Ertuğrul Bey oğluna şu sözleri söylemiş

“Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir.”

Üç kıtaya bu yüzden, adâletle hükmetmiş

Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir.

 

Herkese açık olmuş ocakları barkları

Sevincinden raks etmiş daldaki yaprakları

Önce “gönül fethetmiş” sonrada toprakları

Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir.

 

Kimseyi horlamamış insanı insan bilmiş

Gönlünde kir kalmamış kini, nefreti silmiş

Tuna’da abdest almış Budin’de namaz kılmış

Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir.

 

Özünden uzaklaşan kendi fıtratın bozar

Yeter ki fırsat bulsun belki daha da azar

Padişahın kolunda “mazlumu koru” yazar

Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir.

 

Bâzı kavimler var ki doğru yolundan sapmış

Bizim ecdadımızsa her zaman Hakk’a tapmış

“Ehl-i sünnet” üzere kulluğun güzel yapmış

Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir.

 

İbn-i Kemal, Zembilli… olmuşlar ona kadı

Dünyanın dört yanında duyuldu onun yâdı

Altı yüz yirmi iki yıl, boşuna mı yaşadı?

Bizim dâvâmız kuru, cihangirlik değildir…

 

Hanifi KARA