Maraşta Haber
Maraşta Haber

HÜSEYİN ARAS

“ÜLKÜ DENEN NAZLI GELİN”E SEVDÂLI BİR GÜZEL İNSAN: HÜSEYİN ARAS   Gönül hânemize yine bir hazan rüzgârı esti… Ölüm, her zaman olduğu gibi yine “erken gelen” yakıcı bir nefesti… Mart ayazında kalplerimiz bir kere daha üşüdü ve yeniden buz kesti… Kûs-i rıhlet çalınca, sararan yapraklar birer birer düştü dalından… Ve “Kubbe-i Hadrâ”dan feyz alan bir […]

HÜSEYİN ARAS

15 Mart 2021 - 21:40A+A-

Kahramanmaraş'ın güncel haberlerini Google News'ten takip edin !

“ÜLKÜ DENEN NAZLI GELİN”E SEVDÂLI BİR GÜZEL İNSAN: HÜSEYİN ARAS

 

Gönül hânemize yine bir hazan rüzgârı esti… Ölüm, her zaman olduğu gibi yine “erken gelen” yakıcı bir nefesti… Mart ayazında kalplerimiz bir kere daha üşüdü ve yeniden buz kesti… Kûs-i rıhlet çalınca, sararan yapraklar birer birer düştü dalından… Ve “Kubbe-i Hadrâ”dan feyz alan bir güzel insan daha “Ircı’i”[1] (Dön!)  fermânına uyarak hicret etti bu hayat masalından…

 

Nefesler sayılı, hayat vefâsız, zaman acımasız… Ölüm, herkesi eşitleyen yalın bir gerçek… Ölümle noktalanır, hayatın bu fânî dünyada insanlara verdiği mühlet…  Zîrâ ölüm, “..Her nefsin mutlaka tadacağı..”[2] ve inkârı katiyen mümkün olmayan apaçık bir hakîkattir… Ölüm, inancımıza göre fânî hayâta son noktayı koysa bile, bâkî dünyaya vâsıl olmamızı sağlayan bir mukadderattır… Ölüm; “..Allah’tan geldik, dönüş yine O’nadır..”[3] emr-i İlâhî’sine icâbet etmekle başlayan bir vuslattır…  Ölüm; ölümün öldüğü ebedî bir âlemde yaşanan rûhî bir hayattır… Ölüm; her lahzâ kendisini bize hatırlatan, ama bizim bir türlü tam olarak idrâk edemediğimiz “en büyük nasîhattır.”[4]

 

Ölüm, İlâhî dâvete uymak ve bir başka dünyaya doğmaktır…  Bu dünya hayâtında insana verilen ömür sermâyesi ölümle noktalanır… Yolların başlangıç ve bitiş noktası hep Allah(c.c.)’a varır… Bu yüzden bir ehl-i dil de;

 

“Ya İslâm’da erirsin,

Ya inkârda çürürsün,

Yol mezarda bitmiyor;

Gittiğinde görürsün…”[5] 

 

diyordu…   Fuzûlî’nin;

 

“Gelin ey ehl-i hakîkat, çıkalım dünyadan

 Gayrı yerler görelim, özge safâlar sürelim…”

 

dizelerinde söylediği gibi, ten kafesi açılırken; can kuşu hürriyete kanat çırpar, gemilerin geçmediği sonsuz bir ummâna yol alır… Güneş gurûb eder, zaman birden kırılır ve âniden bâkî âleme yeni bir kapı açılır… Herkes için, gün batar, söz biter, kalp durur, ibre sona vurur… İnsanoğlu; kaçınılması aslâ mümkün olmayan başlangıcın sonuna ya da sonun başlangıcına vâsıl olur…

 

Ve “Ömür Dediğin”den geriye; unutulmayan hâtırâlar, yürekte saklı yaralar, îfâ edilen ameller, hayat bulmayan emeller, yarınlara dâir hayâller, Mâverâ menzilli ideâller, yaşatılan fazîletler, yapılan ibâdetler, bir türlü yapılamayan hamleler, “keşke” diye başlayan sayısız cümleler, Hak yolunda çekilen zahmetler, katlanılan mihnetler, gösterilen gayretler ve çekilen çileler kalır…

