İTÜ rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca’dan açıklamalar:

“İTÜ nün kendi vakıf okullarıyla 20 yıllık Ciddi bir deneyimimi var. Ben de okulların kurucu temsilcisiyim. Doğa Koleji artık İTÜ Ailesinin bir parçası. Bu eşsiz geleneğin bir parçası olarak Doğa Koleji öğrencileri İTÜ ile en geniş platformlarda bir araya geldiler. Pandemi sürecinden önce yine desteğimizi veriyorduk. Bazı derslere hocalarımız birlikte giriyordu. Bu süreçten sonra daha da hızlı devam edecek. Üniversitemizin bütün imkanlarının doğa koleji öğrencilerine sonuna kadar sunacağız ve doğa kolejinde almış olduğu bazı derslerden üniversitemiz öğrencisi olduğunda muaf sayılacaklar. Küçük yasta gençlerimizin mesleki ve kariyer çalışmalarının değerini biliyoruz doğa Koleji öğrencilerimizin de bu değerli havayı solumasını cani gönülden istiyoruz. Bu kıvılcımın erken yaşta alınması adına bu konuyu önemsiyoruz. Doğa Koleji eğitim ailesine ve öğrencilerine bu konu da güveniyoruz.

Bu konu da üniversitemizin teknokenti çok başarılıdır. Kuluçka merkezlerimiz var. Öğrencilerin Fikirleri aslında ortaokul ve lise çağında yeşeriyor. Bu anlamda Doğa Koleji ailesinin hanemize katılmasını çok önemli buluyorum. Bu sene içerisinde mümkün olduğunca projelerle destekleyeceğiz.

Üniversite ekosisteminin öğrencinin mesleki hayatında ki gelişimine değinen karaca iyi bir üniversiteden alınan networkun ,beraber iş yapma kültürü ve kişisel ilişkiler açısından çok önemi var. Küçük yastan itibaren öğrencilerin kendilerini tanıma imkanı verilmesi öğrencilerin doğru yönlendirilmesi adına değerli biz bunu Doğa Koleji ailesi olarak iktisat, işletme ve ekonomi alanında MBA çalışmalarını akredite ederek İTÜ ye geldiklerinde bu derslerden muaf sayılmalarını amaçlıyoruz. Bu akreditasyonu mühendislik fen bilimleri ve İngilizce adına da genişletmeye çalışıyoruz. Bu sene tercihlerin özellikle bilişim ve sağlık alanında revaçta olacağını ön görüyorum” ifadelerine yer veren Karaca bu alanların olmazsa olmazının mühendislik çalışmalarıyla olacağına da değindi.