Kahramanmaraş’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının 91. yıldönümü coşkusu

Kahramanmaraş’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının 91. yıldönümü coşkusu
29 Ekim 2014 Çarşamba günü düzenlenen kutlamalar saat 09.15’de Vali Mustafa Hakan GÜVENÇER’in Makamında tebrikleri kabul etmesi ile başladı.Daha sonra saat 10.00’da Trabzon Caddesinde ki tören başladı.Yurt genelinde olduğu...

29 Ekim 2014 Çarşamba günü düzenlenen kutlamalar saat 09.15’de Vali Mustafa Hakan GÜVENÇER’in Makamında tebrikleri kabul etmesi ile başladı.

Daha sonra saat 10.00’da Trabzon Caddesinde ki tören başladı.Yurt genelinde olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da Cumhuriyet’in kuruluşunun 91. yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Geçen yıllara oranla yoğun güvenlik önemleri altında kutlanan törende Vali Güvençer en büyük stratejilerinin Cumhuriyeti korumak ve yüceltmek olduğunu söyledi.

Trabzon Caddesinde gerçekleşen Cumhuriyet’in kuruluşunun 91. yıl dönüm etkinlikleri coşku ile başladı. Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Garnizon Komutanı Albay Kerim Acer ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç tören arabasında halkın bayramlarını kutladı.

Şiirlerin okunduğu törende bir konuşma yapan Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer “Millet olmanın zaruri bir sonucu olarak bu saatlerde bütün Türkiye safındaki vatandaşlarımız gibi Kahramanmaraşlılar olarak ta yüreğimizin Ermenek’te işçi kardeşlerimizle birlikte olduğunun bir kez daha hepimiz adına beyan ediyor ve tüm kardeşlerimiz için en kısa zamanda sağlıkla kurtuluş diliyorum. Milletler camiası ve dünya devletler arenasında saygın mevcudiyetimizin yegâne temeli, onurumuz, ortak sesimiz, gücümüz, sığınağımız, gerektiğinde canınızdan özgün saydığımız biricik ve sevgili Cumhuriyetimizin 91. yaşı hepimize kutlu olsun. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.” Dedi.

KALBİMİZ VE KULAĞIMIZ ERMENEK’TE

Konya Ermenek’te meydana gelen maden kazasında işçilerin sağlığı ile ilgili iyi bir haber almayı beklediklerini belirten Vali Güvençer Cumhuriyet’in Türkiye’nin dirilişinin ve varoluş mücadelesinin muhteşem başarı öyküsü olduğunu söyledi. Vali Güvençer konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ortak hafızamız ve ortak bilincimiz hepimizin vicdanlarında bugün çok daha kuvvet ve makes bulan derin sesiyle tekrarlamaktadır ki, bugün kutladığımız yalnızca Cumhuriyetimizin ilanı değil Atasının lisanıyla ‘bağımsızlık benim karakterimdir’ diyen bir milletin dizginlenemez sevdasıyla bu sevda uğruna toprağa düşen nice canlar, çekilen nice acılar, akıtılan kanlar ve katlanılan büyük felaketler pahasına bedeli sonuna kadar ödenmiş büyük zaferlerle kazandığı yeniden diriliş ve varoluş mücadelesinin muhteşem başarı öyküsüdür. Bu başarının adı olan Türkiye Cumhuriyeti hepinize sunulmuş ve emanetinize ferdi edilmiş en büyük ve en kutlu armağandır. Bu kutlu günü ve geleceğimizi aydınlatan parıltısıyla bir egemenlik tacı olan başlarımıza konduran Cumhuriyet kahramanlarını, başta Cumhuriyetimizin kurucu lideri ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah siyaset mücadele arkadaşlarının ve nice vatan evladını milletle, şükranla ve rahmetle yâd etmek boynumuzun borcudur ruhları şad olsun.