* * *

 

İşte 16 Mart 2013 Cumartesi Günü sabaha karşı; “Gül” kokulu, “Kıble” yürekli, “Hilâl” bakışlı, Bozkurt duruşlu ve “Ülkü denen nazlı gelin”e[6] sevdâlı bir güzel insan daha Hakk’a vuslat için Âlem-i Cemâl’e yürüdü… “Hüseyin Aras Başkanımız”ın rahmet-i Rahmân’a vuslat haberiyle birlikte; onu tanıyan herkesin, özellikle de 12 Eylül öncesini İzmir’de yaşayan ülkücülerin yüreği bu sefer bir başka yandı ve gönül dağını simsiyah bir duman bürüdü…

 

Dede Korkut’un; “Gelimli gidimli dünya / Son ucu ölümlü dünya” mısraları dilimize düşerken; mâzîde kalan hâtırâlarımız da gönül ufkunda kıyâma durdu… Gözlerimiz terledi, bakışlarımız ıslandı ve bir yumruk gelip boğazımıza oturdu…

 

Artık yaşı çoktan altmışına merdiven dayamış olan bizim nesil de;

 

“Bu dünyaya gelen kişi, âhir yine gitmek gerek,

Misâfirdir, vatanına bir gün sefer etmek gerek.”[7]

 

dizelerini daha sık söyler olmuştu…

 

“Onlar” diye tesmiye ettiğimiz; başı dik, alnı ak ve dâvâsı Hakk olan, “Kevser akan ‘Gül’ kokan”[8]; Anadolu’nun alın teri, “Bu Ülke”nin[9] “yerli”leri, Türk’ün yürek sesi, Türk Dünyası’nın beşik kertmesi ve ideâlizmin son efsânesi olan “Bizim Çocuklar” da artık birer birer terk-i dünyâ ediyordu…

 

Ahmet Turan Alkan’ın dediği gibi, zâten Muhsin Başkan’ın şehâdetinden sonra, emr-i Hak rahmetlinin bütün yaşıtlarını, nesildaşlarını, ülküdaşlarını bir anda kocaltmıştı ve artık hiç birimiz genç değildik…  Ve İzmir Ülkücüleri olarak rahmetli Dr. Erol Atik, Aşur Demirbağ, Mahmut Odabaşı, Kamber Aydın, Nâdir İnal, Muzaffer Genç, Muzaffer Gökçen, Hüseyin Balkan, Dr. İsmail Cengiz, Suday Savrun Sandık, Dr. Cengiz Karalezli, İlhami Bölük, Subutay Demir ve Mehmet Arıcan’dan sonra Hüseyin Aras’ı da rahmet-i Rahmân’a tevdî etmiştik[10]

 

70’li yılların o zor günlerini İzmir’de yaşayan bu ideâlist gençliğin gönülleri genç olsa da, “Onlar”; saçlarından giymeye başladıkları beyaz kefenleriyle zâten her geçen gün biraz daha gün batımına doğru yol alıyordu… Ve “âsûde bahar ülkesi”ne[11] vâsıl olanlar artarken, “dünya gurbeti”ni mesken tutanların sayısı “Kıbrıs Gâzîleri” misâli bir bir azalıyordu…

 

