Dilek ve Temenni

Bu gün 01 Ocak 2019, yeni bir yılın ilk saatleri. Zaman gerçekten inanılmaz bir biçimde hızla akıp geçiyor. Büyük umutlarla başlanılan her yıl bir biçimde geride kalıyor.

 Büyükler günlük yaşamda karşılaştıkları olaylar karşısında; ‘Allah imandan ayırmasın’ diyerek dua ederlerdi. Ne kadar doğru bir davranış değil mi? Ömür dediğin acısıyla tatlısıyla geçip gidiyor.

İnsanlarımız için yeni yıl,  geride bıraktığımız eski yılların tamamından daha güzel olsun. ‘Sağlıkta, Adalette, Kazançta’ daha adil bir paylaşım olsun. Maalesef; her alanda yaşanmakta hukuksuzluk, eşitsizlik ve sorumsuzluk son bulsun.

Aç ve açıkta kimse kalmasın. Kimse kandırılmasın ve dolandırılmasın. Kimse dövülmesin ve öldürülmesin. İş hayatında ve trafikte ‘kaza’ yaşanmasın. İş, bilenlere verilsin. Adam kayırma son bulsun…

İnanıyorum ki hepimizin duası ve temennisi aynı. Ama gerçekleşmesi oldukça zor diye düşünüyorum. Milletten; ‘ülkeyi idare etme yetkisi alan siyasilerin’ dua ve temennilerimizin gerçekleşmesi için çalıştıklarına inanmıyorum.

Maalesef yaşanılan sıkıntılar bir türlü sona ermiyor. Hatta işler her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Düsturu elbette biliyorum; ‘Müslüman ümit var olmalı, yeise kapılmamalı.’ Düstur baş ve göz üstüne ama gerçekten sormak lazım; bu ülkeyi idare edenler gerçekten bu düsturu biliyorlar mı?

Elbette biliyorlar ama uygulamak işlerine gelmiyor. Bu devirde herkes her şeyi çok iyi biliyor. Ama herkes doğruyu değil işine geleni yapıyor. Hükümet tarafından sloganlaştırılan ‘Güçlünün Değil, Haklının Güçlü Olduğu Düzen’ bir türlü kurulmuyor.

Bir yararı olmadığı halde sık sık çıkartılan adli ve ekonomik aflarla hırsızların ve uğursuzların af edilmesine ve aklanmasına devam ediliyor. Ekonomi kayıt altına alınmıyor. Kimse gerçek gelir beyanında bulunmuyor. Beyan gerçek olmayınca ödenen vergilerde gerçek olmuyor.

Azıcık bir yağmur yağsa inanılmaz felaketler yaşanıyor. Yollar, evler, köprüler Çöküyor. Ortalıkta ne varsa sel alıp götürüyor. Canlar acıyor, ocaklar sönüyor. Ama ‘imar barışı’ diyerek suçular aklanıp, suçlar af ediliyor…

Mekânı cennet olsun ilk defa Eski Başbakanlarımızdan Sayın Necmettin Erbakan tarafından dillendirilen ‘Adil Düzen’ yok ortada. Yine Mekânı Cennet olsun Eski Başbakanlarımızdan Sayın Bülent Ecevit tarafından söylenilen ‘Toprak İşleyenin, Su Kullananın’ düzeni de yok ortada.

Altı ay gece, altı ay gündüz yaşanan ülkelerde bile fert başına düşen milli gelir 80, 90 bin dolar iken her an dört mevsimin yaşandığı, tarihin tüm dönemlerinde en zenginlerin ülkesi olan benim güzel yurdumda kişi başına düşen milli gelir hala 5, 6 bin dolar ise Allah aşkına, konuşmaya ne gerek var ki…   

Halkı idare edenlerin değerlendirilmesi düsturu bellidir: ‘Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.’ Keşke olsa ama gerçek yaşamda hep af olmaz. ‘Lafla Peynir Gemisi Yürümez. Ülkeyi daha güzel konuşan yönetmez. Asıl olan Memlekette Hakkın ve Hukukun üstünlüğünü sağlamaktır. Asıl olan Millet için daha rahat bir yaşam temin etmektir. Yapamayan çekip gitmelidir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Erdoğan Arşivi