Vay be, meğerse neler olmuş neler! Halkın büyük çoğunluğu ekonomik sıkıntı içinde can çekişirken…
Cumhur İttifakı iktidarında köşe başlarını tutanlar gösteriş yarışındaymış…
Vay be…
Çakarlı araç saltanatı, lüks makam odaları varmış… İsraf had safhadaymış…
Hükümette yer alan ve Devlet yönetiminde olanların çoğu gösteriş yarışındaymış…
Çakarlı araç saltanatı varmış…
Lüks ve konforlu makam odaları…
Daha neler neler…
İsraf had safhadaymış….
Vay be…

Bütün bunları bana anlatan AK Partili önemli bir isim: Bakın, partisi için neler söylüyor: AK Parti iktidarı siyaset üretemiyormuş…
Yoksullaşan halkın derdine çare olamıyormuş, bu açık ve net olarak ortaya çıkmış…
AK Partililer kendilerini diğer vatandaşlardan üstün görüyormuş.
Üstenci dil kullanıyorlarmış.
Diledikleri gibi davranıyorlarmış. Kimse bize karışamaz havasındalarmış…
Partide ve devlette kibir hakim olmuş…
Halktan kopmuşlar…
Birçoklarından teması kesmişler…
Seçmen AK Parti’den kopmuş…
AK Parti artık büyük kentlerde, önemli oy kayıpları yaşıyormuş, seçmenin ilgisi yokmuş…
AK Parti artık eskiden olduğu gibi, kucaklayışı dil kullanmıyormuş…
Bunları biz söylemiyoruz, AK Partili isimler söylüyorlar.
Partisinin röntgenini çekmiş, ortaya bu tablo çıkmış. Bunları düzeltin yoksa bu işin sonu kötü diye partisini uyarmış…
Hatırı sayılır çoğunluktaki işçinin, emeklinin, esnafın, tarım ve hayvancılık yapanların AK Parti’yi terk ettiğine işaret ediyor.
Malumun ilanı olur demek istediğini de belirtiyor…

Şatafatlı hayat, kibirli tavırlar, gösteriş merakı ANAP’ı bitirmişti, AK Parti’yi de bitiriyor.
Kibir kurt gibidir girdiği yeri kemirir, çürütmeden çıkmaz.
AK Parti vitrini düzeltmek için yönetim kadrosunda değişiklik yapacakmış, yeni bakanlarla yola devam edecekmiş.
Beyhude çaba!..
AK Parti’nin vitrinini kimse tanımıyor. Bakanların adını bile bilen yok.
Üç maaş, beş maaş alan bürokratların cismi var, ismi yok.
Evine 250 gram kıyma,bir kilo tavuk alamayanlar, bir milyon dört yüz bin lira maaş alan genel müdürü, sekiz yüz elli bin lira maaş alan ve üç maaş alan bürokratı beynine kazımadı mı?
Tabiî ki kazıdı:
İşte onu vatandaşın beyninden silemezsiniz…
Pahalı olduğu için, kapıda bekleyen arabasının deposuna benzin koyamayanlar, devlet erkanının konvoy halinde devasa ciplerle yolculuk yapmasına kızmıyorlar mı? Kırık penceresini onaramayanların, kendine saray gibi makam odaları yaptıranı görünce sinirlenmiyorlar mı?
Hem de çok…
Halkın ferasetine güveniyoruz sözcüğü dillerinden düşmüyordu…
Özellikle cahil halkın ferasetine çok inanıyorlardı…. Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve bazı akademisyenler demediler mi…
Ne oldu şimdi: Alın işte halkın feraseti…
22 yıl aradan sonra AK Parti’yi ikinci, CHP’yi birinci parti yaptı.
Hani diyordu ya muhalefete topal ördek:
Topal ördek konumuna şimdi kendisi düştü….
AK Parti’ye gönül veren milyonlar da sonunda ülkenin kötü yönetim yüzünden bu hale geldiğini anladı. Eskiden AK Parti ile ilgili söylemek istedikleri sözleri telaffuz etmeye çekindikleri kelimeleri artık peş peşe sıralıyorlar…
Vay be…
Hayat pahalılığı nedeniyle halkın büyük bölümünün yoksullaştığına şahit olduklarını da itiraf eden AK Partililer, şatafat diyorlar…
Kibir diyorlar…
Araba saltanatı diyorlar…
Gösteriş diyorlar…
İsraf diyorlar…
İsraf had sahadaymış: Bunu 31 Mart seçimlerinden sonra, kaybettikleri belediyelerdeki israf ve saltanatlar açığa çıktığında görmüşler…
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni anayasa, sivil anayasa, özgürlükçü anayasa diye mevzi kazanmak istiyor, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de alanına çekmeye çalışıyor ama tren çoktan kaçtı.
Kendi deyimiyle ‘Atı Alan Üsküdar’ı Geçti’. Bu ne demek: ‘Artık yapılacak bir şey kalmadı, fırsat kaçtı, iş işten geçti’ 31 Mart nelere kadir oldun…
Benden yazması…