Fatih Erdoğan
Çocuklarımız
Canlarımız…
Ciğerparelerimiz…
Allah’ın bizlere layık gördüğü kutsal emanetlerimiz…
Seçmeden, denemeden, ‘başım üstüne’ diyerek kabul ettiklerimiz…
Bazen hayırlı bazen hayırsız, bazen sağlıklı bazen sağlıksız, bahtlarımız…
Yemeyip yedirdiklerimiz, giymeyip giydirdiklerimiz, yüksünmeden ömür verdiklerimiz…
Evlatlarımız, yavrularımız, balalarımız, uşaklarımız, canlarımız, ciğerparelerimiz…
Onlar; Adımızın, Soyumuzun, Milletimizin, Milliyetimizin varlığını sürdürecekler…
Bu sebeple en öne geçenler… Baki kalacak olan bu kubbede bırakabileceğimiz hoş sedalarımız…
Cenabı Hak sayılarını çoğaltsın. Onlara, hayırlı ömür, hayırlı mal mülk, hayırlı iş, hayırlı eş ve hayırlı çocuklar versin…
Üzerimizde Hakkı Olanlar
Bizi dokuz ay karnında taşıyan, doğuran, ölene kadar bizim için yaşayan ANNEMİZ…
Dünyanın her türlü meşakkatiyle bizim için savaşan, kollayan, koruyan BABAMIZ…
Gergefteki nakış gibi sabırla geleceğe hazırlayan ÖĞRETMENLERİMİZ…
Bildiği, bellediği ne kadar hüner varsa hepsini bize öğreten USTALARIMIZ…
Ömürlerini bizlere adayan bu kişilerin hakkı ödenmez ama sağlıklarında arayıp sorarak, gönüllerini alarak üzerimizdeki haklarını helal ettirmeye çalışmalıyız.
Önümüzde bir fırsat var. 24 Kasım Öğretmenler Günü, üstelik Cuma gününe denk geliyor. Yakınımızda ki Öğretmenlerimizi ziyaret edebilir, ellerini öperek gönüllerini alabiliriz. Uzaktaki Öğretmenlerimizi telefonla arayarak hal ve hatırlarını sorabiliriz.
Bence mutlaka yapmalıyız. Bu davranışı yaşayıp çocuklarımızın yaşatmasını sağlamalıyız. Üzerimizde hakkı ve büyük emeği olan Öğretmenlerimize ve Ustalarımıza vefamızı gösterip onların dualarını almalıyız.
Dört Ata dediğimiz Anne, Baba, Öğretmen ve Ustalarımızı mutlaka arayıp sormalıyız. Vefasızlığın diz boyu yaşandığı şu günlerde vefanın ne olduğunu dosta düşmana göstermeliyiz.
Milli Eğitim Bakanlığı
Bu Bakanlık, ülkemizdeki Eğitim ve Öğretim faaliyetlerinin tamamını planlar, uygular ve denetler. Bu bakanlığın Milletimizin Yaşı Kadar Yaşı vardır. Bu sebeple bakanlığın bin yıllara dayanan çok ciddi kazanımları, yasaları, yönetmelikleri, gelenekleri, teamülleri vardır.
Milli Savunmada ve Milli Eğitimde günü birlik siyaset olmaz. Bu nedenle her iki ocak da ‘Peygamber Ocağı’ kabul edilmiştir. Peygamber Ocağıyla ilgili zırt pırt düzenlemeler yapılmamalı, tartışmalı kararlar alınmamalıdır.
Bu Millete yapılabilecek en büyük kötülük hiç şüphesiz Ordusunu ve Okulunu bozmaktır. Bu Ocaklarda karmaşa yaratmaktır.
Bozgun işini bilerek yapanlara hain, bilmeden yapanlara gafil denir. Bu asil millet hainleri ve gafilleri hiç unutmaz, asla affetmez.
Sayın Milli Eğitim Bakanım; Millet, yapmaya çalıştığınız değişikliklerden inanın bıktı usandı. Gerildi, gerildi kopma noktasına geldi. Bir müddet sussanız, değişiklikten bahsetmeseniz, çok büyük sevap alırsınız…