Ali Kara
KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
Bir ayet-i kerimede:
İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir. Buyrulmaktadır. (Maide Suresi 5/2)
Hadis-i şerifte ise:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen hâlâ Allah’tan iyilik temenni edendir.” Buyrulmaktadır. (Tirmizi Sıfatül- kıyame)
Dinimiz İslam, insanoğlunun aklını, dinini, canını, neslini ve malını korumayı esas almış, bunlara herhangi bir kimsenin zarar vermesini de şiddetle menetmiştir. Yasaklar bununla da kalmamış, ferdin, ailenin ve toplumun huzurunu kaçıran zararlı alışkanlıkların tamamını yasaklamıştır. Bunların başında insan aklını alan, nesilleri yozlaştıran, iyi ve güzel hasletleri yok eden Aklı ve iradeyi işlemez hale getiren, kişiyi normal yaşam ve davranışlarından uzaklaştıran kötü alışkanlıklar gelmektedir.
Kötü alışkanlıklar, genellikle taklit, özenti, kötü arkadaş, bazen de kişilik zafiyetinden dolayı insanlara sirayet etmektedir.
Her Müslüman önce kendi neslini dinimizin emirleri ile donatıp, kültürümüz ve kimliğimizle de tanıştırıp, sağlıklı, eğitimli ve şuurlu bir nesil olarak yetişmesine dikkat etmek zorundayız. Bu durumu beyan buyuran ayet-i kerime
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun…”buyurmaktadır. (Tahrim Suresi 66/6)
Neslimizi kötü alışkanlıklardan korumak Müslümanlar olarak hepimizin görevidir.
Dünya nimeti olarak bize verilen Yani Canımız, malımız, sağlığımız ve evlatlarımız, bizler için birer emanet olduğu gibi, Müslümanlarda bir duvarın tuğlaları gibi birbirlerine emanet edilmiştir. Hayırlı işlerde yardımlaşma ve dayanışma, dinimizin önemle üzerinde durduğu hususlardan biridir. Çünkü cemiyetin huzuru ve güven ortamına kavuşması, insanların iyi ve güzel şeylerde yardımlaşmaları ile mümkündür. Bu durumu beyan eden bir ayet şöyledir.
"Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki, (onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsin, kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar. İşte onlar muradına erenlerin tâ kendileridir." (Âl-i İmran Suresi 3/24)
Kulluk görevimizi gerçek anlamda yerine getirebilmemiz için, bedenimizi koruduğumuz kadar ruhumuzu da dinin doğru bilgileri ile besleyip Kur’an ve sünnetin emirlerini kendimize düstur edinmeliyiz.
Kötü alışkanlakların keyif verici özelliği olduğu için, onlardan kurtulmak kolay değildir. Ancak İslam’a teslim olan insanların kurtulamayacağı bir alışkanlık yoktur.
Başkasının zararı beni ilgilendirmez anlayışı, İslam’ın uygun gördüğü bir düşünce tarzı değildir. Üzüm üzüme bakarak kararır atasözü boşa söylenmemiştir.
İçki ve uyuşturucu maddelere alışan insanlar, ateş düşmüş bir ev gibidir. Bu yangın söndürülmediği takdirde önce kendine, sonra da bütün cemiyete zarar verecektir. Kişi önce kendi ailesini, sonrada bütün cemiyeti kötülükten kurtarmak için mücadele etmelidir. Yani her insan çocuklarının nerelerde gezdiğine ve kimlerle konuştuğuna dikkat etmeli, onları manevi değerlerle donatmalı, arkadaş olarak ta Allah korkusu taşıyan, haram ve helale dikkat eden insanlarla tanıştırmalıdır. Yani en az büluğa erinceye kadar çocuğun peşinden koşmak, ebeveynlerin görevidir. Gücü yetmez olduğu zaman da, Allah’a dua etmekten başka çare yoktur.
Üstün meziyetlerle donatılmış insanoğlunun bağımlılıkla perişan hale düşmesi, toplumu sarsan bir hüsrandır.
Allah’a teslim olan ve O’na güvenen insanlar olarak, ruhumuzun gıdası olan salih amellerimizi ihmal etmemeli, Bununla beraber aile, akraba ve cemiyete faydalı olan hayırlı işlerle meşgul olmalı, cemiyeti felakete sürükleyen kötü alışkanlıklarla da imkânımız ölçüsünde mücadele etmeliyiz. Allah bizi ve neslimizi kötü alışkanlıklardan muhafaza buyursun. 09.06. 2022
Ali KARA
Emekli Müftü