Partilerin belediye meclis üyelerine ilişkin eleştiri…
Allah için, elinizi vicdanınıza koyarak düşünün ve konuşun, AK Parti belediye meclis üye listesi sizleri tatmin etti mi?
Beni tatmin edip etmemesi önemli değil. Başvurmuş değilim, beklenti içinde olmadım, bu bakımdan kim girmiş, kim çıkmış, çok da umurumda olmasa da, vatandaşın tepkilerini buraya dökmek zorundayım.
(Hoş başvursam da almazdınız zaten. Bekir Doğan Ekinözü’nden belediye meclis üyesi oldu da ne oldu, boyu mu uzadı, listeye bile koymadılar. Bu ayıp da size yeter!)
Bir bina yapılacak, çatı kurulacak örneğin.
Kimisi tuğla çekiyor, kimisi briket, kimisi harç, kimisi kalıpçılıkla uğraşırken, bina sağlam temel üzerine kurulunca, e haliyle içinde oturanlar da olacak.
Öncelik kimin…
Tabi ki temeli atanın, harcına kürek sallayanın, tuğlasını, briketini taşıyanın, duvarı örenin…
Ama böyle değil işte. Yoksa önceliğe bakacak olursanız, binanın, çatının oluşmasında emeği geçenlere hak da, hak hukuk sizlere ömür olunca, adalette milim şaşma olmaması gerektiği halde, maalesef istenmeyen şeyler oluyor.
Çatı tamamlansa, konut bitse de, içine oturanlar veya oturmaya çalışanlar da rahat edemiyor. İlahi bir ses, “kul hakkı yiyorsunuz, sizden önce burada olması gerekenler vardı, sıra size gelene kadar şafak atar!” diyor ama ilahi milahi sese aldırış eden yok.
*
Baktım, baktılar, baktınız…
Dikkatle hem de…
Benim üzülüp büzülmem bir fayda sağlamıyor. Ki alakadar de etmiyor zerre-i miktar kadar. Çünkü içinde değilim, dışında hiç yokum. Ancak bu partide çok değer verdiğim, sevip saydığım arkadaşlarım, dostlarım ve ağabeylerim varken, seçim kuruluna verilen belediye meclis üyelikleri kimseyi tatmin etmedi.
E böyle işte, insanları tatmin etmek, mutlu etmek, rahatlatmak, beklentilerine cevap vermek her zaman kolay olmuyor.
Kolay olsa, ben de aday olur, ilk sıraya, belki de kontenjandan listede olurdum.
*
Yağmur nereye yağsa tarlayı oraya çekenler, şaklabanlar, ihaleciler, Maraş imarının anasını belleyenler, rantçılar ve çıkarcılar, maşallah listelerin ilk sırasında yer almışlar. Al takke ver külah misali.
Daha düne kadar söylenmedik söz bırakmayanlar, kan üzerinden siyaset yapanlar, eh o kadar da olacak artık diyorsanız mesele yok da, takımın gözbebeği haline gelmişler.
Ha, sayın Süleyman Demirel’in siyasi literatüre mal olmuş ünlü; ‘dün dündür, bugün bugündür’ sözünü hatırlatıyorsanız, bakın ona verilecek cevabım da yok.
Çok görmüyorum, doğalgazcı, yürütmenin hukuk işlerinden sorumlu olursa, varın ne demek istediğimi siz anlayın artık!
Daha size ne deyim ki ben!
Ah, ah!
Siz beni öldüreceksiniz, siz beni deli edeceksiniz! Bir gün ecelimden evvel geberip gidersem, sorumlusu sizsiniz, vebal altında kalırsınız, ona göre…
*
Vatandaş yüksek sesle düşünüyor artık, sağda solda, her yerde; “Takım süper. Takım dışarıda bile nam salmış, a kadro ile donatılmış. Ancak siz takımı şampiyonluk yolunda giderken, tutup dışarıdan ne idüğü belirsiz yabancılarla dolduruyor, takımı bu günlere getirenleri, şampiyonluk yaşatanları dışlayıp, kalitesiz, riyakar, üçkağıtçı oyuncuları takıma dahil ediyorsunuz. Bu mu adalet. Bu takım ligde ipi göğüsleyemez, bu takım şampiyonluk yolunda yara alır, tökezler…” derken, kulaklarınıza neden pamuk tıkıyorsunuz.
Takımda merkezden kimse yok. Bu kenti temsil edebilecek adam gibi adam yok iken, herkes kendine kurşun asker, emir eri ararken, herkes ileriye dönük ekonomik yatırımlarını daha da güçlendirmek düşüncesi ile ahbap-çavuş ilişkilerine meylederken, vatandaş yine son noktayı koyuyor eleştirilere, “bu kafa ile giderseniz, zor gidersiniz sılaya!”
Ben desem, ipe çekersiniz, düdüğe koyar öttürürsünüz. Biraz da halkın, gerçek partililerin sesine kulak verseniz, ölür müsünüz!
Mehmet FİSKECİ