 ‘BU CUMHURİYETİN ONURLU BİR VATANDAŞI OLMANIN BİZLERE HİSSETTİRDİĞİ BÜYÜK BİR GURUR VAR’                                                                               

Dün, bugün ve yarın vatan için çarpan yüreklere oğul sevdasını vatan sevdasına kurban eden mübarek analara, ‘önce vatan’ diyen kahraman oğullara, daha güçlü Türkiye için çırpınan adam gibi adamlara ve terleyen alınlara selam olsun. Bugün Cumhuriyet aydınlığı ve coşkusuyla süslenerek güzelliği ihtişama dönüşen Kahramanmaraş’ıma ve Kahramanmaraşlılarda ülkemin 4 bir yanına selam olsun. Cumhuriyetimizin 91.yılını bu Cumhuriyetin onurlu bir vatandaşı olmanın bizlere hissettirdiği büyük bir gurur var. Büyük bir mutluluk ve heyecanla kutlarken bu zorlu süreçte gösterilen kahramanlıklarla övünmek elbette en tabi hakkımızdır. Ancak Türkiye Cumhuriyetinin varoluş mücadelesinde son asırların kaybettiği en büyük asgari, siyasi ve diplomatik dehanın liderliğinde hedefleri belirlenmiş en küçük stratejik adımların hesabı yapılmıştır. İnsanlığın ve milletin temel ilkelerine dayanan sabırlı karalılığın ve öncelikle hayatta kalma mücadelesi verilirken pek kolay ihmal edilebilecek olan ama ihmal edilmeyen hukukun millet meclisi çatısı altında somutlaşan millet iradesinin kazandırdığı meşruiyetin düzenli ordu teşkilatlanmasının doğumuna Türkiye Cumhuriyetinin geleceğine ilişkin ilkeli tasavvufların önemi ve ağırlığını gereğince kıymetlendirmek hepimiz için mutlak bir zorunluluk

  ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ TÜM DÜNYA DA GÖLGE GÜCÜNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’  

Cephe galibiyetini Cumhuriyetle taçlandırarak gerçek ve muhteşem bir zafere dönüştüren bu süreçten ve bu süreci besleyen, yaşatan ve akıldan ışık alarak bugüne ve geleceğe bakmak işimizi çok ama çok kolaylaştıracaktır. Cumhuriyet kadar bize Cumhuriyeti kazandıracak bu sürecin bir dehanın ellerinde yoğrulan ortak aklı Cumhuriyetin dayandığı bugününü ve geleceğini şekillendirdiği temel ilkeleri asla vazgeçmeyeceğimiz hazinelerimizdir. Türk milletini asil karakteri, hukuku, ilkeleri ve teşkilatlanmasıyla en isabetli şekilde temsil eden Cumhuriyetle yepyeni bir devlet gücüne dönüştüren bu hazine sayesinde bugün ne mutlu ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti 91 yılda aldığı mesafe ile dünyada özellikle bölgesinde barış ve istikrarın vazgeçilmez unsuru ve tüm hesapların etkileyici ve dengeleyici asli faktörü haline gelmiştir.  Bugün tüm dünya isteyerek veya istemeyerek kabul etmektedir ki, Türkiye Cumhuriyeti dünyanın bu gününe ve yarını için hesaplarda asla ihmal edilemeyecek bir gölge gücüne dönüşmüştür ve kendine özgü dünya tasavvufunun zorunlu bir sonucu olarak giderek bir dünya gücü olmaya doğru yol almaktadır. Kaba insan silah ve kısmen teknoloji üstünlüğüne dayalı kuvvetler çatışmasının yaşandığı 1. ve 2. Dünya Savaşlarının şekillendirdiği 20. yüzyıl dünya konjonktüründe ve bölgesinde fiziki varlığına dahi tahammül edilemediği halde gösterdiği fevkalade dirençle yepyeni bir devlet olarak doğan başına sarılmaya çalışılan bin türlü belaya rağmen var olan ve üstelik güçlenen Türkiye Cumhuriyeti devletinin mevcudiyeti 20. yüzyıl siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel oluşumunda belirleyici bir rol oynamıştır. Bu asil duruşun zorunlu bir katlanışla birlikte asalet kavramından uzak dünya egemenliği sevdalılarının hesaplarını bozan bir tehdit unsuru olarak algılana geldiği de hepimizin malumudur. 20.yüzyılın ilk çeyreğinde dünya bir kırılma çizgisinin eşiğindedir. Oluşturulan yeni kavramlar bombardımanının ilk hedefinde insan zihinleri vardır. İğfal edilerek dönüştürülen bireylerin her biri üst ve ortak değer yargılarından sözüm ona özgür duruşları sağlanarak önce milletlerin sonrada devletlerin çöküşü planlanmaktadır. Küçük bölgelere hapsedilmiş özgün ve büyük kültür uygarlığı yaratma kabiliyeti geçmiş ve gelecek derinliği olmayan yerelde ve gündelik sorunlarda operasyonel birer mekanizmalardan ibaret küçük devletçiklerin sahte varlıkları üzerinde yalnızca birkaç egemen bütçe paylaşılmış yeni bir dünya siyasi haritası hedeflenmektedir. Sıcak savaş teknolojisinin üstünlüğünden ve hatta soğuk savaş yıllarının siyasi ideolojik araçlarından ziyade bilgi iletişim teknolojisinin akıl ve gönül çelen gücünün refakatin de ekonomik, sosyal ve kültürel araçlarla örtülü bir psikolojik harekât bütün yoğunluğuyla sürdürülmektedir. Ortak ve üst değerlerden ve ortak ülküden millet ruhundan arındırılarak yalnızlaştırılan bireylerin zuhuratın estirdiği rüzgârlarda savunması ve kalabalıklar halinde egemen güçlerin istedikleri yerde korunmaları ve üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken bir tehlikedir.

