Ahmet Doğan İlbey
Benim yaram derin derin…
Kabil’in, İsrailoğullarının ve Roma’nın öldürme ve egemenlik arzusu kol geziyor her yerde… Dünya savaşa belendi, her yer kan ve barut kokuyor.
Dünyanın çivisi boşandı, darmadağın… Her yer savaş, her yer ceset… Ölüler görüyorum her gün. Çocuklar, analar, babalar yan yana… Savaş ve egemenlik, ölüm yağdırıyor topraklara; topraklar ağlıyor üstündeki ölülere.
Yüreğimin üstünden şehit cenazeleri geçiyor her gün. Doğu Türkistanlı karındaşlarıma oruç ve namaz yasaklanmış. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi yedi iklim üç kıtaya ferman salan Âl-i Osman Türkleri yok şimdi!
Bundandır ki benim yaram derin derin…
Efendimiz Aleyhisselâtüvesselâm’ın Veda Hutbesi’ni unutmuş olmalılar ki, Müslümanlar birbirini öldürüyorlar sabahtan akşama… Müslüman Müslümanı, kâfir Müslümanı öldürüyor her gün…
Dünya, Müslümanların iflah olmaz derecede birbirine hasım ve düşman karşısında zaaf içinde oluşlarına böyle şahitlik etmedi.
Bundandır ki benim yaram derin derin…
Bir yanda alabildiğine tokluk, bir yanda alabildiğinde açlık… Dünyanın yüzde onu servet ve bolluk içinde, yüzde doksanı fakirlik ve zillet içinde… Dünya dünya olalı bu denli utanç verici duruma düşmemiştir.
Irkçılık, sömürgecilik, toprak ve kapital öldürme iştihasının bir parçası oldu dünyada. Savaşın kötü gurbetlerinde yavrusunun, eşinin ölüsünü bırakıp muhacir olanlar dolaşıyor etrafımızda.
Savaş ve egemenlik tiranlarının kurbanları bunlar. Her köşede günbegün çoğalan fersiz gözleri soluk yüzleriyle muhacir ve mülteciler…
Bundandır ki benim yaram derin derin…
Aşkı bilip vecdi bilmeyen profesörlerin, derde derman olamayan doktorların, Müslüman evinin plânını çizemeyen mühendislerin, muallim vasfını taşımayan öğretmenlerin, İslâm maarifimizi okutmayan mekteplerin çoğaldığını gördükçe bin yıllık yüreğim yanıyor.
Câmiin dışında her yerde modernizm salgını var. Modern-lümpen gençler analarını ve babalarını öldürüyorlar. Feminizme ve boyalı dünyaya kapılan kadınlar çocuklarını terk edip sahte hayatlara kaçıyorlar. Sokak ve cemiyet, iki yüzü var artık; bir yüzü rahmânî, bir yüzü şeytanî…
Bundandır ki benim yaram derin derin…