İYİ PARTİ BASIN AÇIKLAMASI

İYİ PARTİ BASIN AÇIKLAMASI
Saygıdeğer vatandaşlar, değerli basın mensupları, İYİ Parti İl Divan Kurulu üyeleri ve Yönetim Kurulu üyeleri, İYİ Parti İl Genç Kolları mensubu arkadaşlarımız, kredileri yapılandırılmayan ve icraya boğulan çiftçi ve...

Saygıdeğer vatandaşlar, değerli basın mensupları, İYİ Parti İl Divan Kurulu üyeleri ve Yönetim Kurulu üyeleri, İYİ Parti İl Genç Kolları mensubu arkadaşlarımız, kredileri yapılandırılmayan ve icraya boğulan çiftçi ve emekçi kardeşlerimiz ve Kahramanmaraş’ın iyiliği için çalışan tüm partidaşlarımız, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

"Çalışkan, azimli ve emekçi basın mensuplarının Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun."

         Saygıdeğer basın mensupları, bildiğiniz üzere dün "Çalışan Gazeteciler Günü" idi. Geldiğimiz durumda mevcut iktidar her kurum gibi basın ve medyanın da içini boşaltmaya gayret ediyor. Basının ve haber alma özgürlüğünün sahip olduğu gücün farkındalar. Sizler, vatandaşla hakikat arasında bir köprü durumundasınız. Bizler biliyoruz ki, her müdahalelerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nde hala çalışan emekçi gazeteciler var. Bizler, sizlerin, yani gerçekten çalışan ve emek veren gazetecilerin gününü kutluyoruz. Sizlerin varlığı, bizim sesimizdir ve umudumuzdur. Kaleminiz özgür, sesiniz gür olsun. Hepinizi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

"Asgari ücretin 2 bin TL'nin üzerine çıkması gerektiğini çok önceden ifade ettik."

         Sevgili vatandaşlar, ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleştiği bir gerçektir. Mevcut hükümet yine tedbir almakta çok geç kalmıştır. Biz aylar önce asgari ücretin 2 bin TL’nin üzerine çıkarılması gerektiğinden bahsetmişken hükümet asgari ücrete zam yapmak için yeni seneyi ve yeni zamları beklemiştir. Dolayısıyla asgari ücret şu anki haliyle yine hiçbir derde çözüm olamamıştır. Esnaf hala kan ağlamakta ve vatandaşlar her geçen gün altından kalkamayacağı bir borç batağına sürüklenmektedir. Taban daha da fakirleşirken orta tabaka da tabana her gün daha da yaklaşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi artık çok zenginler ve yerlerde sürünenler olarak iki keskin parçaya ayrılmış durumdadır. Sizler, yerlerde sürünmeyi hak etmiyorsunuz; onlar, servetlerine servet katmayı hak etmiyorlar.

"Vatandaşın batık kredisini tekrar kredi vererek kapatmaya çalışıyorlar."

         Değerli arkadaşlar, geçen yılın ağustos ayının verilerine göre batık kredi miktarı 80 milyar lirayı aşmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı vatandaşın batık kredilerine karşılık kredi verdiklerini açıklamıştır. Bu, malumun ilanıdır. Bu, her fırsatta inkar ettikleri ekonomik krizin açık göstergesidir. Vatandaşın kredi dahi alamaz duruma gelmesi kabul edilemez bir durumdur. Vatandaşın kredi alamamasına karşılık devletin ayrıca bir düzenleme yapmasının ve kredinin ancak böyle sağlanmasının bir lütuf gibi sunulması bizim içimizi acıtmaktadır.

"Ekonomik krizin uğramadığı tek yer rant çeteleridir."

