Maraş Türk Ocağı Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç'ı Andı

Maraş Türk Ocağı Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç'ı Andı
Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç Vefatının 53.yıldönümünde Kahramanmaraş Türk Ocağı tarafından anıldı Kahramanmaraş Türk Ocakları seri konferanslarının bu haftaki konusu, 53 yıl önce vefat eden ünlü tarihçilerimizden...

Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç Vefatının 53.yıldönümünde Kahramanmaraş Türk Ocağı tarafından anıldı

 Kahramanmaraş Türk Ocakları seri konferanslarının bu haftaki konusu, 53 yıl önce vefat eden ünlü tarihçilerimizden Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç idi.

Sütçü İmam Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. İsmail Altınöz’ün Necp Fazıl Kültür Merkezinde sunduğu konferansta Mükrimin Halil Yinanç’ın hayatı, eserleri, ilmî kişiliği, Türk tarihçiliğine katkıları, meşhur özdeyişleri ve kütüphanesi anlatıldı. İsmail Altınöz, Mükrimin Halil Bey’in kitaplarında “El-Mar’aşî”, “El-Elbistanî” kaydı bulunması dolayısıyla dünyaca meşhur kütüphanesinin manevî evlâdı ve yeğeni Prof. Dr. Refet Yinanç tarafından 2009 yılında Sütçü İmam Üniversitesi’ne bağışlandığını; üç yıl sonra da Rektörlüğün kendi Merkez Kütüphanesine Mükrimin Halil Yinanç Kütüphanesi adını verdiğini belirtti. Mükrimin Halil Yinanç Kütüphanesi’nde dünyaca meşhur tek nüsha kitapların dahi bulunduğunu kaydeden Dr. İsmail Altınöz, böyle bir kütüphanenin, Maraş ve Sütçü İmam Üniversitesi için bulunmaz bir hazine olduğunu da vurguladı. Altınöz, aynı zamanda Türk Tarih Kurumu’nun aldığı kararla Mükrimin Halil Yinanç’ın külliyatının da yayımlanmaya başlandığını, bu anlamda ilk olarak en önemli eseri sayılan yaklaşık 900 sayfalık Türkiye Tarihi - Selçuklular Devri’nin iki cilt halinde basıldığını, yine bunun da Prof. Dr. Refet Yinanç tarafından yayına hazırladığını söyledi.

Toplantıda T.T.K. Eski Başkanlarından Prof. Dr. Ali Birinci’nin gönderdiği mesaj da okundu: “Mükrimin Halil merhuma olan borçlarımızın bir tespiti bile henüz yapılmamıştır. Geç de olsa bu borcun bir kısmını ödememiz sevindiricidir. Bütün dostlara ve Mükrimin Halil merhumun kıymetini bilenlere muhabbetler ve selâmlar…”

Ali Birinci Bey, 2009 yılındaki Üniversitedeki bağış töreninde yaptığı konuşmada da şu anlamlı sözleri söylemişti: “Maraşlılar; ben Mükrimin Halil Bey’in hemşehrisi olamadığım için üzülüyorum ve hemşehrisi olan sizleri âdeta kıskanıyorum. Eğer, Maraşlı olsaydım ve memleketimde de bir parça kıymetli arsam olsaydı; satar, onun hemşehrisi olmanın şerefine tek başıma bir ‘Mükrimin Halil Yinanç Kültür Merkezi’ kurardım.”

Dr. İsmail Altınöz’ün konuşması özetle şöyleydi:

Mükrimin Halil Yinanç’ın Hayatı

Mükrimin Halil Yinanç, Kahramanmaraş ilinin Elbistan ilçesinden olup müderrislik, kadılık görevleriyle meşhur olmuş eski ve köklü bir aileye mensuptur. Babası Kâmil Efendi, Malatya Mardin ve Diyarbekir kadılıklarında bulunmuştur. Kendisi, babasının Dersim-Çarşancak kazasında görevde bulunduğu sırada 1900 yılında Elbistan’da doğmuştur. Sülâlesi XVIII. yy. başlarında Kayseri’den Elbistan’a göç etmiş ve “Halil Efendiler” olarak anılmaktadır ki, 24 Oğuzların Türkiye’nin iskânında en büyük rolü oynadığı bilinen Avşar boyundandır. Babası Kâmil Efendi, Saimbeyli (Haçin) kadısı iken, eşiyle birlikte Ermeniler tarafından hunharca katledilmiştir.

