Tahir Akgemci’nin sevenleri
Geçtiğimiz Cumartesi günü MHP Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tahir Akgemci'nin Yenişehir Mahallesinde ki seçim bürosunun açılışı yapıldı. Binlerce Ülkücünün katıldığı açılış programı gerçekten görülmeye değerdi.
Bir seçim bürosu açılışı için görülmemiş bir kalabalık toplanmıştı. Alana toplanan binlerce insanın gözlerindeki ışık sanki “31 Mart sabahı Kahramanmaraş’ı aydınlatacak ışık işte bu ışıktır” diye haykırıyordu tüm Kahramanmaraşlılara.
Organizasyon komitesi açılışa MHP’nin ağır toplarından Mersin Milletvekili ve eski gurup başkan vekili Mehmet Şandır’ı, MHP’li Osmaniye Belediyesinin Mehteran takımını getirerek hem seçim bürosunun açılışına hem de şehrimin tek düze olan günlük yaşamına renk katmayı başarmıştır. Ayrıca açılışa katılan partili partisiz tüm misafirlere sunulan etli pilav ikramı ile de eşsiz Türk misafir perverliğini bir kez daha göstermiş oldular dosta ve düşmana.
Alanda toplanan Ülkücülerin kendilerine olan öz güvenleri, parti içerisinde sağlanan birlik ve beraberlik ve bu beraberliğin neticesinde bir araya toplanan binlerce Ülkücünün mutluluğu ve çoktandır yitirdikleri öz güvenin yeniden kazanılması inanın özlenen iktidarın ayak sesleriydi.
Anlaşılan o ki, Tahir Akgemci Hocanın sevenleri her geçen gün daha da çoğalacak ve büyüye büyüye çığ gibi 31 Martta sandığa sığmayacak ve hedefe ulaşacaklardır.
Bu kusursuz organizasyonların sayısı arttıkça Ülkücülerin oylarının da artacağı bir gerçektir. Meydanda konuştuğum tüm Kahramanmaraşlılar başta MHP İl Başkanı Sayın Mustafa Bastırmacı, Seçim Komisyonu Başkanı Cengiz Çiçeklioğlu ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tahir Akgemci Beylere ve programda emeği geçen herkese Kahramanmaraşlılara bu muhteşem günü yaşattıkları için teşekkür ediyorlar, iletmek boynumuzun borcu.
Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendiden ne istiyorlar
Eskiden herhangi bir konuda bilerek veya bilmeyerek fikir beyan edenler için “ağzı olan konuşuyor” denilirdi. Son günlerde Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendi hakkında da maalesef ağzı olan herkes konuşuyor.
Herkeste ağız var ama her ağzı olanda maalesef beyin yok. Bu tipler her meselede sahneye çıkıp durmadan avazları çıktığı kadar bağırıyorlar. Lakin ne dediklerini inanın kendileri de bilmiyorlar. Beyinden değil de işkembe-i kübradan atıp tuttukları için sonunda yalancı konumuna düşüyorlar. Oluşan haklı tepkileri görünce hemen yan çizip; “ben o kişiyi kastetmedim ki” diyerek utanmadan çark etmeye çalışıyorlar.
Son olarak taze siyasetçi bayat bürokratlardan birisi hem de Hoca Efendinin memleketinde Erzurum’da mikrofonu eline alıp başlamış sallamaya. Salladıkça batmış battıkça sallamış.
Sonunda kadirşinas Erzurumluların tepkisi karşısında bildik tavrını tekrar göstermiş ve “ben o kişiyi kast etmedim ki” diyerek çark etme becerisini bir kez daha göstermiş.
Hangi devirde yaşarsa yaşasınlar fikir adamları, din bilginleri, âlim kişiler yaşadıkları dönem idarecilerinde gördükleri hataları, kusurları, yanlışlıkları varsa ihmalleri ve ihanetleri korkmadan, gelecek kaygısına kapılmadan Allah’ın rızası adına yüksek sesle haykırırlar. Açın bakın arşivlere yakın dönemdeki âlimlerin dönemin idarecileriyle olan ilişkilerine. Milyonların irşadına sebep olan Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin, İstiklal Marşımızın Şairi, Mütefekkür Cennet Mekân Mehmet Akif Ersoy’un ve yine Cennet Mekân Çile Şairi Üstat Necip Fazıl’ın uğradıkları haksızlıklara.
Güneş balçıkla sıvanmazmış. Açın ve bakın bakalım milletin sinesine. Orda Said-i Nursi Hazretlerini mi, Mehmet Akif Ersoy Hazretlerini mi, Necip Fazıl Kısakürek Hazretlerini mi göreceksiniz yoksa İsmet İnönü’yü mü, Celal Bayar’ı mı, Süleyman Demirel’i mi göreceksiniz?
Bir müddet sonra günümüz insanının gönlünde de kimin yer ettiği elbette görülecektir. Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendinin mi yoksa günün politikacılarının mı?
Unutmayınız ki Mezhep İmamımız İmam-ı Azam Hazretlerini de dönemin gafilleri taşlayarak öldürmüşlerdi. Ama Müslümanların hayırla yad ettiği kişi elbette İmam-ı Azam Hazretleridir.
Bir kıymet-i Harbiyesi yok ama yapılanlar ayıptır, günahtır, bühtandır. Kırk yıldan beri hayatını “Din-i Mübine” hizmet edecek imanlı bir nesil yetiştirmeye adayan Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendiye ve ona gönül vermiş milyonlarca kişiye hakaretler yağdırmak anlaşılabilir bir şey değildir. Hüküm elbette bu ‘Ali Millet’indir.’ Millet neylerse güzel eyleyecektir.