Kahramanmaraş İl Müftüsü Muhammet Gevher’in Miraç Kandili Mesajı
25 Mayıs 2014 Pazar gününü Pazartesi’ye bağlayan gece Miraç Kandilidir. Pek çok İlahi hikmet sır ve bereketleri içine alan İsra ve Miraç mucizesi Peygamberlik görevini tüm güçlüklere rağmen yılmadan yapan, sadece söylemleriyle değil uygulamaları ilede örnek olan Hz. Peygamberin Hicretten önce Cibril-i Emin eşliğinde, bir gece Mekke’deki Mescid-i Haramdan yürüyüşle bir aylık mesafede olan Mescid-i Aksa’ya götürülüp oradan semaların ziyaret edip Peygamberlerle selamlaşması ve nihayet yaratılmışların ulaşabileceği en son nokta SİDRE-İ MÜNTEHAYA ulaşıp, burada Cibril-i Emin’i de geride bırakıp birçok hikmetleri kendisine gösterecek olan Rabbine ulaşmasıdır.
Miraç; Kutsal belde Mekke’de Peygamberimize hayat hakkı tanımayan müşriklerin zulmüne ve her konuda koruyucusu olan amcası Ebu Talip ve biricik eşi Hz. Hatice validemizin vefat üzüntüsüne, İlahi kurutuluşa davet için gittiği Taif halkının kendini taşlayıp yaralamasına en önemlisi de göremeyenlerin gerçekleri görebilmeleri için Mevla’mızın sevgilisi Rahmet Peygamberine adeta bir tesellisi idi.
Miraç yolculuğunda kendisini ziyarete gelen habibini boş çevirmeyen Yüce Allah, O’na dolayısıyla da Ümmetine bir takım hediyeler vermiştir. 50 vakit farz kılınan namaz 5 vakte indirilmiş ve 50 vakit sevabı lütfedilmiştir. Allah’a şirk koşmadan vefat edenlerin Cennete gireceği müjdesi verilmiş ve Bakara suresinin son iki ayeti Miraç’ta vahyedilmiştir.
Kardeşlerim İlahi kudretin bir tezahürü olduğu kadar, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) mazhar olduğu ilahi bir lütuf da olan İsra ve Miraç mucizesi, aslında belirli aşamaları kat eden Müslüman’ın, Yüce Yaratan’ın destek ve lütfu dahilinde, akıl ve idrake sığmayacak derecede nice mesafelere ulaşabileceğini de göstermektedir. Miraç hadisesi bizlere, ilahi rahmet ve huzura erişmenin, öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlere yükselişten geçtiğini de haber verir. Gerçek anlamda gönül ve ruh temizliğinin yolu da Yüce Allah’a bağlılık, O’na ibadet ve boyun eğmekten geçer.
Maddi ve dünyevi kalkınmayı hedefleyen ve bu yönde de önemli mesafeler kat eden günümüz insanının, maneviyat ve ahlak alanında aynı ölçüde başarılı olduğunu söyleyemiyoruz. Bunun temelinde de dünyaya boğulurcasına dalıp ilahi çağrıya gönlümüzü ve zihnimizi yeterince açamayışımız yatmaktadır. İşlenen her bir günah ve masiyetin, bencillik, çıkarcılık, kin, nefret, düşmanlık, başkalarının hak ve hukukuna saygısızlık gibi olumsuzlukların, bizim manevi ve ahlaki yükselişimizin önündeki en büyük engel olduğu asla unutulmamalıdır.
Manevi duygularımızı canlandıran, iç dünyamıza doğru bir yolculuk yaparak kendimizi sorgulamamızı sağlayan kutsal gün ve geceler, bizlere, bireysel ve toplumsal olarak iman, ibadet ve ahlak bakımından kendimizi yenileme, geleceğimizi Allah’ın rızası doğrultusunda planlama ve ümitlerimizi tazeleme fırsatları sunar. Bu fırsatları ganimet bilerek, günahlarımızdan temizlenmek için Rabbimize tövbe etmeli, rızasına uygun yaşayabilmek için O’ndan yardım istemeliyiz. Unutmayalım ki, içtenlikle yapılan dua ve tövbe, kendimizi bulma ve bilmenin, bir başka deyişle bize “şah damarımızdan daha yakın olan” Yüce Yaratıcı’nın huzuruna kabulün en güzel yollarından biridir.
Bu duygu ve düşüncelerle Kahramanmaraşlı kardeşlerimizin Miraç Kandilini tebrik ediyor, bu mübarek gecede öncelikle Soma madenlerinde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Ayrıca bu gece Yüce Allah’a açılan ellerin, yapılan dua ve yakarışların, İslam âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını, başta yakın çevremiz olmak üzere bütün dünyada hepimizin gözü önünde cereyan eden hak ihlallerinin, şiddet ve acımasızlığın, acı ve gözyaşının dinmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.