Nefesler tutuldu, dananın kuyruğu ha koptu ha kopacak!

Söylenecek söz kalmadı. Her ne varsa yazılara döküldü, kaldı ki aday adayları da evi barkı unutup, işi-gücü ihmal edip gezmekten, vatandaşın elini sıkmaktan yorgun düştü, hayatında görmediği,  gitmediği yerlere gitti, tanımadığı kimselerle tanışma fırsatı buldu, içinde ne varsa söylenecek, söyledi.

Vatandaş, esnaf ve sivil toplum kuruluşları (ki çoğunun adresini, başkanını bilmeyiz) bu süreçte gördükleri iltifatlar ve ilgi karşısında şaşırdılar,  ‘Vay be, biz neymişiz de haberimiz yok. Bizi de adam yerine koydular!’ diyerek gelen aday adayları karşısında nezaketlerini ve ikramlarını esirgemezlerken, çoğu aday adayı eli boş gelmedi. Bir kutu çikolata, bir çiçek ya da pasta falan, bir elma gönül alma hesabı, karşıdakini de önemsediler.

Diyoruz ya sözün ve yolun bittiği yere geldik. Araba da yoruldu, sürücü de. Lastikler eskidi, yolda lazım olur diye alınan bisküvi, su, yemek için dahi zaman bulamayınca, ayaküstü atıştıracak ne varsa onlar da tükendi.

Zaten her gittiği yerde aynı cümleleri kuran, iktidar kanadından aday adayı ise iktidarın hizmetlerini, çalışmalarını, projelerini öve öve bitiremediler, muhalefet cenahında olanlar da, iktidara veryansın ettiler, adını koydukları siyasete aiti etik değerler varsa yere yer onları da çiğnediler, vatandaşı ikna etmeye çalıştılar, şirin görünmeye çaba sarf ettiler.

*

Şunu da öğrendik, şehrimizde irili ufaklı yaklaşık bin’e yakın sivil toplum kuruluşu varmış. Kanarya sevenlerden tutun da, damızlıklara kadar…

Ankete katılan, temayüle iştirak eden, mülakata çağrılan aday adayları şimdi beklemeye çekildiler. Ha, çoğu da genel merkez önünde yorgan-döşek yattı. Sanıyorum Ankara otellerinde yer de kalmamıştır. Ankara’ya gelmişken, araya birilerini soktular, icazet istediler, ‘seni referans yazabilir miyim abi?’ yalvarmaları ile genel merkezi ikna odasına almaya çalıştılar.

Kimi sahada gezindi, sıkılmadık el ve çalınmadık kapı bırakmazken, kimileri de, özellikle kendinden ve yerinden emin olanlar, kılını bile kıpırdatmadı.

Siyasetçiye güvenmeyeceksin. Söz verirler, tamama derler, okey deyip seni gönderirler, kapıdan çıkınca,  ‘hadi lan, bu da kendini birşey sanıyor!’ derler.

Kendine güvenen, sicili temiz, siyasi ve mesleki sabıkası olmayanlara ve sürekli sahada olanlara şimdiden vekillik hayırlı olsun!

Hak etmeyenler, meclise yakışmayanlar da addaaaaaa gidecekler. Ki anca giderler!

Diyorlar ki kimlere ilk 8’e girer. Partilerin göstereceği adaylar, partilerin kaç milletvekili çıkartacağının delili olacak.

Ötesi hikaye..

NOT: Gaziantep’ten Ankara’ya uçuyorum. Size Ankara’dan sıcak haberler aktaracak, Güreş Federasyon Başkanlığı seçimini izleyeceğim. Yola gidiyorum, ne olur ne olmaz, hakkınızı helal edin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Fiskeci Arşivi