İddialara verdiğim cevaplar dizisi…

İddialara verdiğim cevaplar dizisi…
Dediler ki; “Sen büyükşehir belediyesini, AK Parti il başkanını ve ilçe yönetimlerini, belediyeleri yağlayıp yıkıyorsun. Seçimden bu yana 7 ay geçti, büyükşehirde tık yok, sen yalakalık derdindesin. Bu şehirde baro seçimi...

Dediler ki; “Sen büyükşehir belediyesini, AK Parti il başkanını ve ilçe yönetimlerini, belediyeleri yağlayıp yıkıyorsun. Seçimden bu yana 7 ay geçti, büyükşehirde tık yok, sen yalakalık derdindesin. Bu şehirde baro seçimi yapıldı, aslında seçimi Tuncay Atakan değil, Metin Doğan, Fatih Erkoç ve Necati Okay kaybetti. Sosyal demokratlar ve tepki oyları olmasaydı, Tuncay Atakan şimdi Baro’nun başkanı olacaktı. Bütün bunları bildiğin halde, neden yazmıyorsun, sen de mi kiralandın, satıldın!

Evet, bu iddia müthiş. Tuttum ve sevdim bu söylemi.

Sıkı durun, cevap veriyorum; “Biz yalaka değiliz. Pişmiş aşa su katmak niyetimiz yok. İddiaya katılıyorum, bazıları, birilerini destekledi. Bu yerele ya da ulusal siyasette ilk kez yaşanmıyor. Desteklediği halde seçimi kaybeden her kim, kimlerse bedelini öder. Kimseye, ‘falanı neden destekliyorsun’ deme şansımız yok. Zaman çabuk akıp geçiyor. Herkesin bir hesabı var, ha derseniz ki, Allah’ın da hesabı var, amenna ve eyvallah!

*

Dediler ki, “26 Ekim günü bu şehre Başbakan geldi, gitti… Miting kalabalık değildi bir kere. Herkes Müftülük Meydanındaki kalabalığın yığma olduğunu gördü, biliyor. Merkezden kimse yoktu miting alanında. Sayı olarak ortalama 7-8 bin iken, sen tuttun coşkudan, insan selinden bahsettin. Yok şöyle mükemmel organizasyon olmuş, yok başkan Erkoç ile il başkanı derslerine iyi çalışmışlar, falan fıstık. Hani dürüstlükten, objektif olmaktan söz ediyor, yazıyordunuz, demek ki samimi değilsiniz!”

Eh, bu düşünceye, bu iddiaya da tabi ki verecek cevabımız var d a, sevmedim desem yalan olur. Haksızsınız, yanlış düşünüyorsunuz dersem, Allah çarpar!

İşte cevabım; Doğrudur. Ahım şahım kalabalık yoktu. Ve de Davutoğlu, bir R.Tayyip Erdoğan değil, olamaz da. Akademisyen diliyle konuşuyor. Halk tutmadı. Zaten partinin de oy kaybettiği anketlerde de çıkıyor. Halk her zaman herkese gerekli dersi ve cevabı verir, merak etmeyin!

*

Dediler ki, “Metin Doğan kesinkes milletvekili adayı olacak. Öyle bir ışık görmese, ümide kapılmasa, hayal âleminde yüzecek kadar saf değil. Söz almasa, kendine güvenmese, milletvekili aday adaylığından söz etmez. Buraya kadar tamam. Hacınınoğlu köyünden, korucu Yakup’un oğlu Metin Doğan’dan sonra il başkanlığı için ismi dört kelimeden oluşan ilçe başkanını il başkanı yapma gayretleri var. Yerel yönetimler ve siyasiler o dört harfli ismi il başkanı yapmak için çaba içindeler. Oysa bu görev için biçilmiş kaftan Ahmet Özdemir iken, öbür arkadaş üzerinde ısrar etmelerinin sebebini araştırdın mı? Hangi çıkar ilişkileri var da, Özdemir’i es geçmeye çalışıyorlar?”

Vay anam vay! Bunlar nasıl söylemler, nasıl iddialar öyle. İnsan hayret ediyor, şaşırıp kalıyor. Bu millet neler bilirmiş de neler!

Peki, madem sordunuz, cevap veriyorum; Bunu bilmeyen kalmadı. Sağır sultan duydu. Madem mesele isim değil,  dava ise neden ismi dört kelimeden oluşan arkadaşımızda ısrar ediliyor. Ahmet Özdemir sadece avukat. Başka işi yok. Karakteri sağlam, partide en harika insan. Tamam, Metin Doğan milletvekili olsun, hakkı. Bir diğer doğru ise, Özdemir’in arkasında sadece Hanefi Mahçiçek var. Aralarında ne gibi ilişkiler var, bilemem. Bilirim de, şimdi söylemem, yeri değil, vakti var, zamanı var. Aşk bile vaktinde güzel ve çiçek bile vaktinden önce açmıyor. Yukarıda da söyledim ya, herkesin bir hesabı olabilir, lakin Allah’ın hesabını unutmasın kimse!

*

Yine, son olarak dediler ki; “Mahalli seçimlerin üzerinden 7 ay geçti. Yerel yönetimlerde Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, tecrübesini konuşturuyor, teknik ve sosyal belediyecilikte adımlarını hızlandırdı. Şu anda büyükşehir dâhil, diğer belediyelere fark atıyor ve yarışı 3-0 önde götürüyor. Bunu görmüyorsunuz? Belki biliyorsunuz da işinize gelmiyor. Bazılarını kızdırmak, küstürmek istemeye bilirisiniz. İlanlarınız, reklamlarınız kesilir diye korkuyorsanız, yazıklar olsun size!

İşte bu iddiaya, işte bu söyleme şapka çıkartılır. Kimse halka rağmen siyaset yapamaz. Halk ne diyorsa o. Başkanlara verdiği not, başkanların kat ettiği mesafe, kamuoyunca adım-adım takip ediliyor. Mahçiçek, geçmişi tecrübelerinden yola çıkarak, 3-0 da değil, 5-0 önde götürüyor müsabakayı. Bu da yerel yönetimde ve partide bazılarını rahatsız ediyorsa, benim sorunum değil. Aile içindeki kavgaya beni bulaştırmayın! Doğru, büyükşehirden beklentiler çok. İnsanlar sabırsız. Aradan geçen 7 aya rağmen, bir icraatın olmaması, tık çıkmaması, toplumu rahatsız ediyorsa, bunun sorumlusu da ben değilim. Bir diğer iddiaya cevabım da şu; İlanım, reklamım kesilir endişesi taşımıyorum.

İşimi sağlam, dürüst ve hakkıyla yaptığım sürece, rızkımı veren Allah derim.