AK parti listesine kim, nasıl ve nereden girer?

Aslında bu soru, meslektaşım sevgili Yener Atlı’ya ait. Salı günkü gazetede, köşe yazısını manşete taşımış, 15 ismi gazetenin birinci sayfasına koyarak, bu isimlerle, aday adayları ile ilgili kişisel düşüncelerini paylaşmış.

Eline ve yüreğine sağlık kardeşim.

Atlı izin verirse, öze dokunmamak kaydı şartıyla, haddimi aşarak biraz ekleme yapmak istiyorum. Gerçi, bir iki gün içinde bazı şeyler ve isimler netlik kazanır. Bu saatten sonra bizim yazının, önerilerin esamesi okunur mu, onu da kestirmek güç.

Sevgili Atlı’nın dediği gibi, böyle günlerde yazdığının yazıların, özellikle sosyal medyada polemik ve günün tartışma konusu olma riski var. Eh bırakın o kadar da risk olsun. Risk almayan, kendine güvenmeyen de bu yola çıkmayacak, gazeteci ise risk de alacak, başına dert de…

Tabi zaman zaman bizi de eleştiriyorlar. Falanın adını yazdın, neden öbürünü es geçtin, ondan nemalandın mı, beslendin mi, arpa aldın mı, gibisinden hiç de şık olmayan sorulara muhatap olmuyor değiliz. Bu tartışmalar bitmez. Mahalli seçimlerinde de oldu aynısı, önümüzdeki genel seçimler içinde farklı olmayacak. Okurun eleştirilerine eyvallah!

*

Kadrolu, kendini potansiyel aday adayı yerine koyanlar her dönemde çıkıyor. Bir lider ile resim çektirip, kendine listeden, ilk ön sıralardan yer ayarladığını söyleyen saflar çıkıyor arada sırada. Aslında o saflara başka bir şey diyorlar da, yerim dar, yazamam.

Seçilemeyeceğini, aday gösterilmeyeceğini bile bile, bilumum araçları, hırslarını ve egolarını tatmin için sahaya çıkanları zaten es geçiyorum.

Gelelim isimlere. Sadece bizim değil, kamuoyunun aklından ve gönlünden geçenlere. Meclise gitmesini istediği kimselere…

Mahir Ünal… Herkes onun ilk sırada olduğunu biliyor. Patron ne derse o gerçi. Bakarsın İzmir, İstanbul veya Ankara’dan da aday adayı gösterilebilirler. Yoğun bir siyaset adamı. Belki yerele fazla zaman ayıramadı, vatandaş belki tepkili ama neticede o bir marka, bir ekol. Adı yeter!

Mahmut Arıkan… Sıtkı Güvenç olmadığına, olmayacağına göre, ilk 8’de yer almasına kesin gözüyle bakılan işadamı. Esnaflıktan gelme. Parti kurulduğu günden beri siyasetin, teşkilatın içinde var olan değer.

Mustafa Poyraz... 12 yıl belediye başkanlığı yaptı, dostunu düşmanını öğrenemedi. Lan dedi, döller dedi, oğlum dedi, adı ‘kaldırım Mustafa’ya’ çıktı. Kamuoyunda, teşkilatta ve Ankara’da desteği yok. Adaylığı patrona bağlı.

Serdar Erdoğanyılmaz… Bugüne kadar hakkında çok olumlu izlenimler servis edilen arkadaşımız. Kent halkının yakından tanıdığı kadar, Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’a olan hayranlığı her şeyin üzerinde. İnadına sevmek derken, gazetedeki köşe yazısı zaten herşeyi anlatıyor. Basın camiasının da gözbebeği. İki diploması, kariyeri müthiş.

Sevde Bayazıt Kaçar… Bir kere onun ilk 3’te olduğu kesin, garanti. Çünkü, geçen yıl Ramada Ote’linde, Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, müthiş övgüler yağdırmıştı sayın Kaçar’a. Daha o gün belli olmuştu herşey.

İlker Çitil… İlk sıralarda yer alacağı yazılsa, söylense de, hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Bir garanti var, o da bankası. Bir yerde ışık mı gördü, sinyal mi aldı, icazet mi verdiler bilinmez, durup dururken aday adayı oldu. Sevilen, sayılan birisi. Merkezde ve kuzeyde tanınıyor.

Prof.Dr.Mustafa Sarıbıyık… Maraş halkının tanımadığı bir isim. Andırınlı. Bu bölgenin adamı İdris Tezcan varken, Sarıbıyık’ın esamesi okunur mu, beklemek lazım. Kariyeri müthiş bir akademisyen. Güç, sadece ilim yayma cemiyetinin adayı olmasına bağlı ise, hayırlısı diyelim.

Avni Doğan… AK Partinin emektarı, duayen siyasetçisi. Kahramanmaraş’ın sorunlarını bilen, teşkilatları tanıyan önemli bir isim. Tanıdığım ve herkesin tanıdığı Avni Doğan, aday adayı olmaz, aday olur. Milletvekili seçilirse, denge unsuru olur. Hitabetine, duruşuna on üzerinden on puan verdiğim isim. Kahramanmaraş için hayırlısı…

Veysi Kaynak… Bilerek sonlara bıraktım. Diyeceksiniz ki, kamuoyunun, teşkilatın yakından tanıdığı, milletvekilliği ardından Adalet Bakan Yardımcılığı yapmış bir isim, hele bu isim Veysi Kaynak gibi efsane ise, sona bırakılır mı? Bıraktım. Çünkü banko.

