Ahmet Doğan İlbey
Ölüsevici PKK ve dış düşmanların provokasyonu iş başında
Ankara’daki kanlı hadiseyi İŞİD yapmış olsa da HDPKK bu hadiseden son derece memnundur. Ölümler çoğaldıkça, ölüsevicilik, yâni nekrofili tutkunlukları kabarmaktadır. Öldürmek ve ölü bu kanlı örgüt “faydalı” ve “en iyi gelişmedir.”
Ankara’daki kanlı provokasyon gibi Türkiye’de PKK’nın işine yarayan bütün cinayetler, katliamlar HDPKK’nın siyasî yayılmacılığını kolaylaştırmak ve mazlum gösterilmesi için yapılmış kanlı senaryolardan biridir
Kanlı “Dâvaları” için ölenlerin tükenmesinden korkarlar. Teşkilâtları ölümseverliği ilâhî buyruk gibi “kutsallaştırarak”, “birkaç arkadaş kendini yaksın, intihar bombacısı olsun” demeyi kanlı ideolojilerinin bir vecibesi olarak görürler.
İŞİD’i de, PKK’yı da besleyen, birbirine düşürerek Türkiye’yi iç karışıklığa sürüklemek isteyen Amerika, İsrail ve Avrupa’dır.
Nekrofiliyi yaygınlaştıran HDPKK ve içi ve dış destekçileri, kanlı gayelerine ulaşmak için kendi Kürt yandaşlarını, gençleri öldürüp “verim” almaktan çekinmezler. Suruç’ta kanlı hadise bunun şimdilik son örneklerinden biridir. Gaye, Türkiye’yi zor durumda bırakmak ve güney sınırlarına parçalamak…
Nekrofili, yüreğinde insan sevgisi olmayan, kanla, şiddetle, nefretle, düşmanlık paranoyası ile beslenen, bu yönde siyaset yapan, ırkçı, faşist yönetim tarzıyla insanın ferdiyetini yok sayan ve nesneleştirip ideolojik meta hâline getiren bir zihniyettir.
ÖLDÜRMEK İÇİN BİR ARAYA GELENLER…
Erich Fromm’a göre, “ölümseverlik eğilimi olan insan yaşamayan, ölü olan, her şeye, cesetlere, çürümüş şeylere, pisliğe kendini kaptıran kişidir. Ölümseverler hastalıktan, cenazeden, ölümden söz etmekten hoşlanırlar. Katıksız bir ölümsever tipine en açık örnek Hitler’dir. Yok etmek, Hitler’i büyülüyordu, ölüm kokusu ona hoş geliyordu. O, en büyük doyumu yalnızca düşmanlarını, Alman halkını, çevresindekileri ve kendini yok etmekten aldığını göstermiştir.
“Ölümseverlik tam bir sapıklık olarak ortaya çıkmaz. Daha az baskın olarak çoğu insanda farkında olmasalar bile vardır. Ölümseverlik ayrıca hâtıralara ve sahip oldukları şeylere şimdiki zamandan ve insan ilişkilerinden daha çok değer verirler. Canlı bir şeyi görmek yerine onu cansız bir forma sokup, onun üstünde hâkimiyet kurmak, saklamak, biriktirmek isterler.
Böyle insanlar soğuk insanlardır, sürekli kötü koku alıyormuş gibi bir yüz ifadeleri vardır. Bu tiplerin bir başka adı da ‘Nekromantik’tir; ölümseverlik ve savaş zehriyle ruhu kirlenmiş olanlardır. Psikolojide de ölümseverlik vardır. Bunun adı hem ferdî, hem de sosyal bir şuur altı hâli olarak, felaketi, yangını, savaşı, kitleler hâlinde ölümlerin sürekli olmasını arzu etme duygusudur.
“Bu târife Hitler tamamen uyar. Karıncayı bile öldürmemiş bir insan nasıl oluyor da savaşta onlarca insanı kendi canı pahasına öldürmeyi göze alabiliyor. Hitler ve Stalin tek başına öldürmedi, yok etmedi. Onlar adına öldüren, işkence eden binlerce adamlar vardı. Hitler gibi kurt diye tabir edilen insan figürleri insanların çoğuna kurt gibi davranmaya itmek için dâvanın soyluluğunun ve çiğnenen onurunun intikamının alınması gerek. Hitler, çürümüş bir cesedin başında dikilip kaldığını kendinden geçmiş bir halde bakakaldığını ve oradan ayrılmak istemediğini söylemiştir. Ölümseverler daima kendi büyük ülküleri için öülmseverliği kullanmak ve bu yönde hedef kitlesini kışkırtmak tutkusu içindedirler.”
Bu tesbitlerden da anlaşıldığı üzere PKK ve HDP nekrofil (ölüsevicilik) karakterinden dolayı Ankara’da ölenlerin çoğalmasından sinsî bir haz duyuyor, “Kanla arınıp kanla kirlenmenin” fetişizmini yaşıyordur şimdi. Ölümseverliği kışkırtarak, ölenleri gayelerine vasıta yapmalarında sosyal darvinist yaklaşım vardır.
“…Kan akıtmanın ‘kötü’ değil, ‘gerekli” görülmüş olmasıdır. Kan dökme ve şiddet PKK ve hâmileri Amerika, İsrail ve diğer Batılı ülkelerce yüceltilmiştir. En vahşi cinayetler, en güzel kavramlar adına ve ‘görev’ duygusuyla icra edilir. Ankara’da kendi yandaşlarını kurban etmek ideolojik ve dâva duygularıyla yaptırılır.
Türkiye kıskaca alınıyor yine. Allah muhafaza! Dikkat, tedbir, itidal, fakat sıkı durmak zamanı artık.