1915, Çanakkale’de
Bulut ağlar, toprak ağlar, yol ağlar.
Bir metre kareye “altı bin mermi”
Vatan ağlar, millet ağlar, kul ağlar.
Beklenmedik anda başladı savaş
Düşmanda top/tüfek, bizde yok keleş
“Ya! Allah” deyince “iki yüz on beş”
Namlu ağlar, mermi ağlar, mil ağlar.
Aman Allah aman bu nasıl sefer
Ner’deyse cephede kalmadı nefer
Yırtık bir elbise yamuk bir miğfer
Gurbet ağlar, sıla ağlar, yıl ağlar.
Mehmetçik cephede dâima önde
Dünya dilin yuttu, bil ki “o gün”de
Vurulan düşüyor Conkbayırı’nda
Şehit ağlar, gâzi ağlar, dil ağlar
Allah nidâları düşmez dilinden
Dünyada cennetin koklar gülünden
“Ölse de tüfeğin vermez elinden”
Feryat ağlar, figan ağlar, tel ağlar.
Kumkale, Kanlısırt denilen yerde
Arada kalmadı ölümle perde
Cana can, dişe diş, Seddülbahir’de
Anam ağlar, bacım ağlar, el ağlar.
Cûşa gelmiş, silah tepmiş haber yok
Yağmur gibi, yağan topmuş haber yok
“Tetik çeken, parmak kopmuş” haber yok
Ağıt ağlar, gökler ağlar, yel ağlar.
Kim durur ki, Mehmetçiğin önünde
Haçlı sürüleri kaçtı sonunda
Anafartalar’da, Arıburnun’da
Zırhlı ağlar, gemi ağlar, sal ağlar...
Boğduk hâinleri gemiyle suda
Küfrün askerine ders oldu bu da
Yer yerinden oynar, Gelibolu’da
Bülbül ağlar, Gülşen ağlar, gül ağlar.
Sakın ha unutma Yahya çavuşu
Bir çırpıda çıktı, koca yokuşu
O gün çok farklıydı, şemsin doğuşu
Ağaç ağlar, yaprak ağlar, dal ağlar.
Seyit Onbaşı’yı bilmem yer, yer mi?
Melekler kabirde, -“Rabb’in kim” der mi?
“Havada çarpışır” atılan mermi
Tüfek ağlar, kılıç ağlar, kol ağlar.
*
Ne de güzel olur Havran’ın toyu
Koca Seyitlere dayanır soyu
Onunla ünlendin; ey Çamlık Köyü!
Seyit Onbaşı’nla öğün gel gayrı…
O büyük gâzinle gurur duy gayrı…
Hanifi KARA