Türk Eğitim-Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube'den İş Bırakma Eylemi

Türk Eğitim-Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube'den İş Bırakma Eylemi
Hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı isyanımız doruğa çıktıTürk Eğitim-Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Gökhan: “Bugün, milli eğitimdeki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı...

Hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı isyanımız doruğa çıktı

Türk Eğitim-Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Gökhan: “Bugün, milli eğitimdeki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı isyanımız doruğa çıktığı gündür” dedi.

Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Türk Eğitim-Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube üyeleri son dönemdeki Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılan atamaları protesto ettiler. Grup adına basın açıklaması yapan Türk Eğitim-Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Gökhan, evrensel olarak sendika karakteri taşıyan tüm sendikalar ile destekleri ile iş bıraktıklarını söyledi. Gerçek eğitimcilerin birer birer tasfiye edildiğini belirten Gökhan, yerlerine de yandaşların atandığını söyledi.

Gökhan şu ifadeleri kullandı: “Bugün, Hz. Ömer adaletini elinin tersiyle itenlere, milli eğitimde ayrımcılık kokan uygulamalara, yılların emeğiyle elde edilmiş makamların yandaşlara, torpillilere, sırtı kalın olanlara peşkeş çekilmesine “dur” denildiği gündür. Bugün, eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarının tırpanlanmasının, öğretmenlerin itibar kaybetmesine neden olan uygulamaların, akademik zam sözü verilmesine rağmen bu sözünün arkasında durmayanların, çalışanlara enflasyon farkını dahi çok görenlerin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin protesto edildiği gündür.”

‘ÖĞRETMENLERİN VE DİĞER EĞİTİM ÇALIŞANLARININ KAYBETTİĞİ İTİBARLARI İÇİN, DAHA DEMOKRATİK ÜNİVERSİTE İÇİN ALANLARDAYIZ’

“24 Eylül tarihinde yani bugün tüm Türkiye genelinde sendikacılığın evrensel asgari standartlarını karakterinde taşıyan bütün sendikaların da desteğiyle iş bırakıyoruz. Okullarımızda bugün ziller çalmıyor, eğitim çalışanları işbaşı yapmıyor. Bugün yandaş yönetici atamalarına hayır demek için, sendikamızın nöbet ücretleri ile ilgili 6 saat ek ders talebinin yerine getirilmesi için, eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklan için, İlk defa alamadığımız enflasyon farkı için, üniversite çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için, 4/C lilerin kadroya alınması için, taşeronlaşmaya karşı durmak için, akademik zam sözünün yerine getirilmesi için, özel okulları teşvik edip, imkânsızlıklarla cebelleşen devlet okullarına üvey evlat muamelesi yapıldığı için, öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının kaybettiği itibarları için, daha demokratik üniversite için alanlardayız!”

‘GÖREV SÜRESİ UZATILACAK MÜDÜRLERİ KENDİLERİNE  , İDEOLOJİSİ VE SİYASİ DURUŞU İKTİDARA YAKIN OLANLARDAN SEÇTİLER’

“Bilindiği gibi okullarda yöneticiler birer birer tasfiye ediliyor. Bilgisi, birikimi, ödülleri ve başarıları ile adından söz ettiren, okulu TEOG’da, üniversite sınavlarında başarılı olan, öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından takdirle karşılanan, canını dişine katarak okulunu zirveye taşıyan okul müdürlerinin sırf siyasi iktidarın kapı kulu olmadıkları için, sırf MEB yetkilileri istemediği için görevlerine son verildi. Onların yerine masa başı ilişkileri, akrabalık, dostluk, yandaş sendika, siyaset ilişkileri güçlü olanlar görevlendiriliyor. MEB Yasası ve akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği ile okulları hallaç pamuğu gibi dağıttılar. Görev süresi uzatılacak müdürleri kendilerine biat edenlerden, ideolojisi ve siyasi duruşu iktidara yakın olanlardan seçtiler.”

