Üzümümüz kadar, bağ evlerimiz de meşhur bizim. Öyle çok meşhur ürünümüz, siyaset adamımız, sivil toplum önderimiz, markamız ve basınımız olmasa da, bereket versin bağ evlerimiz var da, onlar da yerelde açığımızı kapatıyor.

Eksik olmasınlar!

Maşallah herkesin bağ evi var. Siyasetin kalbi bağ evlerinde atar, özel işler ve dümenlerin her türlüsü oralarda döner, hovardalık dâhil, özel geceler, eğlenceler hep bağ evlerinde hayat bulur! Tabi haber de olurlar…

Benim değil tabi, varlıklı insanlarımızın. Maşallah bu varlıklı insanlarımız, kuşkusuz hepsi de inançlı, muhafazakâr, suyu üfürerek içen insanlar. Tabi özel âlemlerinden, zevklerinden vazgeçmezler. Keyfine düşkün adamı severim!

Ama dine imana gelince, sana bana bırakmasalar da.

*

Bu yukarıda saydığım muhafazakâr, alnı secdeden kalkmayan, her yıl umre ve hac seferlerini ihmal etmeyen kimseler, önce Fas’a giderler. Orada günahlarını depolayıp istif ederler, üst üste yığarlar,  sonra da günah çıkartmak için, aklanmak için, temizlenmek için umre veya hac yaparlar.

Fas dediğin nere ki, Afrika’da bir ülke. Ama yaşanacak yermiş, gidenler anlata anlata bitiremiyor. Biraz daha dinlesen gidenleri, ortaya şu çıkıyor; fas’a fiso…

*

Neyse… Herkesin sevabı, günahı kendine. Kimsenin özel işine burnumuzu sokacak değiliz. Biz gelelim şu anlı şanlı bağ evlerimize… Ahır dağının yarıdan fazlasını hallettiler Allah’a şükür. Kel Ali’nin bağına çevirdiler o güzelim ormanlık alanı. Herkes bir ucundan, kıyısından ağaçları keserek kendine yurt, bağ evi edindi. İşini becerene helal olsun! Zamanında, merhumTurgut Özal da böyle söylemişti.

Herkesin âlemi, sefası, keyfi kendine. Hu şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, çoğunun eşinin bu bağ evlerinden haberi bile yok, olmaz. Misafirler orada ağırlanır, özel günler ve partiler orada tertiplenir, hovardalık serüvenleri burada hayat bulur ve siyasetin de kalbi buralarda atar.

Güp güp…

*

Şimdi, bir siyasetçi arkadaşımızı yemek, bitirmek, mahvetmek, zayıf düşürmek, elini güçsüzleştirmek,  itibarsızlaştırmak için (ki bu dördüncüsü oluyor) partiler, toplantılar tertip ediliyor. Birinin, birilerinin defterini dürmek için, imha etmek için…

Ee, kulağımıza geliyor yani.

Kim veya kimin için derseniz… Bekleyin!