Fatih Erdoğan
Çocuklarımıza Sahip Çıkalım
Çocuk istismarı; fiziksel, cinsel ya da duygusal istismar olarak, çocuk ihmali ise fiziksel ya da duygusal ihmal olarak ayrılmaktadır. İstismar ve ihmalin bu farklı şekilleri yalnız aileleri değil, toplumu, sosyal kuruluşları, yasal sistemleri, eğitim sistemini ve iş alanlarını da etkileyen toplumsal bir sorundur.
Çocuğa yönelik ihmal, çocuklara yapılan kötü muamelenin en yaygın şeklidir. İhmal, çocuk istismarı kadar görünür bir yara ve iz bırakmadığı için istismar kadar dikkat çekmez, fark edilmez ve çoğunlukla da ihbar edilmez. Ancak konunun uzmanlarına göre ihmal de, çocukta istismar kadar uzun ve kalıcı hasarlara yol açabilir.
Çocuğa yönelik ihmal, ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin; çocuğun yiyecek, barınma, tıbbi bakım, ilgi gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaması, bakım yükümlülüklerini yerine getirmemesidir. Psikologlar çocuk ihmalini ikiye ayırıyorlar:
1-Fiziksel ihmal: Ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin, çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını karşılamamasıdır. Yiyecek vermemek, temizliğine dikkat etmemek, hava şartlarına uygun kıyafet giydirmemek, doktora götürmemek, fiziksel ihmal örnekleridir.
2-Psikolojik ihmal: Ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin, çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaması, çocuğu ihtiyaç duyduğu sevgi, ilgi ve bakımdan mahrum bırakmasıdır. Çocuklar, sağlıklı bir ruhsal gelişim için korunmaya, değer ve ilgi görmeye, güven duymaya ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçların yeterli ölçüde ve tutarlı bir şekilde karşılanmaması, psikolojik ihmaldir. En çok hangi çocuklar ihmale maruz kalır? Sorusuna uzmanların verdiği cevap; ‘0-3 yaş arası çocuklar, Hasta veya özürlü çocuklar, Kız çocukları’ şeklindedir.
Çocuğa yönelik istismar, aile ilişkilerinde veya yakın ilişkilerde yaygın olarak görülen bir şiddet türüdür. İstismar, ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin çocuğun fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini engelleyecek, beden ve ruh sağlığına zarar verecek şekilde davranmasına istismar denmektedir. En yaygın olan biçimleri;
Fiziksel istismar: Ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin, çocuğun bedenine zarar verecek şekilde davranmasıdır. Belirtileri ise açıklanamayan yara, bere ve darbe izleri (yüzde, dudakta ve vücudun çeşitli yerlerinde morluklar, ezikler, ısırık izleri, kemer ve ip gibi nesnelerin izleri), açıklanamayan yanıklar (vücutta sigara, puro yanıkları), açıklanamayan kırıklar, çıkıklar, kafa derisinde saç kaybı.
Duygusal istismar: Ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin; çocuğu azarlaması, tehdit etmesi, utandırması, küçüksemesi, çocuğun kendine olan saygı ve güvenini zedeleyecek şekilde davranmasıdır. Çocuğa duygusal olarak yokmuş gibi davranılması, ihtiyaç duyduğu sevgi, ilgi ve yakınlığın gösterilmemesi, bunun aksine çocuğun, gelişimini bozan her türlü aşağılama, reddetme, suçlama vb gibi söz ve davranışlara maruz kalmasıdır. Çocuk sadece duygusal istismara ya da aynı zamanda fiziksel ve/ya cinsel istismara maruz kalıyor olabilir.
Cinsel istismar: Ebeveynlerin veya çocuğa bakmakla yükümlü olan yetişkinlerin, kendi cinsel isteklerini tatmin etmek için çocuğu kullanması, çocuk üzerinde güç kullanarak, çocuğu korkutarak, tehdit ederek, kandırarak veya ikna ederek çocukla cinsel yakınlık kurmaya çaba göstermesi ve cinsel haz almasıdır. Fiziksel temas içermeyen cinsel içerikli konuşma, teşhircilik, röntgencilik, çocuğa cinsel içerikli film vb. gösterme/izletme, cinsel ilişkiye tanık olmaya zorlama, çocukla cinsel ilişki kurma, çocuğa zorla dokunma, çocuğun dokunması için zorlama, çocuğa sürtünme, çocuğu pornografik yayınlarda kullanma, çocuğu fuhşa veya evlenmeye zorlama cinsel istismar örnekleridir.
İnanmak güç ama ülkemizdeki çocuk istismarları Müslüman’a yakışmayacak düzeylere ulaşmıştır. Dövülen, zorla çalıştırılan, taciz edilen, tecavüz edilen çocukların sayısı maalesef her geçen gün artmaktadır.
Çocuk ihmali veya istismarını önlemek elimizdedir. Yeter ki konuya duyarlı olalım. Şahit olduğumuz istismar ve ihmaller karşısında sessiz kalmayalım. Gerekli ihbar ve şikayetlerde bulunarak suçu engellemeye çalışalım. Bu şekilde davranarak hem suça ortak olmaktan kurtulmuş hem de suçu engellemiş oluruz.