Durmuş Küçük'ün fişi çekilirken... Peki, sıra kimde?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü sayın Ömer Çelik,

AK Parti

'den kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilen isimleri açıkladı. Buna göre, diğer isimler beni ilgilendirmez ve bağlamaz, memleketimin insanına bakarım, Elbistan Belediye Başkanı

Durmuş Küçük

, partiden kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilen isimler arasında yer alınca, üzülmedim desem yalan olur.

Ciddi, ağır başlı, Allah için hizmet eden yerel yöneticiydi. Ama siyaset bu, bir günde zirveye çıkarken, bakmışsın ertesi günü yerin dibindesin. Yarın diye birşey yok, garantin yok yarınlara ve geleceğe dair. Ağzınla kuş tutsan, memleketi baştan yaratsan, on parmağında on maharet olsa dahi, yöresinde en sevilen kişi de olsan, gün geliyor, sıfırlanıyorsun, bitiyorsun, tükeniyorsun, harcandığın gibi itibar da kaybediyorsun.

*

Elbistan Belediye Başkanı Durmuş Küçük, Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafından hazırlanan rapor neticesinde 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimlerinde il SKM ve ilçe SKM programlarına kasıtlı olarak katılmayarak partimiz aleyhinde sözlü ve fiili davranışlarda bulunduğundan ve Ak Parti ilkeleri ile bağdaşmayan tutum ve davranışlar sergilediğinden tedbirli olarak partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilen belediye başkanları arasında yer aldı.

İhraç için bakın sayın Ömer Çelik ne diyor; "Bütün şikayetler partinin ilgili birimlerinde değerlendiriliyor. Ak Parti'nin kurucu ilkeleri, değerleri var. Ak Parti'desiyaset yapmakla, Ak Partili olarak siyaset yapmak arasında fark vardır. İhraç edilenlerle ilgili gerekiyorsa suç duyurusu da yapılacaktır"

*

Parti ciddiyeti, disiplini denen bir kavram varken, kimse kendini parti üzerinde göremez. Teşkilat ve genel merkez ile uyumlu çalışmayan, dağları ben yarattım, memleket benden sorulur diyen, parti teşkilatını, büyüklerini yok sayan her kim olursa olsun, olacağı bu. Akıbet kaçınılmaz işte.

Şimdi, bana göre bu süreç, iki sene önce başladı. Hemşehrisi, AK Parti Elbistanlı, milletvekili ve Kültür ve Turizm Bakanımız sayın Mahir Ünal ile hatırlarsanız, takışmıştı. İpler kopmuş, akabinde Elbistan Belediyesine önce 15, yetmedi 3 müfettiş daha gönderilmişti genel merkezce.

Bu hadise, yani iki sene önce yaşanan olay, bugünün, geliyorum diyen tehlikenin habercisi gibiydi. AK Parti aleyhine sözlü ve fiili davranışlarda bulunup bulunmadığını, kasıtlı hareket edip etmediğini bilemem de, partinin etkinliklerine, toplantılarına katılmadığı aşikârdı ve bunu bilmeyen yoktu zaten.

Peki kılıçlar kından çıkar mı, ya da çıktı mı, bir siyasi yarış, mücadele ya da adına savaş mı ne derseniz deyin başladı mı, bilemem...

Bildiğim yegâne şey, partiyi ve genel merkezi hiçe sayarsanız, olacağı buydu. Bazıları kendi eliyle kuyusunu kazarmış, kendi ayaklarına kurşun sıkarmış da farkında olmazmış. Olmazsanız, oldururlar işte...  Bir anlamda kendi etti, kendi buldu.

*

Geliyorum diyen tehlikeyi bilenlerden biri olduğumu söylersem, lütfen bana kızmayın. Çokbilmişlik taslamamak istemiyorum ama hatırlayın, bundan 15 gün önce, Madoevi'ndeki canlı yayında, Durmuş Küçük'ün etkinliklere katılmadığını, kendini partiden soyutladığını, bunun da bir gün başına iş açacağını söyledim. Çünkü hiç kimse partiden büyük değildi. Ve kimse de bulunmaz Bursa kumaşı, vazgeçilmez insan değildi.

Yine de şunu söylemeliyim, samimiyetle ifade edeyim, sayın Durmuş Küçük'ü severim, delikanlı adamdır, yanlışlarının bedelini herkes gibi o da ödeyecek ama  üzüldüm, gerçekten üzüldüm.

Bize göre, artık siyasi hayatı bitti... Bir sonraki yerel seçimlerde bir daha başkanlığı zor görür. Ha, bağımsızdan ya da eski aşkı MHP’den koyar kazanır mı, kazanmaz mı bilemem, o zamanki şartlar ne gösterir Allah bilir de, görünen dağın uzağı olmaz, çünkü ipler de koptu tamamen. Arkasında kimse de olmayınca, durmayınca, yabancı filmlerin sonundaki 'The end' yazısı gibi, siyasi hayatına nokta konulmuş oldu.

Buraya kadarmış.

*

Kulislerde dolaşan iddialara bakılırsa, sıranın Pazarcık Belediye BaşkanıYakup Hamdi Bozdağ'da olduğu söyleniyor, konuşuluyor, iddia ediliyor. Aykırı tavırları, halktan kopuk siyaseti, eleştirinin odağındaki isim olması ve başkanlık yapması, kendi ilçesinde bile tepki toplayan bir yerel yönetici konumunda bulunması, onun da sonunun geldiği çok zor bir ihtimal olarak gözükse de, siyaset bu.

Çünkü siyasette vefa yok. Deniz yanar mı yanar. İhtimaldir...

İnşallah olmaz, inşallah yanılırız. İnşallah söylentiler yalan çıkar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Fiskeci Arşivi