Akşamla beraber gün batımında,

Duygular içime dâvetsiz gelir…

Bir sevdâ yeşerir hasret kınında,

Gurbet türküleri göğe yükselir…

 

Turkuaz düşlerim sınır ötesi,

Yâd eller araya duvar koysa da…

Türkistan ufkunda gönlümün sesi,

Haritalar bizi ayrı saysa da…

 

Uzak diyarlarda kalan yârânlar,

Kesretten vahdete yol bulamadık…

Ayrı düşen canlar, yaslı cânânlar,

“Güllering soldu” da can olamadık…

 

Güneşi doğmayan tarih önünde,

Urumçi’de buz tutarım, üşürüm…

Zulüm rüzgârının estiği günde,

Elim ermez, ancak dert bölüşürüm…

 

Karanlık bitmiyor gün ortasında,

Bir Hilâl çağını bekler garibim…

Öksüz ülkülerim umut tasında,

İçimde yangın var, çok mustaribim…

 

Gecelere sığmaz beyaz düşlerim,

Şafakta yeniden kıyâma durur…

Yalnızlığın ötesinde kederim,

Simsiyah hüzünler nabzımda vurur…

 

Umutlarım tutsak, çeper içinde,

Akar gözlerimden bir duru pınar…

Gökbayrak yanıyor, kan ter içinde,

Söğüt dallarından gölge arzular…

 

Ne kadar muhtâcız, bilsen ne kadar?

Hünkâr tuğrasının itibârına…

Bizi uzaklarda bekleyenler var,

Güneş doğsun diye ufuklarına…

 

     Dr. Mehmet GÜNEŞ