‘EN BÜYÜK STRATEJİMİZ CUMHURİYETİMİZİ AYAKTA TUTMAK VE YÜCELTMEKTİR’

Bu süreçte var kalma mücadelemiz çağdaş gereklerinin farkında olarak gerçekler çerçevesinde milli tecrübemiz milli aklımız ve vicdanımız milli hedeflerimizin şekillendireceği kısa vadeli çıkarlarımıza kurban etmeyeceğimiz özgür irademizle oluşturacağımız ve enince ayrıntısına kadar hesaplayacağımız stratejik adımlarla Cumhuriyetimizi ayakta tutmak ve yüceltmektir. Değerlerimizi ve dünya tasavvufumuzu şekillendiren medeniyetimizi ortak ve ortak ülkü ve hedeflerimizi yitirdiğimizde milletimizi, milletimizi yitirdiğimizde ise insanlık onurumuzun, bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün temeli olan devletimizi yitireceğimizi ise unutmamalıyız.

 ‘20.YÜZYILIN DAYATMALARINA MAHKÛM OLMAYAN TÜRK MİLLETİ 21.YÜZYILINDA MAHKÛMU OLMAYACAKTIR’  

Türkiye Cumhuriyeti devleti egemenliğinin tek temeli olarak benimsediği milletinin asil değerlerini çağdaş demokrasinin gerektirdiği bütün enstrümanlarla vazgeçilmez aktörü haline getirmeyi örtülü olarak terkin edilen gereksiz endişe ve tereddütlerle ertelenmemelidir. Farkında olmalıyız ki çok iyi gizlenmiş emellerin temel hedefinde devletimiz ve Cumhuriyetimiz olmakla birlikte değişen konjektörün yeni stratejisinde ilk hedef bizzat milletin ta kendisidir. 20.yüzyılın dayatmalarına mahkûm olmayan Türk milleti 21.yüzyılında mahkûmu olmayacaktır.

  ‘TÜRK MİLLETİ KARŞISINDA SAYGIYLA EĞİLİYORUM’         

Mitolojik birer efsaneye dönüştürülen içi boş sahte sloganlarla huzuru kaçan dünya insanlığı bilmelidir ki, medeniyetle beşiği coğrafyanın unutulmuş mahzun yarım adasında gölgesi yine geniş olacak bir çınarın kurumayan köklerinde bir umut tomurcuğu filizlenmek üzeredir. İnsanlık adına çekilen sancılar kutlu bir doğumun işaretidir. Bu mukaddes davanın kutlu erleri büyük Türk milleti karşısında saygıyla eğiliyorum. Ey Anadolu’nun çilekeş evladı sana ve yoluna selam olsun. Bu yolda her gün bayramların kutlu olsun. Yola çıkılmıştır. Tereddütsüz yürünecektir.

