BİR ANNENİN MEKTUBU (Kızım Dilara’ya)

Öğretmen olmak için gidiyorsun uzağa
Karanlığı ışıtan bir meşale ol kızım.
Gittiğin yollar çetin düşme sakın tuzağa
Madde yokuşlarında hep mânâyı bul kızım!

Bastığın adımların atmasın çöle seni
Bülbül olsun yoldaşın götürsün güle seni
Savurmasın hiç kader sert esen yele seni
Karganın gittiği yol gülşen değil mil kızım

Güzel ahlak hırkanı sırtından hiç çıkarma
Hakk’dan gayrı kimseye yalvarıp da yakarma
Kelamın tatlı olsun agu sözü haykırma
Ucu keskin hançerdir acı sözlü dil kızım

Açma gönül heybeni  kaypak çakıl taşına
Ummadığın bir anda dert açmasın başına
Merhamet taşımayan bakmaz gözün yaşına
Elin evladı  inan ele ucuz bil kızım

Bir damla yaş inmesin kirpiğinin ucuna
Yanlış yola saparsan gider Rabbin gücüne
Sadakat bayrağını dik ki gönül burcuna
Dilinden zehir değil; dökülsün hep bal kızım

Yaptığına bakılır, lafına hiç bakılmaz
Özü bulanık dilden berrak sözler dökülmez
İçi çürük tahtaya sağlam  çivi çakılmaz
İstikâmetin olsun daim doğru yol kızım

Neydim , ne oldum değil; nolacağım diyesin
Haramdan uzak durup, helal ekmek yiyesin
Haksızlığa dur deyip, hak libası giyesin
İpek, atlasta değil, huzur bazen çul kızım.

Kaşa göze meyletme, otu çek köküne bak
Edepsizle yol alma , edip ol gönüle ak
Çocuklar bir çiçektir, taç edip başına tak
Yalnız öğreten olma , kalplerine dol kızım

İlmin için hicrana göğsümü geriyorum
Vuslat tohumu ekip hasreti deriyorum
Tecrübe pınarımdan  damlalar veriyorum
Öğüdüm agu değil,şeker, şerbet, bal kızım…

Nurgül KAYNAR YÜCE