Mükrimin Halil, ilk tahsilini babasının nezâretinde tamamlamış, daha sekiz yaşında Kur’ân-ı Kerim’i hıfz etmiş, babasının memuriyetine binaen Malatya Rüştiye ve İdâdisine, Mardin ve Diyarbekir idâdilerine devam etmiş, daha sonra İstanbul Gelenbevî Lisesinden mezun olmuştur. 1916 yılında Dârü’l-Fünûn Edebiyat Fakültesi Tarih bölümüne kaydolmuş, 1919’daki mezuniyetini müteâkip Mülkiye’ye geçerek 1921’de de orayı bitirmiştir.

Memuriyeti ve Hizmetleri

Mükrimin Halil yinanç, ilk vazife olarak Târih-i Osmânî Encümeni’nde çalışırken aynı zamanda Nişantaşı ve Davutpaşa Ortaokullarında öğretmenlik yapıyordu. Zamanın büyük kütüphanelerinde Selçuklu ve Anadolu Beyliklerine dair nâdir nüshaları, inceleme ve kopye etmek gibi çok zahmetli ve büyük işlerle uğraştığı sıralarda Abdurrahman Şeref, Ahmet Refik, Köprülü Mehmet Fuad, gibi şahısların teveccühünü kazanmıştır.

Hizmetleri Maârif Vekaletince takdir edilince 1925’te araştırma yapmak üzere Paris’e gönderildi. Görevi, İstanbul kütüphanelerinde bulunmayan nâdir eserleri kopya etmekti. İki yıl Bibliotheque Nationelle (Paris Millî Kütübhanesi)’de çalıştı.

Yurda döndükten sonra eski görevine ilâveten Kabataş ve Galatasaray Lisesi’nde Tarih öğretmenliği yaptı. 1929 yılında kurulan Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti (Bugünkü Türk Tarih Kurumu)’i kurucu üyeleri arasında yer aldı. Daha sonra 1933’te Üniversite Reformu üzerine yeniden kurulan İstanbul Edebiyat Fakültesi’nde Ortaçağ Kürsüsü Tarih Doçenti olarak görev almış, 1941 yılında Profesör ve 1957’de de Ordinaryüs Profesör unvanlarıyla birlikte akademik kariyerinin en üst kademesine kadar yükselmiştir.

Hastalığı ve Vefatı

Türk ilim hayatına usanmadan ve yılmadan katkıda bulunan Mükrimin Halil Yinanaç, 1 Aralık 1961 Cuma günü öğrencilerine ders anlatırken birden rahatsızlanmış, derhal Haseki hastanesine kaldırılmış, üç hafta boyunca tedavi sonuç vermeyince 21 Aralık 1961 Perşembe günü vefat etmiştir. 22 Aralık 1961 Cuma günü cuma günü kılınan cenaze namazının ardından, İstanbul Üniversitesi Merkez ve Edebiyat Fakültesi’ndeki törenlerden sonra, Merkez Efendi Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Ölümünden bir müddet sonra aziz hatırasına hürmeten Elbistan ilçesinde bir liseye adı verilmiştir (Mükrimin Halil Lisesi:1963).

Şahsiyeti

Mükrimin Halil Yinanç son derece müsamahaya sahip, şöhret hırsından sıyrılmış, kanaatkâr bir insandı. Geniş bir mizah kültürüne sahipti. İnsanları tiplere ayırışta yarı gerçekçi, yarı mizahi bir üslubu vardı. Açık, dürüst sözlü ve kıyasıya kimseyi tenkit etmez bir kişlikteydi.

Mükrimin Halil Yinanç daima “üstad” diye anılırdı. Sohbetleri ilmî münakaşalarda geçerdi. Davet edildiği gecelerde Bayezid/Küllük ve Marmara, sonraları Lâleli kıraathanelerine gider, çevresine biriken her yaş ve sınıftan insanla rahatça konuşurdu. “İnsanların yalnız, akıllı olmaları kâfi değil, iz’anları da olmalıdır” derdi.

