Dün 30 Ağustos Zafer bayramının 94. yıldönümü idi. Her bayram, insanların yüreği kıpır kıpır olur, bir heyecan dalgası sarar yüreğini, milli ve manevi duyguları kabarır, yıllar öncesine döner, sanki o günleri yaşıyormuş gibi olur.
Hele bir de o günleri yaşadıysa, gördüyse, büyüklerinden daha mükemmel ve anlamlı şekilde dinlediyse, heyecanı bir kat daha artar.
Dün de öyleydi.
Baktık, platform her zamanki yerine kurulmuş, konuşma kürsüsü de Foto Spor’un köşesine konmuştu.
Tamam dedik, bayram kutlanacak, anlamına ve şanına yakışır şekilde tören düzenlenecek!
Heyhat, boşuna beklemişiz!
*
Boşuna ummuşuz, boşuna hayal etmişiz, boşuna heyecan duymuşuz, boşuna beklemişiz.
Platform kurulda gün öncesinden, trafiğe kapandı kentin en hareketli, en işlek yolu ama bayram seyran olmadı.
Peki, madem bayramı kutlamayacaktınız, platformu neden kurdunuz?
O belediye işçilerini neden seferber ettiniz?
Kentin trafiğini neden ana arterlerden alıp sokak aralarına verdiniz?
Sürücülere neden işkence çektirdiniz?
Bayramı bayram gibi kutlamadınız hadi neyse de, insanları niye umutlandırdınız?
Neden milli ve manevi duyguları ile oynadınız?
Neden o kadar maddi imkân ve zaman harcadınız?
Sahiden soruyorum, tabi cevap veren çıkarsa?
Bayramı bayram gibi neden kutlamadınız?
Kutlamak istediniz de vatandaş mı mani oldu?
O platformu neden kurdunuz? Kentin işleyen iki caddesini neden trafiğe kapatıp, araçları, sürücüleri sokaklara mahkûm ve mecbur bıraktınız?
Neden, neden, neden?????
Mehmet FİSKECİ