‘ŞU ANDA 8 BİN OKUL MÜDÜRÜ ADETA İDAM EDİLMİŞTİR’

“Bir de malum bir sendika var. Siz onu biliyorsunuz. O sendikayla AKP ilçe teşkilatlan istediği okul müdürlerinin listelerini hazırladı ve bu sipariş listeler ilçe milli eğitim müdürlerinin, komisyon üyesi şube müdürlerinin önüne sunuldu. İşte böylesine ahlaksız, böylesine arsız, böylesine rezil bir dönem yaşıyoruz. Görev süresi uzatılacak müdürlerin, değerlendirme puanlarında yapılan gayri ciddiliği de daha önce defalarca belgeleriyle ortaya koyduk. Vefat edenlere, belediye başkan yardımcısına, müdürlükten ayrırlıp öğretmenliğe geçenlere, emekli olanlara, kurum değiştirenlere 75 ve üzerinde puan vermişler. Hatta geçici ilçe milli eğitim müdürleri kendilerine 95-100 puan vermiş! Şu anda 8 bin okul müdürü adeta idam edilmiştir. Okul müdürlerini idam edenler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Valiliklere idari soruşturmalar açılması için dilekçeler verdik. Hatta bu tetikçilerle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı da soruşturma başlatıyor. Bakalım bu soruşturmalardan ne sonuç çıkacak? Soruşturmalar amacına hizmet edecek mi, yoksa okul müdürlerini idam edenler herhangi bir ceza almadan yollarına devam edecek mi? Şayet soruşturmalarda şaibeler tespit edersek, soruşturmayı yapanların da yakasına yapışacağız!”

‘MİLLİ EĞİTİMDE HER ALANDA YAŞANAN KADROLAŞMADAN ŞUBE MÜDÜRLERİ DE NASİBİNİ ALMIŞTIR’

“Bu süreçte, okul müdürleri kendi ekibini de oluşturabilecek. Yani okul müdürleri müdür başyardımcılarım, müdür yardımcılarını kendisi seçecek. Böylece okul müdürlerinin büyük kısmı siyasi ve ideolojik görüşü kendisiyle örtüşen insanları yakın çalışma arkadaşı olarak belirleyecek. Hatta büyük bir kısmına kimlerle çalışacakları yine bir yerlerden gelen talimatlarla bildirildi bile! Bu süreç bununla da bitmeyecek. Bildiğiniz gibi ilk kez görevlendirilecek müdürlere sözlü sınav uygulaması getirildi. Siz yazılı sınavı ortadan kaldırın, “kendi adamlarım makamlara getirilsin” diye sözlü sınav ihdas edin, bunun adına da adaletli yönetici görevlendirme (!) deyin. Bu süreçte de komisyonda yer alan isimler ve dolayısıyla komisyonun vereceği puanlar şaibeli olacak, kişiye özel sübjektif değerlendirmeler bu görevlendirmelerin odağında yer alacak. Sendika temsilcilerinin bulunmadığı komisyonların yapacağı ve ölçülebilir kriterlere sahip olmayan sözlü sınavlar kabul görebilecek mi? Milli eğitimde her alanda yaşanan kadrolaşmadan şube müdürleri de nasibini almıştır. Mülakatla şube müdürü yapılan iktidara bağımlı kişiler, kariyer, emek, alın teri, liyakat göz ardı edilmiştir. Konu, yargıya taşınmış ve başarı sıralamasının tek başma sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulması hukuka aykırı bulunarak, söz konusu yönetmeliğin yürütmesi durdurulmuştur.”