Tarihçiliği kadar güzel konuşması, geniş bilgisi ve kuvvetli hafızası ile de ünlü olan hoca zor yazar, fakat bıkmadan okur ve konuşmayı severdi.

Ord. Prof. Dr. Yinanç, gerek kaynaklara ait derin bilgisi ve gerek malzemenin kıymet ve derecesine vukufu ile tanınmıştır. Çok genç yaşında Feridun Bey Münşeâtı’ndaki Osmanlıların ilk devirlerine ait birçok vesikaların otantik olduğunu ilk olarak o tespit etmiştir. Bu çalışmaları “tenkidî tarihçilik” için bir örnek teşkil etmiştir.

Ülkemizde, yaygın bazı popüler ansiklopedilerde (Ana Britanica, Meydan Larousse v.b.) hiç ismi duyulmamış şahıslar bile yer almışken, ilmiyle ünlü ve şanı ülkemiz sınırlarını aşmış Mükrimin Halil Yinanç’ın isminin dahi zikredilmemesi, Türk ilim dünyamız açısından düşündürücü ve üzücüdür. Neyse ki, son zamanlardaki ansiklopedilerde görülüyor artık.

Mükrimin Halil Yinanç’ın ilmî kişiliğinin daha yakından tanınabilmesi bakımından, onun “özdeyiş” niteliğindeki orijinal sözlerini buraya aktarmakta yarar var.

Mükrimin Halil Bey’den Özdeyişler

  • İyi bir siyasetçinin önünde masa, arkasında kasa olmalıdır.
  • Memleketin en büyük kabahati, bir yere ehlini
  • Mehmed Vahideddin, harikulâde musikişinaslardandır. Çok ince ve hassas bir bestekâr…
  • Hânedanlar içinde bizim Osmanlı Hânedanı kadar kuvvetli ve kıymetlisi yok. İçlerinde bestekâr, hattat, asker ve şairler var.
  • Halife Me’mun diyor ki, üç kısım insan vardır:
    1. Bir kısmı gıda gibi, her zaman lâzım;
    2. Bir kısmı devâ gibi, icâbında lâzım;
    3. Bir kısmı ise illet gibi, hazer edip kaçmak lâzım.
  • Eskiden kuvvetimiz tarikatlerden gelmiş... İnhilâl eden cemiyeti toplamış, Moğol istilasının yıktığını tarikatler toparlamıştır.
  • Dünyada, rakamlardan büyük belâgat
  • Yavuz’un küpeli olduğuna dair hiçbir rivayet yok. Uydurma resim var.

Kütüphanesi

Mükrimin Halil Yinanç’ın kütüphanesi, ülkemizdeki özel kütüphaneler içerisinde en orijinal olanlarından birisi olsa gerek. Dış ülkeler dâhil birçok talep olur, yüksek meblâğlar teklif edilir. Fakat kendisi de tarihçi olan vârisi Prof. Dr. Re’fet Yinanç, bazı kitapların üstünde “El-Mar’aşî”, “El-Elbistanî” kaydı bulunduğu için hiçbir yere vermez; nihayet 21 Nisan 1909 günü, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı bir törenle Prof. Dr. Nâfi Baytorun döneminde büyük bir kısmı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine bağışlanır. Sonraya bırakılan bir kısım kitapların intikali ise, – 15 Mart 2012 günü – Prof. Dr. Re’fet Yinanç ile Rektör Prof. Dr. Fatih Karaaslan arasında imzalanan Protokole bağlanmış ve Üniversite Merkez Kütüphanesine “Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç Kütüphanesi” adı verilmiştir. Türkçeden başka Fransızca, Grekçe, Rusça, Arapça, Farsça orijinal, hatta dünyada tek nüsha eserlerin dahi bulunduğu Kütüphane, dijital ortama atılmak dolayısıyla bütün dünya akademisyenleri tarafından istifade edilmektedir. Bu açıdan Kahramanmaraş ili ve K.S.Ü. için bir hazine değerindedir.

