Mavi genç gezegenimiz yaklaşık 5,5 milyar yıl yaşındadır. Kuaterner dönemi IV. jeolojik zaman olup, son 2 milyon yıllık bir süreci ifade etmektedir. Kuaternerin son 75.000 yılında, Avrupa kıtasında 4 buzul (glasiyal) dönemi ve bu dönemler arasında 3 buzul arası (inter glasiyal) dönem yaşandığı bilinmektedir. Yani bu sıcak ve soğuk iklim dönemleri bir döngü dünyanın doğal dengesinin bir parçası olarak her zaman olagelmektedir.

Hz. Yusuf, Firavunun gördüğü rüyayı şöyle yorumlamıştır. Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz, yiyeceğinizden başka biçtiklerinizi başağında bırakınız. Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek, önceki biriktirdiklerinizi de o yıllarda yiyeceksiniz. Kutsal kitaplarda da kuraklıkla başta olmak üzere çeşitli afetlerle ilgili bilgiler bulmaktadır.

Her ne kadar 1800’lü yıllarda Missisippi Nehrinin debisinin ölçüldüğü biliniyor olsa da, dünyada iklimle ilgili modern meteoroloji istasyonlarının kurulması ve bu sayede sağlıklı güvenilir veriler meteorolojik verilerin elde edilmeye başlanması ancak 1950’li yıllardan sonra mümkün olmaya başlamıştır. Ülkemizde ise 1868’de Kandilli rasathanesinin kurulması ile gözlem ve tahminler yapılmaya başlanmıştır.

Günümüzde dünyanın çapında binlerce istasyondan alınan veriler bir araya getirilerek hava tahminleri yapılmaktadır. Ancak dünyanın 510 milyon km² yüzölçümünün çok sınırlı alanlarında ve yerleşim yerlerine yakın istasyonlardan alınan veriler kullanılmaktadır. Okyanuslarda, su yüzeylerinde, kutuplarda, Amazon ormanlarında, devasa çöllerde pek fazla istasyon bulunmamaktadır.   

Buzullarda yapılan incelemelerle binlerce yıllık bir zamanda görülen iklim değişiklikleri ortaya konulabiliyor. Jeolojik dönemlerde yaşanmış klimatik anomaliler (iklimsel dalgalanmalar) belirlenebiliyor. Dikkat edilirse bu olaylar binlerce yıllık bir süreçte gerçekleşiyor. Ancak son 300 yıldır hiç olmadığı kadar sera gazı salınımı ve hava kirliliğinin etkisi tabi ki yadsınamaz. Ülkemizde son kırk yılda en kurak geçen 6 yıl sırasıyla 1981, 2008, 1999, 2000, 2008, 2020 yıllarıdır. 2022 yılı ise şimdiden son 110 yılın en yağışlı yılı olacak gibi duruyor.  

İnsanlığın dünya üzerinde bulunduğu dönem bile dünyanın yaşına kıyasla çok kısa bir süredir. Hal böyleyken bir insanın ömrü dünyaya kıyasla bir kelebeğin ömründen bile kısadır. Bu kısa süreyi baz alarak, eskiden iklim şöyleydi, yok eskiden şu kadar kar yağıyordu, yok şu kadar kuraklık olmuştu, gibi ifadeleri yukarıdaki iklim süreçleri ile kıyaslamak gülünç olur. Yani mart ayının soğuk geçmesi, eylül ayının sıcak ve kurak geçmesi öyle çok olağanüstü bir olay değil, dünyanın doğal iklimsel bir döngüsüdür.

Dr. Nurullah KILINÇ