Eğitim Sen'den, Hükümet'e "Sefalet Zammı" Tepkisi
AKP Hükümetinin Kaşık ile Verdiklerini Kepçe ile Almasına, Bizleri Her Yıl Sefalet Ücretine Mahkum Etmesine Karşı Bordrolarımızı Yakıyoruz!
Yıllarca emeği ile geçinen insanları işsizliğe, yoksulluğa mahkum edenler, çalışma şansına sahip olanları ise “sefalet ücretine” mecbur bırakanlar, bir taraftan kaşık ile verdiklerini kepçe ile alırlarken, diğer taraftan komik bile sayılamayacak maaş zamları üzerinden tüm kamu emekçileriyle resmen dalga geçmektedirler.
Hükümetin yıllardır uyguladığı “sefalet zammı” uygulamasının son örneği, 2014 yılında maaşlara yapılan 125 TL zam kararının alındığı “toplu satış sözleşmesi” ile yaşanmıştır. AKP Hükümeti ile hükümetin çizgisinde sendikacılık yapan Memur Sen’in uzlaşması sonucunda ortaya çıkan 125 TL’lik zam, kamu emekçileri için ortalama yüzde 6’ya denk gelmesine rağmen, 2014 yılının ilk üç ayında gerçekleşen enflasyon yüzde 3,57 olmuştur.
Hükümet ile Memur Sen arasında imzalanan sözleşme ile 2014’te maaş katsayısına bağlı ödemeler (ek ders ücretleri, aile, çocuk, doğum ve ölüm yardımı) sabit tutulmuş, bu kalemlerde yıl içinde yaşanan herhangi bir artışın maaşlara yansıtılmaması karar altına alınmıştır. 2014 yılı sonunda enflasyonun çift haneli rakamlara çıkması ve bu yıl enflasyon farkının ödenmeyecek olması nedeniyle, milyonlarca kamu emekçisi bir kez daha hükümet ve yandaş konfederasyon tarafından aldatılmıştır.
TÜİK verilerine göre ülkenin en düşük yüzde 20’lik nüfus dilimindeki 15 milyon insanın milli gelirden aldığı pay son 12 yılda yerinde saymış, ancak dolar milyarderlerinin sayısı aynı dönemde 4’ten 44’e çıkmıştır. AKP hükümeti, ekonomik dengeleri sağlamak için zenginlerden daha fazla vergi almak yerine, yaptığı vergi artışı ve zamlarla faturayı yine emeği ile geçinen insanlara çıkarmakta, halktan aldığını “teşvik” adı altında patronlara, özel okul ve hastanelere aktarmaya devam etmektedir.
5 milyon asgari ücretli, 9,5 milyon emekli ve 2 milyonu aşkın kamu emekçisinin ücret artışları, halkın en temel ekonomik, sosyal talepleri söz konusu olduğunda bin dereden su getirip “bütçe kaynakları sınırlı” diyenlerin, sermayeye kaynak aktarmaya sıra gelince bütün muslukları ardına kadar açması kabul edilemez
. İnsanca yaşayabileceğimiz ücret ve çalışma koşullarının yaratılması için kamu emekçilerinin, işçilerin ve emeklilerin sesine kulak verilmeli, bugüne kadar yaşanan bütün ekonomik kayıplar ve yaşanan mağduriyetler en kısa sürede giderilmelidir.
Taleplerimiz:
¨ Başta insanca yaşayabileceğimiz ücret talebimiz olmak üzere, bugüne kadar yaşadığımız mağduriyetler giderilmeli, son 12 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır.
¨ Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans değerlendirme ve rotasyon uygulamalarından tamamen vazgeçilmelidir.
¨ Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek, ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir.
¨ Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde belirlenmelidir.
¨ Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı hizmetlisinden memuruna bütün eğitim ve bilim emekçilerinin yararlanması sağlanmalıdır.
¨ Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı ödenmeli, görev tanımları net yapılmalıdır.
¨ Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, grev hakkını da içeren gerçek bir toplusözleşme düzeninin ortaya konması sağlanmalıdır.
Eğitim Sen olarak, hükümetin emeği hiçe sayan, yoksullaşmayı ve işsizliği arttıran politikalarına karşı tepkimizi gösteriyor ve bizlere reva görülen sefalet ücretinin simgesi olan bordrolarımızı yakıyoruz.