Cumartesi sabahı saat 06.45’de Sertif Parlak telefon ederek Hüseyin Aras’ın vefât haberini vermiş, hüzünlü bir sesle “İnnâ lillâhi ve-innâ ileyhi râci’ûn”[12]* demiş, Mehmet Arslantaş, Hacı Kaya, Mehmet Kılıç ve Ahmet Tevfik Esensoy’la birlikte hemen İslâhiye’ye hareket edeceklerini söylemişti… Sertif Başkan; Yılmaz Özcan’ın Sivas’tan, Mustafa Çolakoğlu’nun Malatya’dan, Hanifi Batı ve Şemsettin Gölen’in de Elazığ’dan, yola çıkacağını haber vermişti. O menhus hastalık yüreğimizi bir kere daha kanatmıştı.  “Biz ondan râzıydık, inşa’Allah Cenâb-ı Hak da râzı olur! Allah (c.c.) rahmet eylesin!” dedikten sonra dilimden gayrı ihtiyârî “Âah mine’l-mevt” kelimeleri dökülmüştü. Bu sırada başta Bayram Dalcı ve Mehmet Dener olmak üzere birçok gönül dostumuz daha telefon etmiş ve bu acı haberi duyurmuştu.

Ve Hüseyin Aras’ın o heybetli duruşu gözlerimin önünde canlanırken, “mâsum Anadolu’nun”[13] bu yiğit evlâdının idealist dâvâ arkadaşları da bir film şeridi gibi zihnimden geçmeye başlamıştı…  Bir anda, ihtiramla yâd ettiğimiz “İzmir’deki ülküdaşlık” ve müşterek mâzînin azîz hâtırâları hayâlhânemde peş peşe yürüyüşe geçmişti…

* * *

1970’li yıllar; millî ve mânevî değerlerine bağlı Anadolu çocuklarının üniversite tahsili yapmak için büyük şehirlere geldiği ve Ahmet Yesevî’nin nefesiyle tüttürülen “Ocak”larda buluştuğu yıllardı.  70’li yıllar, bizim de “denize maya çalmak” adına İzmir’i ve üniversite gençliğini millî değerlerle buluşturmak için gayret kuşağını kuşandığımız çok çetin bir dönemdi.  O yıllar, “Gâhi kar yağardı, gâhi karanlık”[14] diye tasvîr edilen zamanlardan bir zamandı… İzmir zâten;  fikir tezgâhında çile dokuyanlarla, çile girdâbında inancını yaşamak isteyenlerin ikinci sınıf insan muamelesine tâbi tutulduğu ve şimal rüzgârlarının tozu dumana kattığı şehirlerden birisiydi.

 

70’li yılların başında “öğrenci hareketleri” diye isimlendirilen olaylar yeniden alevlenmeye yüz tutmuştu… Gençliği Marksist-Leninist fikirlerle ve ateist düşüncelerle iğfâl etmek ve Türkiye’yi bir Sovyet peyki hâline getirmek isteyenler, üniversitelerin özerkliğinden istifâde ederek fakülteleri birer “kurtarılmış bölge” yapmak için yoğun bir çaba sarf ediyordu. Bunu temin için Türkiye’nin bütün üniversitelerinde sol gruplar tarafından; haklı öğrenci talepleri dile getiriliyor, çeşitli eylemeler başlatılıyor, daha sonra ise gerçek niyetleri ortaya çıkıyor ve pek çok fakültede ideolojik amaçlı işgaller ve boykotlar sahneleniyordu.

[1] Fecr, 89/28

[2] Enbiyâ, 21/35; Ankebût, 29/57

[3] Bakara, 2/156

[4] Fudeyl b. İyaz

[5] Abdurrahim Karakoç

[6] Nihal Atsız, Yolların Sonu, Selâm, 41

[7] Yunus Emre

[8] Nûrullah Genç, Rüveydâ, Rüveyda, 65

[9] Cemil Meriç, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1984

[10] O günden bugüne İzmir’in gâzi ülkücülerinden; Aslan Demirci, Mehmet Uyanık, Mustafa Kurucu, Uğur Derviş Tekdal, Selahattin Bayraktar, Erdoğan Poyraz, Erkan Yıldırımkaya, Mehmet Söyler, Ahmet Kolutek, Ali İhsan Güneş, Ahmet Arslan, Dr. İsmail Özpınar, Yavuz Epik, Hüseyin Düz, Dr. Fethullah Esmeray,  Mehmet Altaylı, Hüseyin Baydar da Âhiret Yurdu’na gitti… 

[11] Yahya Kemâl Beyatlı, Rindlerin Ölümü,

[12]Bakara, 2/156; *“..Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na   döneceğiz..”  

