Yanlıştan Dönmek

Yanlıştan Dönmek
19.Milli Eğitim Şurası sona erdi. Şurada alınan kararların ardından tartışmalar birkaç gün daha sürecek gibi.Ortada ciddiye alınacak bir karar olmamasına rağmen gerek hükümet yanlıları gerekse muhalefet tarafından kıyametler...

19.Milli Eğitim Şurası sona erdi. Şurada alınan kararların ardından tartışmalar birkaç gün daha sürecek gibi.

Ortada ciddiye alınacak bir karar olmamasına rağmen gerek hükümet yanlıları gerekse muhalefet tarafından kıyametler koparılıyor. Kopartılan kıyametlere bakıldığında sanırsınız ki şurada hiç kimsenin duymadığı, bilmediği kararlar alınmış.

Hiç de böyle olmadı. Alınan kararlar ne hükümet ve hükümete yakın kesimlerin iddia ettiği gibi bu ülkeyi düzlüğe çıkaracak nitelikte ne de muhalefetin iddia ettiği gibi bu ülkeyi batıracak nitelikte.

Bir eğitimci olarak şura sonunda yayınlanan kararları incelediğimde tüm samimiyetimle itiraf etmeliyim ki; ne ciddiye alacak ne korkulacak nede sevinilecek bir şey göremedim.

Neden mi? Yukarıdaki söylediklerim doğru da ondan. İsterseniz şura sonunda öne çıkan hususlara tekrar bir bakalım:

Okul öncesiyle ilgili alınan 11 maddelik kararlar içerisinde 4. Maddede zikredilen; “Okul öncesi ve ilkokulda kullanılan eğitim aracı metinlerinde kendi kültürümüze ait literatüre (masal, hikâye, fabl, şiir vb.) yer verilmesi” Şura kararı olsun veya olmasın okul öncesi öğretmenlerimiz zaten bu tür masal, hikâye ve şiirleri öğrencilerine aktarıyorlar.

İlkokul için alınan 10 Maddelik kararlar içerisinde 5. Maddede yer alan; “İlkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin konulması”

 Bilindiği gibi ilkokulda yabancı dil dersinin dışındaki tüm dersler sınıf öğretmenleri tarafından verilmektedir. Bu sınıfları okutan öğretmenler zaten öğrencilerine değerler eğitimi altında temel dini bilgileri aktarıyorlar.

 Eğer din kültürü dersi 1. Sınıftan başlatılırsa veya zorunlu hale getirilirse; öğrencilere verilen bilgiler değerler eğitimi adıyla değil, din kültürü adı altında verilmiş olacak.

 Şura kararlarında Liselerle ilgili alınan 17 maddeden 6. Maddede yer alan “Osmanlı Türkçesi dersinin sosyal bilimler lisesinde olduğu gibi, Anadolu imam hatip lisesinde de zorun ders olarak, diğer ortaöğretim kurumlarında ise seçmeli ders olarak okutulması”

Kızılca kıyametin koparıldığı bir başka madde bu oldu. Osmanlıcanın tüm liselerde zorunlu ders olarak okutulmasına karşı çıkanlara 5. Din Şurası'nın açılışından seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; ‘Bu ülkede Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecek.

Osmanlıcayı bu ülkenin evlatlarının öğrenmesinden ürkenler var. Bunlar istese de istemese de bu ülkede Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecektir’ diyerek tartışmanın ateşini yükseltmiş oldu.

Bu ülkede Osmanlıca zaten öğretilmektedir. Osmanlıca, Sosyal Bilgiler liselerinde zorunlu derstir. Üniversitelerin Tarih, Türk Dili Edebiyatı ve Türkçe bölümlerinde de öğretilmektedir. Kaldı ki son yıllarda birçok AK Partili belediyeler Osmanlıca kursları açarak vatandaşın Osmanlıca öğrenmesini teşvik ettiler. İyide yaptılar. Bence bu güzel ve yararlı uygulamaya devam etmelidirler. Her şey okullarda uygulanır diye bir kural mı var?

Şurada alınan kararları incelediğimizde hiçbir kararı tartışmaya değer bulamadım. Ne yazık ki 19. Milli Eğitim Şurasında eğitimin temel meseleleriyle ilgili tek bir maddeye rastlanmamaktadır.

Bu şurada alınan kararların tamamı birkaç sene önce yine bu hükümet tarafından değiştirilen hususların yeniden eski haline dönüştürülmesi gayretinden ibarettir.

Bir başka deyişle hükümet eğitim konusunda yaptığı yanlışları görmüş ve yeniden düzeltmek için harekete geçmiştir. YANLIŞTAN DÖNMEK BİR ERDEMDİR.