ESERLERİ

  1. Halil Yinanç’ın büyük bir âlim olmasına rağmen ne yazık ki, fazla eser vermediği yazılır/söylenir. Neşredemedikleri bir yana, neşrettiği inceleme ve araştırmalar çok değerlidir. Esas kaynaklara inmesi bakımından, birkaç sayfalık tetkikleri bile, bir kitaba bedel olmuştur. Yinanç’ın ilk yazıları Anadolu Mecmuası’nda neşredilmiştir. Daha sonra TOEM ve diğer mecmualarda araştırma ve incelemeleri yayınlanmıştır. Ayrıca İslâm Ansiklopedisi’ne çok kapsamlı maddeler yazmıştır: “Yıldırım Bayezid”, “Elbistan”, “Diyarbekir”, “Dulkadırlılar” en önemlileridir.

Sağlığında yayımlanan kitap ve makalelerinden bazıları:

Kitapları: Düstürnâme-i Enverî (neşir, 1928); Düstûrnâme-i Enverî-Medhal (1930); Anadolu’nun Fethi I (1934); Türkiye Tarihi-Selçuklu Devri (I. Kitap, 1944).

Makalelerinden bazıları: Maraş Emirleri (3 uzun makale Türk Tarihi Encümeni Mecmuası 1924-25 – 2008’de Selim Kaya ve İlyas Gökhan tarafından Ukde’de Yaşar Alpaslan ve Serdar Yakar’ın ilgileri sayesinde kitap olarak yayımlandı);  Millî Tarihimizin İsmi; Millî Tarihimizin Mevzuu; Anadolu’nun Fethi; Türk Kavminin Muhtelif Milletlere Ayrılması, Anadolu Vatan ve Milletin Teşekkülü (1924’de hepsi de Anadolu Mecmuasında çıkmış olan, Türk milletinin Anadolu’daki başlangıcı ve yeni bir tarih görüşüyle Anadolucu milliyetçilik tezini işleyen tamamı 9 makale); Tazminattan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik (Tazminat I kitabı içinde, İstanbul 1940); Anadolu’da Türk Birliği (Konya Mecmuasında); Alp Arslan; Malazgird (Ülkü Mecmuasında iki ayrı yazı); Büyük Hükümdar Fatih Sultan Mehmed (Tasvir-i Efkâr gazetesinde); Ertuğrul Gâzi; Dünya Tarihinin En Büyük İnsan ve Kumandanlarından Alp Arslan (harpleri, Malazgirt zaferi, tarihteki rolü, ölümü, Tarih Coğrafya Dünyası 1959); Musul ve Elcezire’de Oğuz Türkleri.

Prof. Dr. Ali Birinci’nin başkanlığı döneminde T.T.K. tarafından “Mükrimin Halil Yinannç’ın Bütün Eserlerinin Yayımlanması” kararı alınmış ve Prof. Re’fet Yinanç’ın hazırlığı çerçevesinde ilk büyük eseri 2 Cilt hâlinde yaklaşık 900 sayfalık Türkiye Tarihi-Selçuklular Devri (2013 ve 2914’de) yayımlanmıştır. (En hacimli Selçuklu Tarihi kitabı rahmeti Prof. Osman Turan’a aittir ve yaklaşık 750 sayfa. “Mükrimin Halil Yinanç, sohbet ehli bir insandı; konuşurdu, fakat yazmadı” söylentisine en güzel cevap bu olsa gerek.)

Toplantı, Türk Ocağının sohbet müdavimleri Tahir Gören, Halil İbrahim Arıkan ve Cevdet alperen’in soru ve katkılarıyla sona erdi. Konuşmacı Yard. Doç. Dr. İsmail Altınöz’e  Elbistan Mükrimin Halil Yinanç Aile Vakfı (EL-MÜHAY)’nın yayımladığı 500 sayfalık Tarihe Adanmış Bir Ömür: Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç (Ömer Hakan Özalp, İstanbul, 2012) adlı kitap hediye edildi.

 Vefat Yılında onun ruhu şâd olsun!..

4 copy 5 copy