversite sisteminde bulunan 7,74 Milyon öğrencinin önemli bir kısmının önümüzdeki 4-5 yıl içinde mezun olacağını düşünürsek 2025 yılında işsiz üniversite mezunu sayısının rahatlıkla 2 Milyonu aşacağını söyleyebiliriz. Geleceğimiz olan gençliğin işsiz kalıp mutsuz ve umutsuz olması, ülke için ciddi bir sosyal sorun teşkil etmekte. Bu sorunu çözmekten aciz olan AKP hükümeti ise "Üniversite sayısını 76'dan 207'ye çıkarmakla öğünüyor."
2019- 2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Efendim 'işsizlik var', olabilir. Her üniversite mezunu iş sahibi olacak diye bir şey yok" diyerek bu konuda yapabilecek bir şeylerinin olmadığını itiraf etmişti.
Aynı konuşmada; "Almanya'da yüksek öğrenim öğrenci sayısı 3 milyon, bizde 8 milyon. Almanya'nın nüfusu bizimle hemen hemen aynı. Merkel bunu öğrenince 'Bunu bilmiyordum' dedi. Ancak nitelik noktasında aşmamız gereken bir mesafe var." Diyerek Üniversitelerimizin nitelik yönünden yetersiz olduğunu da itiraf etmişti.
Allah için elimizi vicdanımıza koyup bu durumu bir değerlendirelim. Devlet olarak zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartacaksın. 18 yaşına kadar gençlerin çırak olarak bir iş yerinde çalışmasına mani olacaksın. Genç nüfusu üniversite okumaya teşvik edeceksin. Üniversiteye girebilmek için dünyanın harcamasını ve çalışmasını yaptıracaksın. YGS, LYS engellerini aşarak üniversiteye girdirip en az 4 yıl daha okutacaksın. Sonra; “Her üniversite mezunu iş sahibi olacak diye bir şey yok" deyip işin içinden sıyrılacaksın. Oh ne ala…
Hak , hukuk ve adaletle hükmedilen yerlerde adama sorarlar; ‘Kuldan utanmanız yok peki Allah’tan korkunuzda mı yok?’ Ağzınızı her açtığınızda İmam-ı Azam kesilip gençlere; ‘aman geç kalmayın, erken evlenin, erken kalkan yol alır, evlenip çoluk çocuğa kavuşun’ diyeceksin, öğüt ve nasihat vereceksin, iş vermeyeceksin. Bu iki yüzlülük değil mi?
Beyler, bu gençler en az 18 sene okudu, dirsek çürüttü. ‘Oku, adam ol’ dediniz, onlar da okudular. Yaşları 22, 23 oldu, sabırsızlıkla adam olmayı bekliyorlar ama bir türlü olamıyorlar. Sayenizde, işleri yok, aşları yok, hala babalarının ellerine bakıyorlar. Kendilerine verilen küçücük harçlıkları utanarak, sıkılarak alıyorlar. Şunu da bilin ki ‘kendilerini işsiz bırakanlara asla iyi söylemiyorlar.’
Milleti soyanlar, soyduranlar, haram yiyenler, ar damarı çatlayanlar, gençleri işsiz bırakanlar maalesef hiç mi hiç utanmıyorlar. Utanacakları da arlanacakları da yüzlerinin kızaracağı da maalesef yok. Tövbe edeceğe de benzemiyorlar. Çünkü kendi hanelerinde işsiz yok. Allah alem işsizliğin ne bela bir şey olduğundan haberleri bile yok!
Binlerce evde iş bekleyen evlatlarımız var. İstanbul’da, Ankara’da üniversite okumuş ve başarıyla bitirmiş yavrularımız var. Tüm işsizlerin evinde de üç öğün sofra kurulur. Allah ne verdiyse sofra konulur, ‘ye evladım’ dersin, yiyemez. Lokmalar boğazında düğümlenir işsiz gencin. Annesine, ‘eline sağlık’ babasına, ‘kesene bereket’ der ve sofradan doymadan kalkar. Kendisini bir an önce sokağa atarak soluklanmak ister. Giyinir, babasının eline sıkıştırmaya çalıştığı harçlığı sıkılarak alır ve uçarcasına kendisi gibi olan arkadaşlarının arasına karışır.
Üniversite okumaktan başka ne suçları var ki bu zulme tabi tutulurlar bilen söylesin Allah aşkına. Bu çocuklar ilkokul çocuğu gibi her gün ders çalışmak zorundadırlar. Neden mi? Çünkü bu ülkede KPSS adı verilen ucube bir sınav vardır. Kamuya alınacak personel bu sınav sonucuna göre alınır. Artık KPSS başarısı da yetmiyor. Buna birde mülakat eklenmiş durumda. Sınavda alanlarıyla ilgili soru sorulmasını anladık. Peki, mülakatta ne sorulacak dersiniz? Sorular bu dünyadan mı, yoksa öbür dünyadan mı çıkacak? İktidardan mı, yoksa muhalefetten mi çıkacak? ‘Ne ile aydınlanıyorsun’ sorusuna; elektrik dersen mi doğru kabul edilecek, yoksa ampul dersen mi doğru kabul edilecek?
Ülkenin esas meselesi elbette işsizlik. Her şeye maydanoz olan iktidardan bu konuda tık yok. Koca ülke suni gündemlerle yönetilmeye çalışılıyor. Ama bunun uzun süreli olamayacağı muhakkak. Ey iktidar olanlar; ülkenin gerçek gündemine dönün. İnsanlara adil davranın. Emaneti ehline teslim edin. Ziya Paşanın; ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’ sözünü asla unutmayın. Bilesiniz ki milletin karnı lafla doldu da taşıyor…