İnsan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımladığımız Cumhuriyetimizi bugünlere taşıyan milletimize ve milli değerlerimize sadakatimiz başarımızın teminatıdır. Gönüllerimiz ferah, başlarımız dik, alınlarımız aydınlık ve yolumuz açık olsun. Hiç kuşku yok ki, Cumhuriyet aydınlık istikbaline doğru yürüdüğümüz yolda emin ellerdedir. Bu inanç, güven ve gururla hak ettiğimiz bayramımız hepimize kutlu olsun.

Konuşmaların ardından tören geçişi yapıldı. Törene; Vali Güvençer, Garnizon Komutanı Acar ve Büyükşehir Belediye Başkanı Erkoç’un yanı sıra MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, Vali Yardımcıları, kaymakamlar ve diğer ilgililer katıldı.

yapılan törende Vali Mustafa Hakan GÜVENÇER, Garnizon Komutanı Mu. Kur Alb. Kerim ACAR ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet ERKOÇ kıtaların ve halkın bayramını kutladı

Törende saygı duruşu ve istiklal marşımızın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Vali Güvençer yaptı ve şu ifadelere yer verdi:

“Milletler camiası ve dünya devletler arenasında saygın mevcudiyetimizin yegâne temeli, onurumuz, ortak sesimiz ve gücümüz, sığınağımız, gerektiğinde canımızdan özge saydığımız biricik ve sevgili Cumhuriyetimizin 91. yaşı hepimize kutlu olsun! Bayramımız, Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun’’

 “Bu arada millet olmanın zaruri bir sonucu olarak bütün tüm Türkiye vatandaşlarımız gibi Kahramanmaraşlılar olarak da yüreğimizin Ermenekte işçi kardeşlerimizle birlikte olduğunu, bir kes daha hepimiz adına beyan ediyor ve tüm kardeşlerimiz için en kıza zamanda iyi haber almayı diliyorum.

“Ortak hafızamız ve ortak bilincimiz, hepimizin vicdanlarında bugün çok daha kuvvetle makes bulan derin sesiyle tekrarlamaktadır ki; bugün kutladığımız yalnızca Cumhuriyetimizin ilanı değil, Atasının lisanıyla “bağımsızlık benim karakterimdir” diyen bir Milletin dizginlenemez sevdasıyla, bu sevda uğruna toprağa düşen nice canlar, çekilen nice acılar, akıtılan kanlar, katlanılan büyük felaketler pahasına bedeli sonuna kadar ödenmiş büyük zaferlerle kazandığı yeniden diriliş ve varoluş mücadelesinin muhteşem başarı öyküsüdür.

 "Bu başarının adı olan Türkiye Cumhuriyeti hepimize sunulmuş ve emanetimize tevdi edilmiş en büyük, en kutlu armağandır. Bu kutlu armağanı, bugünümüzü ve geleceğimizi aydınlatan parıltısıyla bir egemenlik tacı olarak başlarımıza konduran Cumhuriyet kahramanlarını, başta Cumhuriyetimizin kurucu lideri, ilk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun silah, siyaset, mücadele arkadaşlarını, nice isimsiz vatan evladını minnetle, şükranla, rahmetle yâd etmek boynumuzun borcudur. Ruhları şad olsun!’’

“21. yüzyılın ilk çeyreğinde dünya yeni bir kırılma çizgisinin eşiğindedir. Oluşturulan yeni kavramlar bombardımanının ilk hedefinde insan zihinleri vardır. İğfal edilerek dönüştürülen bireylerin her türlü üst ve ortak değer yargılarından sözüm ona özgür duruşları sağlanarak önce milletlerin, sonra devletlerin çöküşü planlanmakta, küçük bölgelere hapsedilmiş, özgün ve büyük kültür/uygarlık yaratma kabiliyeti, geçmiş ve gelecek derinliği olmayan, yerelde ve gündelik sorunlarda operasyonel birer mekanizmadan ibaret küçük devletçiklerin sahte varlıkları üzerinde yalnızca birkaç gerçek egemen güççe paylaşılmış yeni bir dünya siyasi haritası hedeflenmektedir.’’