‘TÜRK EĞİTİM-SEN OLARAK HUKUKU HİÇE SAYAN MEB MÜSTEŞARI HAKKINDA SUÇ DUYUSUNDA BULUNDUK’

“Ancak MEB hukuksuzluklarına devam ederek, sözlü sınava dayalı şube müdürlüğü atamalarını iptal etmemiştir. Bu nedenle Türk Eğitim-Sen olarak hukuku hiçe sayan MEB Müsteşarı hakkında suç duyusunda bulunduk. Akabinde de sözlü sınava dayalı şube müdürlüğü atamalarının iptal edilmesi için Danıştay’da dava açtık. Yargının bu konuda da sağduyulu davranacağına inanıyoruz. Şayet yargı bunu da iptal ederse, MEB bu kez ne yapacaktır? Yine mi “Yargı kararını uygulamıyorum” diyecektir? Çok açık söylüyorum ki; MEB’in bu ötekileştiren anlayışım kökünden reddediyoruz. MEB kimilerine ana baba şefkatiyle yaklaşırken, onları sıcak kollan arasında semirtirken; kendisinden olmayanlan aynk otu olarak görerek, onlara zulüm etmesi; okul müdürlerinin görevden alınmasını protesto eden sendikalar için “Bu sıfat ile okullarda bulunuyorlarsa demek ki bakanlığımız arkadaşlanmızı sistemden ayıklayarak doğru bir şey yapmış” diyebilen yöneticilerin MEB’de iş başmda olması eğitim tarihimiz için bir utançtır. Bu laflan eden zat, MEB’in amacım ne de güzel ortaya koymuştur! Aslında bu bir suçun itirafıdır. MEB kadrolaşma suçu işlemektedir. Bunu Anayasa Mahkemesi’nin görmesi, değerlendirmesi ve bu yandaşlığa müsamaha göstermemesi gerekmektedir.”

EĞİTİM ÇALIŞANLAN ANGARYA GÖREVLERLE MAĞDUR EDİLMEKTEDİR’

“Milli eğitimde yaşanan sorunlar sadece kadrolaşmayla ilgili değildir. Eğitim çalışanlan angarya görevlerle mağdur edilmektedir. Şöyle ki; öğretmenlerin nöbet hizmeti bulunmaktadır. Ancak asıl işi eğitim hizmeti olan öğretmenler, sorumluluğu çok geniş olan nöbet hizmetinin karşılığı olarak ek bir ücret alamamaktadır. Bu durum hem iç hukuka ve uluslararası mevzuata hem de hakkaniyet anlayışına aykırıdır. Sendikamızın nöbet ücretleri ile ilgili olarak uzun zamandır ortaya koyduğu bir talebi vardı. Bu talep, öğretmenlerimizin okulda yürüttükleri nöbet hizmetleri karşılığında 6 saat ek ders talebiydi. Hatta bununla ilgili dilekçeler hazırladık ve bu dilekçeler şubelerimiz tarafından MEB’e gönderildi.”

ÖĞRETMENLERİN, AKADEMİSYENLERİN VE DİĞER TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARININ EKONOMİK VE SOSYAL HAKLAN DA GİDEREK ZAFİYETE UĞRAMAKTADIR’

“Aradan geçen sürede bu talebe kulak verilmedi. Çünkü MEB çok daha mühim (!) işlerle uğraşıyor. Mesela kadrolaşıyor, mesela öğretmenleri okul okul sürmeye hazırlanıyor, mesela eğitim çalışanlarının haklarını nasıl tırpanlarım diye düşünüyor. Öğretmenlerin, akademisyenlerin ve diğer tüm eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklan da giderek zafiyete uğramaktadır. Oysa bir toplumun ancak ve ancak eğitim ile kalkınabileceği göz önüne alındığında; öğretmenlerin, akademisyenlerin, eğitim çalışanların, üniversite çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını dünya ülkeleri seviyesine çıkarmak, onların insanca ücretlerle yaşamasını sağlamak bu ülkeyi yönetenlerin en asli görevlerinden biridir.”

Haber: Mustafa Kılıç

DSC_1056 copy DSC_1063 copy DSC_1066 copy DSC_1067 copyDSC_1071 copy DSC_1083 copy DSC_1086 copy DSC_7475 copy Mustafa Gökhan copy