         Değerli yurttaşlar, ekonomik kriz yüzünü artık her sektörde gösterir hale gelmiştir. Öyle bir haldeyiz ki belediyelerdeki 150 kişilik geçici pozisyonlara 5 bin kişilik başvurular oluyor. İşe giremeyen binlerce kişiye de seçimden sonrası için söz veriyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını dilendirmeye çalışıyorlar. Biz buna müsade etmeyeceğiz. Bu krizin artık hiçbir kesim için inkar edilecek hiçbir yönü kalmamıştır. Gerçeklere gözlerini kapatanlar bizi her gün o içinden çıkılmaz uçuruma daha çok yaklaştırmaktadır. İktidar ise bu konuda asla taviz vermemeye devam etmektedir. Siz her akşam başınızı avuçlarınızın arasına alıp bir sonraki günü düşünürken onlar ayda binlerce lira maaşla saray kadrosuna bağlayacakları akrabalarını düşünüyorlar. Sizin çocuklarınız iş bulamadığı için intihar ederlerken onların çocukları danışman kadrolarından sizin vergilerinizle ayda binlerce lira kazanıyorlar. Çocuklarınızın hak ettikleri mevkileri onların akrabaları dolduruyor. Siz bunu hak ediyor musunuz? Çocuklarınız bunu hak ediyor mu?

"Köylere HES inşa edenler market poşetleriyle çevreyi kurtarmaya çalışıyor."

         Her konuda çevreciliği ağzından düşürmeyen; ancak köylere Danıştay’ın durdurma kararlarına rağmen HES’ler inşa eden ve skandal derecede ÇED raporlarına rağmen ihalelerinden asla taviz vermeyen bu iktidar, bir poşete verilecek 25 Kr. ile çevrecilik oynamaya kalkıyor. Fatih’in emaneti İstanbul’u bir beton yığınına çevirenler, bir poşete verilecek 25 Kr. ile çevrecilik oynamaya kalkıyor. Neden yandığı belli olmayıp sonra imara açılan ormanlarımıza ses çıkarmayanlar, bir poşete verilecek 25 Kr. ile çevrecilik oynamaya kalkıyor. Sayın vatandaşlar, siz buna inanıyor musunuz? Kimseyi kandırmayın, sizin nasıl çevreci olduğunuzu bu memleketin köylüsü bilir, bu memleketin çiftçisi bilir.

"Tarım ülkesi olan Türkiye, tarımda dışa bağımlı hale gelmiştir."

         Vatandaşa sırtını tamamen dönmüş olan iktidar, bir tarım ülkesi olan Türkiye’yi her konuda dışa bağımlı hale getirmeyi de başarmıştır. Bugün çiftçilerimiz mahsullerini yakarken ve hayvancımız çiftliğini kapatırken bu iktidar şarbonlu et ithal edip sizlerin sağlığını hiçe saymıştır. Dünya’nın en verimli tarım ve hayvancılık topraklarını bir çöl haline getirmeye yemin etmiş gibi görünen bu iktidar, çiftçimizin emeklerini doluya tutulmuş buğday gibi heba etmiştir. Sizlerin emeğinize yazık değil mi? Binbir emekle elde ettiğiniz mahsulünüzü çöpe dökerken vicdanınız acımıyor mu?

"Ziraat Bankası çiftçiyi yok sayıyor, futbol kulüpleriyle birlikte top koşturuyor."

         Değerli çiftçilerimiz, sizleri yüksek faizlerden ve tefecilerden kurtarmak amacıyla kurulmuş olan ve tüm hisseleri Hazine Müsteşarlığı'na bağlı bir devlet bankası olan Ziraat Bankası, bugün futbol kulüplerinin borçlarını kapatan bir kurum haline geldi. Ziraat Bankası, futbol kulüplerinin batık kredilerini dahi yapılandırıyor. Çiftçimiz mahsulünü dökerken, Ziraat Bankası milyon dolarlık borçlara sahip kulüplere kucak açıyor. Elinizi vicdanınıza koyun, Ziraat Bankası’nın önceliği tarım üreticimiz olan çiftçilerimiz midir yoksa milyar dolarlık bütçelere sahip kulüpler midir? Bir devlet bankası olan Ziraat Bankası'nın önceliği bu ülkenin vatandaşı değil midir? Samanı dahi ithal ettiğimiz ülkemizde Ziraat Bankası’nın asli rolü sizlere destek olmak değil midir? Çiftçimiz toprağını terk edip şehre göç ederken Ziraat Bankası’nın yapması gereken milyar dolarlık kulüp patronlarını memnun etmek midir?

