Selahattin Karakoç
TEMMUZ’UN 15’İ!
Sevgili Okuyucular, Temmuz’un 15’i, hiçbir konuda anlaşamayanların bile anlaşma zemini, ortak noktası olmalıydı.
Bu ülkede darbe, kumpas, komplo ve her türlü karanlık, hain, kahpelik işlere girişenlere karşı toplumsal bir direniş sembolü, bu konuda birliktelik olmalıydı, büyük bir uzlaşma zemini olmalıydı, dünya emperyalistleri, haclıları, teröre destek verenler de bunu görmeliydi.
Demokrasi ve adalet kavramı ortak paydası olmalıydı, Temmuz’un 15’nin yıldönümü ülkemiz bakımından bu çerçevede idrak ettirilmeliydi! Ne yazık ki bu durumda adam akıllı bir gelişme olmadı, muhalefet kanadının değerlendirmesi ve iddia söylemleri farklı çıktı, iktidar çevresi Temmuz’un 15’ni bu iddia çerçevesinde anmak için tam olarak büyük çaba gösterdi mi, göstermedi mi sorusu akıllara geldi, buna bakmak ve görmek lazım?
Maalesef Türkiye’nin mevcut tablosu bu değil. Çünkü ortaklaşa hareket etme, uzlaşma kültürü, ülkenin geleceği bakımından asgari müşterekler etrafında buluşma zorlama ile olmaz. Son olarak, Temmuz’un 15’i 2016 da olup bitenler halen tam anlamı ile aydınlatılmış değil, soru soran şüpheli durumuna düşüyor, bu şartlar altında ortak bir zeminde, yani ortak payda da buluşmak mümkün mü? Demokrasiden yana, adaletten yana, sağlıklı tepki vermek için önce kafamızdaki soruların aydınlatılmasını beklemek neden bir nevi suç sayılsın?
Demokrasiyi ciddiye alıp, kafası karışan, soru soran, samimi bir tartışma yürütmek isteyenler mi, iktidarın çizdiği çerçeve içinde ve arzulanan söylemi tekrarlayarak kompozisyon ödevi yazmaya girişenler mi, sahiden demokrasi mücadelesi verebilir, önce bunu görmek ve buna karar vermek lazım bence! Ülkede yaşanan tüm bu koşullar altında, Temmuz’un 15’nin yıldönümünde ortak bir duygu ile hareket etmek mümkün gözükmedi, benden söylemesi. Maalesef, Temmuz’un 15’i konusunda bile ayrı düşecek noktaya getirildi toplum, doğrusu bunu söylemekten çekinen çevrelerde korkusundan çekiniyordur…