Ayşe Kazlı… Partinin, teşkilatın ve yerel yönetimlerin sevecen, munis ve tatlı kızı. Ateş parçası. Kim der ki kız başına köylere, ilçelere, obalara gidiyor, kendini ifade ediyor, davanın büyüklüğünü ortaya koyuyor, liderini öne çıkartıyor. Erkek gibi… Helal olsun denilecek ve meclise yakışacak kimse.

Süfyan Emiroğlu… O’nu en iyi tanıyanlardan biri olan, siyasetin deli fişeği, heyecan kasırgası estirmede üzerine adam tanımadığım isim, değerli dost her açıdan kefil. Ha, kamuoyunda pek tanınmasa da, Ankara’da, kent sanayisinin gelişmesi yönünde perde arkasında oldu, önemli çalışmalara, projelere imzasını attı.

Kimse kusura bakmasın, kimse siyaset tellallığına soyunmasın, kimse birilerine arka çıkıp ya da eleştiri oklarını acımasızca saplamaya çalışmasın, herkes ne düşünür bilemem de, biz Vatan, Millet Sakarya edebiyatını ve ilkesini bıraktık, hizmet edecek, yararlı insanı değil, kendimize vekil arıyoruz

O nedenle de listeler elden ele geçiyor, değişiyor, herkes kafasına göre liste yapıp, canı istediği cennetlik, canının istemediği cehennemlik misali, üç öğün yemek gibi her 5 saatte bir değişen listenin, adayların can kurtaran simidi olduğunu söylemeye, ispata çalışıyor.

Kaldığımız yerden devam edecek, isimlerini bugüne bıraktığımız aday adaylarını sayfaya taşıyacak olursak, buyurun…

Sıtkı Güvenç için yazınca, vay sen misin ilk 8’e koymayan. Millet demediğini bırakmazken, bir insanı sevenler de olur, nefret edenler de… Kimi aradı, eline-yüreğine sağlık dedi, kimisi de, ‘elin kırılsın, sayın vekilim mecliste olacak, utanacaksın’ babından bize yüklendiler. Olsun. Vatandaşın, okurun tercihleri, düşünceleri, yorumları bizim için önemli. Işık tutması açısından… Zaten bizim listemiz, sıralamalarımız da varsayımdan, duyumdan ve kişisel yorumlardan öteye gitmiyor. Yok deniliyorsa insanlar halkın sesine, vicdanına ve tepkisine saygı duymalı.

Gelelim diğer isimlere…

*

İlk aklıma gelen isim Uğur Dilipak oldu. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir siyasetçi. Senelerdir teşkilatın içinde oldu, eğrisi olmadı.

Mehmet Sabancı… Kamuoyu  vicdanında meclise gitmesi gereken isim. 30 Mart mahalli seçimlerinde gösterdiği performans meydanda. İnsanlara hitap ederken, ‘sizin vefanızı gönlüme yazdım’ diyebilen dost yürek.

Fatih Arıkan… Na mümkün! Bu ne iştah, bu ne hırs!

Hamit Bülent Eken… Çizgisinden hiç sapma göstermedi. Sahadan uzak durmadı. Hastası olana koştu, cenazesi olana yetişti, düğünü olanların mutluluğuna ortak oldu. Geçen genel seçimde olmadı, bu kez olmalı. Afşin bu kez meclise bir vekil göndermeli. Bu isim neden Eken olmasın! Yoksa…

Aşkın Kıraç… Hayata gülümseyerek bakan, pozitif düşünen, siyasette ilk kez şansını denemek isteyen bir kardeşimiz. Şansı var mı, bilemem. Patron bilir.

Muhammed Tanrıverdi… Kentini tanınmış eşraflarından. Asil bir aileden gelen isim. Yüzünden samimiyet ve dürüstlük akıyor. Sıkı bir partili, teşkilatçı insan. Sürpriz olur mu, şansı var mı derseniz, ben bilmem merkez bilir. Başbakan Davutoğlu düşünebilir. Beyefendi, kişilikli ve nitelikli. 

İdris Tezcan… Senelerini, gecelerini-gündüzlerini partiye adamış bir kardeşimiz. 2011’de aday idi, bakalım şans kapısını aralayabilecek mi? Ama dürüst, ilkeli ve delikanlı adam.

Bahtiyar Murat Aras… Hakkında yazı yazmaktan usanmadığım, keyif aldığım bir siyasetçi. Eczacı ama aslında siyasetin profesörü… Donanımlı, akademik kariyeri olması yanında, sporcu kimliği ile çoğunu cebinden çıkartacak kimse.

Neşe Şirikçi… Patronlar ikinci bir kadın vekili aday gösterirler mi, bilinmez. Şansı zor gibi. Lakin partiye verdiği emek inkâr edilecek gibi değil. Nezaket timsali, hanımefendi.

Mutlu Kaya… Sağlık adına elini taşın altına koyan, meslektaşlarının sorunlarının çözümü için çırpınan bir yürekli adam. Genç, yetenekli ve heyecanlı. Sıtkı Güvenç’ten daha yararlı olabilecek kimse…

Yusuf Gökdoğan… Siyasetin kitabını yaz desen, yazacakları ciltlere sığmaz. Ateşli, heyecan kasırgası estirebilecek genç kabiliyet. Deli dolu ama yiğit adam.

Gökhan Gökşen... Herkes ona potansiyel aday adayı dese de, sağlık camiası adına, kültür adına, sanat adına bu şehre bir şeyler veren arkadaşımız. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır desem, yeter mi?

Prof.Dr. Ahmet Eyicil… Son günlerde yazdıkları ve konuştukları ile tepkileri üzerine çeken birisi. Meclis mi, tövbe deyin!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Fiskeci Arşivi