[13] Necip Fâzıl Kısakürek, Çile, Sakarya Türküsü, 398-400

[14] Şeyh Gâlib

 

Devamı Haftaya

Kahramanmaraş'ın güncel haberlerini Google News'ten takip edin !
Etiketler : |
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
PAHALILIK ÇÖKÜŞÜN HABERCİSİ PAHALILIK ÇÖKÜŞÜN HABERCİSİ

Piyasaya iyi bakın. Bu pahalılık önünde hiçbir iktidar duramaz. Bu pahalılık çöküşün habercisi ve adıdır. Bu pahalılık karşısında iktid...

SEÇMEN İKTİDARA KIRMIZI HARİTA GÖSTERDİ SEÇMEN İKTİDARA KIRMIZI HARİTA GÖSTERDİ...

Seçmen Cumhur İttifakı’na sırtını döndü. Altı Oklu CHP ile kucaklaştı… 31 Mart, ‘sonuçta Yerel yönetimler belediye başkanlığı seç...

Sahipsiz Memleketim! Sahipsiz Memleketim!

Biz Kahramanmaraşlılar, depremin ardından geçen on üç ay içinde şehrimize getirilen hizmetlerden o kadar da memnun olmadık. Ve yaşadığı...

Depreminin Birinci Yıl Dönümü Depreminin Birinci Yıl Dönümü

6 Şubat 2023’te, Türkiye, tarihin en büyük depremini yaşadı. Gece saat 04,17’de yerin 8,6 kilometre derinliğinde Pazarcık merkezl...


BU HABER HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELİRTMEK İSTER MİSİNİZ?(Yorum Yok)

SON EKLENEN HABERLER
Umut Sokağı Konteyner Kentte HEM Sergisi Umut Sokağı Konteyner Ken...

Kahramanmaraş Onikişubat Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğ...

Muhtar Ali Engizek Kolları Sıvadı Muhtar Ali Engizek Kollar...

31 Mart 2024 mahalli idareler seçimi sonucunda Kahramanmaraş...

Kahramanmaraş’ta “Oyun Yoluyla Öğrenme Eğitimleri” gerçekleştirildı. Kahramanmaraş’ta &#...

Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Arttırılması Pr...

Bu Konseri Sakın Kaçırmayın ! Bu Konseri Sakın Kaçırmay...

Kısa adı DUK olan  Dulkadiroğlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ...

Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek yarışması sonuçlandı Sağlıklı Nesil Sağlıklı G...

“SAĞLIKLI NESİL SAĞLIKLI GELECEK” BAĞIMLILIKLA MÜCADELE KONU...

PAHALILIK ÇÖKÜŞÜN HABERCİSİ PAHALILIK ÇÖKÜŞÜN HABERCİ...

Piyasaya iyi bakın. Bu pahalılık önünde hiçbir iktidar duram...

Saçalızade İlkokulu Romanya’nın Timişoara şehrinde Saçalızade İlkokulu Roman...

Kahramanmaraş / Onikişubat Saçalızade İlkokulu İI Milli Egit...

Gastroşef yöresel yemek yapma yarışması sonuçlandı Gastroşef yöresel yemek y...

Milli Eğitim Bakanlığı Gastronomi Festivali ve Yemek Yarışma...

Yaşar Gölcü İlkokulu Erasmus Projesi Kapsamında Romanyada Yaşar Gölcü İlkokulu Eras...

RAMANMARAŞ / DULKADİROĞLU – Yaşar Gölcü İlkokulu  İI M...

323. Fasl-ı muhabbet Atışma dörtlükleri 323. Fasl-ı muhabbet Atış...

1 İşveli göz kırpar , yamaçta meşe Ebruli renk tablo, baktığ...

FOTO GALERİ
YAZARLAR HABERLERİ
VİDEO GALERİ