Ekmek İsrafı

Ekmek İsrafı
Atalarımız “Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.” sözleriyle, bir dilim ekmek bir can bir dilim ekmek bir insan ve bir dilim ekmeğin ne büyük değerde olduğu bilinçini vermek istemişlerdir bizlere. Victor Hugo, “Ekmeksiz...

Atalarımız “Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.” sözleriyle, bir dilim ekmek bir can bir dilim ekmek bir insan ve bir dilim ekmeğin ne büyük değerde olduğu bilinçini vermek istemişlerdir bizlere. Victor Hugo, “Ekmeksiz hürriyet, hürriyetsiz ekmek düşünülemez” vecizesiyle bir dilim ekmeğin insan hayatı için önemine vurgu yapar. Şair Timur Ugan, “Bir aç canlı doyurmak için kutuplara gitmek gerekmez, Bir dilim ekmeği yaşama armağan olarak sunalım” sözleriyle bir dilim ekmekle de olsa yakın çevremize karşı duyarlı olmamıza dikkat çeker. Başka bir şairimiz Ahmet Aktaş,

Aş olmasa olur, fakir ekmeği bulursa

Ekmeği bulmak için ışığı görürse

Paylaşır ekmeğini muhtaç kalırsa

Sende israf etme paylaş yarım yarım

dizeleriyle bir dilim ekmeğin dahi israf edilmeden muhtaç insanlarla paylaşılmasının önemine işaret eder.

Peki genel olarak israf olgusu nedir?

Sözlükte “aşırı gitmek, gafil ve cahil olmak, yanılmak...” gibi anlamlara gelen israf, dini bir kavram olarak da, insanın, mal, para, zaman, ekmek, emek... gibi sahip bulunduğu nimetleri heder etmesi, gereksiz yere harcaması, aşırı tüketmesi, savurgan ve tutumsuz davranması gibi anlamlara gelir.

Yüce Dinimiz İslam, insanoğlunun yeme, içme ve harcama konusunda dengeli davranmasını istemiştir: “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” (A'râf, 7/31); “Gerçekten saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.” (İsra, 17/27) ilahi buyruklar, israf etmenin şeytan işi olduğunu haber vererek biz müminleri uyarmakta ve nasıl hareket etmemiz gerektiğini göstermektedir.

Bu bağlamda Yüce Rabbimiz, bütün insanları kendilerine verilen nimetlerin israf edilmemesi konusunda uyarmış ve verilen her nimetten sorguya çekilecekleri ihtarında bulunmuştur.

İsrafın kötü olmasının nedeni, tabii ki, malın kıymetli olmasındandır. Çünkü dünya ve ahiret nimetleri ancak malla kazanılır. Bedenin sıhhat ve kuvvet bulması, malla olur. Başkasına muhtaç olmaktan insan malla kurtulur. Sadaka vermek, akrabayı gözetmek, fakirlerin imdadına yetişmek, mescidler, okullar, hastaneler, yollar, çeşmeler, köprüler vs. yaptırmak gibi bütün hayırlı işler malla mümkün olur. Mal kıymetli olunca, onu israf etmek elbette kötü olacaktır.

Ekmek israfı açısından konuyu ele aldığımızda şüphesiz dünyada ve ülkemizde israf deyince ilk akla gelen ekmek israfıdır. Halbuki ekmek, zengin fakir ayrımı yapmaksızın her kesimin sofrasının başkonuğudur. Diğer taraftan tarihin saptadığı bir gerçek olarak, ecdadımız ekmeğe son derece hürmet göstermişlerdir. Milletimizin öpüp başına koyduğu Kur’anı Kerim ve bayrağımızdan sonra üçüncü kutsalımız şüphesiz ekmeğimizdir. Bu saygıdan olsa gerek ki, ecdadımız, sofrada ufalanan ekmek parçalarını atmazlar, bayatlayan parça ekmekleri de çorba ve diğer sulu yiyeceklerle tüketirler, çöpe ekmek dökmeyi ise, hiç mi hiç bilmezlerdi.