 Sıcak savaş teknolojisinin üstünlüğünden, hatta soğuk savaş yıllarının siyasi-ideolojik araçlarından ziyade, bilgi-iletişim teknolojisinin akıl ve gönül çelen gücünün refakatinde ekonomik, sosyal, kültürel araçlarla örtülü bir psikolojik harekât bütün yoğunluğuyla sürdürülmektedir.

   “Ortak ve üst değerlerden, ortak ülküden, millet ruhundan arındırılarak yalnızlaştırılan bireylerin zuhuratın estirdiği rüzgârlarda savrulması ve kalabalıklar halinde egemen güçlerin istedikleri yerlerde konumlanmaları, üstünde ciddiyetle düşünülmesi gereken bir tehlikedir.

 “En az bin yıldır el ele vatan kaldığımız bu aziz coğrafyada yoğurduğumuz ve yoğrulduğumuz medeniyetimizin ortaklıklarını görmeyip küçük farklılıkların peşinde olmadık hayallerle kavga çıkarmak en hafif deyimiyle hamakattır.”

  “Müslüman Türk Milletinin rol oynamadığı bir tarih tasavvuru muhaldir. Muhalin peşinde koşmak abesle iştigaldir. Muhal faraziyelerle mukadderle mücadele mutlak mağlubiyetin en güçlü teminatıdır.

“Hakk’ın gücü dünyayı değiştirebilme kabiliyetine sahip yegâne kuvvettir. Hak aşkının bizi mahkûm ettiği çetin sınavın manialı yolundaki yürüyüşümüzde önümüze çıkabilecek manialarla başa çıkabilme gücümüzü bize yine ortak değerlerimiz, insanlık ve vatandaşlık hukukuna istisnasız saygımız, millet olma şuurumuz, dünya gerçeklerine duyarlı ama onlara mahkum olmayan akılcı, sabırlı gayretimiz, insanlığın derdini dert edinen maşeri vicdanımız ve ancak Hakk’ın önünde baş eğen milli karakterimiz verecektir.”

İnsan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımladığımız Cumhuriyetimizi bu günlere taşıyan milletimize ve milli değerlerimize sadakatimiz başarımızın teminatıdır. Gönüllerimiz ferah, başlarımız dik, alınlarımız aydınlık, yolumuz açık olsun!

 Hiç kuşku yok ki, Cumhuriyet aydınlık istikbaline doğru yürüdüğü yolda emin ellerdedir. 

 “Bu inanç, güven ve gururla hak ettiğimiz Bayramımız hepimize kutlu olsun!”

Törende öğrencilerin şiirlerini okuması, okulların ve askeri kıtaların geçit törenin ardından kutlama etkinlikleri son buldu. erdi.

IMG_5751 copy

IMG_5763 copy  IMG_5778 copy IMG_5798 copy IMG_5896 copy IMG_5944 copy IMG_5988 copy IMG_6011 copy IMG_6034 copy IMG_6053 copy IMG_6056 copy DSC_9484 copyIMG_6057 copy IMG_6072 copy IMG_6090 copy IMG_6093 copy IMG_6107 copy IMG_6128 copy IMG_6135 copy DSC_9475 copyIMG_6169 copy IMG_6177 copy IMG_6206 copy IMG_6213 copy IMG_6220 copy IMG_6251 copy IMG_6290 copy IMG_6295 copy IMG_6299 copy IMG_6303 copy IMG_6313 copy IMG_6318 copy IMG_6341 copy IMG_6352 copy IMG_6364 copy IMG_6378 copy IMG_6413 copy IMG_6414 copy IMG_6421 copy IMG_6442 copy IMG_6495 copyDSC_9651 copy