Meclisimiz, milyarlar harcanarak yeniden tezyin ve teftiş edilmiş, vekillerimizin öfke sınırını aşıp, kavga çıkarmaması için, masalarına da topraklama yapılmıştır. Bence bu konfor yetmez.

Aslında her vekilin yanına bir psikolog oturtulmalı, öfkelendiği zaman teskin edici sözler söylemeli, ikna edemez ise, sırtını sıvazlayarak teskin etmelidir.

Her vekile en pahalısından birer Mercedes verilmeli, bir sene sonra sıfırı ile  değiştirilmeli, aileleri için de araç tahsis edilmelidir.  Elektronik aletleri kullanamayanların yanlarında teknisyenleri de olmalıdır.

Onlar bizim vekilimiz, efendimiz, göz bebeğimiz, can damarımızdır.  Onlar mutlu ve huzurlu olmadan biz asla mutlu olamayız.

2022 yılının meclis tatilinde, psikolog, Mercedes ve şoför verilmesini de tavsiye ederiz.

Zengin bir Japon lokantada yemek yiyormuş. Tabakta bir pirinç tanesi kalmış. Çatalla onu almak için biraz uğraşmış. Yanındaki kişi, bir pirinç tanesi bu kadar uğraşmayı değer mi efendim demiş.

Japon: Har Japon bir pirinç tanesini israf ederse, Japonya‘nın hali zorlaşır demiş.

Merhum Mehmet Akif Ersoy, Avrupa’yı gezip geldiği zaman, onları nasıl buldun diye sormuşlar. Cevap olarak:

“İşleri dinimiz, dinleri de işimiz gibidir” demiş.

Eski zamanda, Elbistanlı Ahmet Çıtak isminde bir şairimiz varmış. Hicivli şiirleriyle meşhur olmuş. 1960 yılı mebuslarına yazdığı bir şiirinde:

Mebuslar köylüye ikram ederler.

Edin babam edin devran sizindir.

La yüs’el dağına çama giderler.

Kesin babam kesin orman sizindir.  Demiş.

Markette domatesin kilosu 17.90, marulun tanesi 12, TL, Brokolinin kilosu da 20 TL olmuş. Olsun efendim. Brokoli zaten zengin yiyeceğidir. Parası olan yer, olmayanın da ihtiyacı yok demektir.

Emekliler bodrumların kirasını ödeyemediği için, köylere gidiyorlarmış. Gitsinler efendim. Köylerin suyu havası daha temizdir. Ahir ömürlerini rahat geçirsinler.

Evsizler parklarda yatıyormuş. Yatsınlar Efendim. Yeryüzünün her tarafı onlar için ev sayılır.

Emeklilikte yaşa takılanlar, iş bulamadığı için bodrumların kirasını ödeyemiyor, çocuklarını da okutamıyorlarmış. Geçim sıkıntısından dolayı aileleri de dağılmak üzereymiş.  Onlarda ya dünyaya erken gelseler, ya da fakir olmasalardı. Köye gitsinler, çocuklarını da okutmasınlar efendim. Memleketin işçiye ve çobana da ihtiyacı vardır. Hele günümüzde çobanlar üst düzey maaşla aranmaktadırlar.

Kainatın yaratıcısıYüce Rabbimiz:Kur’an’ı kerimde:

“Yeyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” Buyurmaktadır. (A’raf Suresi 7/31) 

İsrafla ilgili bir hadis-i şerifte şöyledir.  

Sa’d  b. Ebu vakkas Abdest alırkan Resulullah(s.a.v.) yanına uğramıştı. “Bu ne israf? Buyurdular. 

Sa’d  abdestte de israf olur mu yarasulallah dediği zaman. 

Resulullah “ Evet akan bir nehirden abdest alıyor olsan bile İsraf olur.” buyurdular. (İbn-i Mace Taharet)  

İsraf, sadece yeme içmede değil, her konuda haddi aşmak, saçıp savurmak ve nimetlere değer vermeden harcamak demektir.  İktisat edenler zenginleşir, israf edenler de fakirliğe mahkûm olurlar.  İsraf haramdır, Allah’ın hiç sevmediği ve yasakladığı şeylerdendir. Allah(c.c.),israfımızdan dolayı bizi cezalandırırsa, halimiz çok kötü olacak. Dost doğru söyler, ama biraz acı olur. Bu israf, korkarım ki rakiplerinizin ekmeğine yağ sürer. Allah bizi israftan korusun, sonumuzu hayreylesin. 06.10. 2021

                                                             Ali KARA

                                                            Emekli Müftü