"Ziraat Bankası siyasete alet oluyor, milyar lira değerinde kredi savuruyor."

Her geleneğimizin içinin boşaltıldığı bir dönemden geçiyoruz. Siyasetin kirli yüzü artık futbola da bulaşmış vaziyette. Ziraat Bankası ise bu kirli ilişkiye alet oluyor, özel bir kanalın alınması için milyar lira değerinde kredi sağlıyor, çiftçiyi ve tarımı görmezden gelip inşaat firmalarının batmaması için uygun kredi sağlamaya uğraşıyor. Çiftçimiz kan ağlarken bizim gönlümüz buna razı gelmiyor. Saman, nohut, pirinç ithal eder haldeyken Ziraat Bankası’nın milyar dolar değerindeki kulüplere destek çıkmasını bizim vicdanımız kaldırmıyor. Çiftçimiz sırtını toprağına dönmüş haldeyken milyar dolarlık borçları çiftçimizin bankasının ödemesini istemiyoruz. Madem durumun var, gel çiftçimize destek ol, onun yüzü gülsün. Yakılan, dökülen mahsulleri kaldır, çiftçimizin elinden tut. Bizi bu krizden üretim kurtaracak, gel üreticiye destek ol. Biz, paramızın böyle sokağa atılmasına razı değiliz. Biz, çiftçimizin yüzü gülsün, üretimimize can gelsin istiyoruz.

"Çiftçinin tarımsal faaliyette kullandığı mazottan vergi alınmaması için verdiğimiz önergeyi AKP ve MHP reddetti."

         Biz her fırsatta devlette tasarruf edilmesi gerektiğini dile getirdik. Artık kemer sıkma sırasının devlette olduğunu söyledik. Vatandaşın tasarruf edecek, kemer sıkacak yeri kalmadı artık. Sizlerin desteğiyle bulunduğumuz meclisimizde “Devlet kemer sıksın, akraba kadroları boşaltılsın, paramız varsa üreticiye destek olalım,” diye haykırdık. Tarımsal faaliyetlerimiz artsın, çiftçimizin tarımsal faaliyetlerde kullandığı mazottan vergi alınmasın, tarım istihdamını artıralım ve çiftçimizin yüzü gülsün amacıyla verdiğimiz önergeyi AKP ve MHP ittifakı reddetti. Biz Türkiye’de tarımı ve hayvancılığı hak ettiği yere yükseltmeye çalıştıkça AKP ve MHP ittifakı buna muhalefet ediyor. Sevgili vatandaşlar, bunlar hala inatlaşmak peşindeler. Gözlerini iktidarlarına ve saltanatlarına dikmişler, başka hiçbir şey görmüyorlar.

"Orta vadeli ekonomik programları öven kaymak tabaka şu an Malta vatandaşı olmuş durumda."

         Ekonomik hedeflerini tutturduklarını dile getiriyorlar, enflasyon %20’yi aştı. Dünya’da parmakla gösterilecek ülke olacağımızı söylüyorlar, hakikaten de kendi kendini batağa sürükleyen bir ülke olarak parmakla gösteriliyoruz. Her hafta açıkladıkları içi boş ekonomik programları öve öve bitiremeyen kendi kaymak tabakaları bile ülkeyi terk ediyor ve birer birer Malta vatandaşı oluyor; ama sizler buradasınız, bizler buradayız. Onlar gidecekler, siz kalacaksınız, biz kalacağız. Burası bizim memleketimiz. İnşallah bu süreçten sizlerin desteğiyle ve bizim gayretimizle çıkacağız. Üreticimizin memleketimiz için özellikle şu süreçte ne kadar kıymetli olduğunun biz farkındayız. Sizlerin varlığıyla memleketimizi hak ettiği yere getireceğimize inanıyoruz.

         Saygılarımla.

Av. Ahmet ÇABUKEL

İYİ Parti Kahramanmaraş İl B