Bir Kahramanmaraşlı olarak çocukluk dönemimizin geçtiği 1960‘lı yıllarda Kahramanmaraşımızın belirli noktalarında ekmek satış kulübeleri vardı. Vatandaşlarımız bu kulübelerden ekmeğini ihtiyacı kadar alma imkânına sahipti. Yani, tüm ekmek isteyen tüm; yarım ekmek isteyen yarım ve çeyrek ekmek isteyen çeyrek ekmek alabilirdi. O günlerde ekmek üretenler ekmek israfını önleyici tedbir almasalar da ekmek tüketicileri, israfı önlemek ve ihtiyaç kadar ekmek almak için ekmeği keserek satmak ve almak gibi bir çözüm yolu bulmuşlardı. Böylece herkes ihtiyacı kadar ekmek alırdı ve ekmek israfı diye bir şey bilinmezdi o yıllarda. Bir çocukluk anısı olarak kulübelerde ekmek satan amcaların istenildiği kadar ekmeği, ekmek bıçaklarıyla kesip verdikleri hep taze bir hatıra olarak canlanır hafızalarımızda. Maalesef daha sonraki yıllarda bu geleneğin Kahramanmaraşımızda da kalktığına ve ekmek israfının başladığına tanık olmaktayız.

Ülkemiz genelinde ekmek israfını önlemek için bu sahada bir çok araştırmalar yapılmasına ve kampanyalar düzenlenmesine rağmen maalesef ekmek israfını önlemede istenilen düzeye gelindiği söylenemez. Çünkü bu alanda yapılan araştırmalara göre, ülkemizde ekmeğe dayılı yemek kültürü nedeniyle her sene 44 milyar ekmek üretiliyor ve bu ekmeklerin 4 milyarı ne yazık ki israf ediliyor. Ekmek israfının günlük maliyeti 2.6 milyon lira civarındadır. Günlük üretilen 120 milyon ekmeğin 12 milyonu çöpe atılmaktadır. Yani her 10 ekmekten biri israf ediliyor. Ülkemizde her sene israf edilen ekmeklerle 60 tane hastane, 180 tane okul inşa ettirebileceğimiz ifade ediliyor.                                                                                                                                                                                                                                                     Dünyada ve ülkemizde Bir yanda milyonlarca insan aç kalırken ve yiyecek bir dilim ekmeğe muhtaç iken diğer insanların karını doyurup kalan ekmeği çöpe göndermesi ne hazin bir insanlık tablosudur!

Öte yandan ekmek israfına paralel olarak buğday açığımız da o oranda artmaktadır. Dış ülkelerden buğday almak zorunda kalışımızın en büyük sorumlusu, ekmek konusunda bizim müsrif ve duyarsız davranışlarımızdır! Yani, ihtiyaçtan fazla ekmek alarak tüketemeden çöpe atmamız, dışarıdan buğday almamıza sebep olmaktadır. Böylece gereksiz yere dış ülkelere döviz ödemek zorunda kalıyoruz. Hâlbuki o dövizleri çok daha hayati ihtiyacımız olan maddelerin alımında sarf edebiliriz.

Ekmek israfı konusunda yapılan araştırmalar, israf edilen ekmeğin daha çok iş yerleri, hastane, yatılı okul, öğrenci yurdu, otel, lokanta gibi toplu yemek tüketim yerlerinde olduğunu göstermektedir.

Ekmek israfı acaba nasıl önlenir?

Tüm kamu kurum ve kuruluşları, camiler, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör işbirliğiyle, toplumun tüm kesimlerine ulaşarak, toplumu, ekmek israfının önlenmesi, üretimin talebe göre planlanması, Ekmeğin miktarının (gramaj) azaltılması, toplu yemek tüketim yerlerinde ekmeğin dilimlenerek sunulması, evlere ihtiyaç olduğu kadar ekmek alınması vs. gibi   konularda bilgilendirmek bir çözüm olabilir.

Unutmayalım ki, ekmek insanoğluna verilen en büyük nimettir. Ekmek israfı bireylerin ve toplumların çöküşüne sebep olur. Ekmek israfı fakirliği ve sefaleti getirir. İsraf edilen her dilim ekmekte ülkemizde ve dünyadaki aç insanların hakları vardır!

İsrafsız bir hayat ve barış dolu bir dünya dileklerimle,

Ahmet ALTINTAŞ

Uzman Vaiz

K.Maraş İl Müftülüğü