Cami Ve Cemaat Adabına Riayet

Cami Ve Cemaat Adabına Riayet
Arapça’da “toplayan” manasına gelen cami kelimesi,  kadın-erkek, amir-memur, okumuş-okumamış, herkese kapıları açık olan yeryüzündeki Allah’ın mescitlerinden bir şubedir. Caminin önderi, rehberi olan imam ölü yıkayan...

Arapça’da “toplayan” manasına gelen cami kelimesi,  kadın-erkek, amir-memur, okumuş-okumamış, herkese kapıları açık olan yeryüzündeki Allah’ın mescitlerinden bir şubedir. Caminin önderi, rehberi olan imam ölü yıkayan değil, gönülleri günahlarla kirlenmiş, İslam’ın güzelliklerinden mahrum kalmış insanlara rehber olan kimsedir. İmam yürek fatihidir. Camide imam sesini yükselten değil sözünün gücüyle kalpler fetheden kimsedir. Cami toplumsal hayatta yirmi dört saat hizmet veren bir mekân olmalıdır. Bu konuda diyanet işleri başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez: “Bizim camiyi kapatarak yaptığımız hırsızlık, hırsızın camiden aldığı hırsızlıktan daha büyük bir hırsızlıktır.” ifadesiyle caminin kesintisiz hizmet veren bir kurum olmasına dikkat çekmiştir.

Camiler sadece ibadet edilen mekânlar değil aynı zamanda her yaştan insan gurubuna din hizmeti götüren yaygın eğitim kurumlarıdır. Günde beş kez bir araya gelen Müslümanların buluştuğu hayatın merkezi olan mekânlardır. Hz Peygamber(sav). Medine’ye hicrette ilk inşa ettiği Mescid-i Nebevi’nin inşası olmuştu. İslam Tarihinde Cami ilim meclisi, ibadetgâh, nikâhın ilan edildiği, savaş kararlarının alındığı mekân ve ilim meclisi, fakirlerin barınağı vazifesi görmüştü. Ecdadımız camileri mescit olması yanı sıra aşevi, han, hamam, medrese, kütüphane gibi bölümleri ile külliye şeklinde inşa etmişti. Camilerin müslümanın hayatındaki yerine dair yüce rabbimiz Tevbe suresi18. Ayeti kerimede “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar imar eder, umulur ki bunlar hidayete ermişlerden olurlar.” buyurmuştur.

İslam toplumsal dayanışmayı sağlayan, birlik ve beraberliği tesis edici ilkelere sahip olan bir dindir. Cami, İslam’ın özünde yer alan dayanışma ve uzlaşma ruhunun canlılık kazanmasına katkı sağlayan, birlik ve beraberliği sembolize eden bir kurumdur. Camiler hutbe ve vaazlarıyla aynı zamanda irşad mekânlarıdır. Fussilet Suresi 33. ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz: “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” ayet-i kerimesiyle camide yapılan irşad faaliyetinin önemine dikkat çekmiştir. Yine Peygamberimiz(sav): “Bir kimsenin camiye gidip geldiğini görürseniz, imanlı olduğunuza şahitlik ediniz” buyurarak caminin müslümanın hayatındaki önemine dikkat çekmiştir.

Cemaat kelimesi, aralarında diyalog bulunan organize topluluğa denir. Aralarında diyalog bulunmayan, birbirinden kopuk kitleye cemaat değil kalabalık denir. Zira aynı safta, aynı camide namaz kıldığı halde birbirinden haberi olmayan, birbirine selam dahi vermeyen kimselerin cemaat olduğu söylenemez. Resulullah döneminde cemaate bir müslüman gelmeyince hemen araştırılır, hasta olup olmadığı ortaya çıkarılırdı.

Kur’an-ı Kerim’de vasat ümmetten bahsedilir. Vasat Ümmet, tevhid inancına sahip, aile ve yakınlarıyla ilişkileri iyi olan toplum, iyiliği tavsiye, kötülüğü engelleyen, hoşgörü ve sevginin hakim olduğu bir toplumdur. İslam Toplumunda temel değerlerimiz: Tevhid, adalet, meşveret, merhamet, şahsiyet gibi değerlerden oluşur. Cemaat bu temel değerlere sahip olan, aynı duyguları paylaşan toplumdur.

Müslümanın hayatında camilerimizi ziyaret adabı vardır. Camiye giden mümin Allah’ın ziyaretçisi ve misafiri durumundadır. Peygamberimiz(sav): “Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse Allah’ın ziyaretçisidir. Ziyaret edene Allah ikramda bulunacaktır.” (terhib ve terğib c. 1, s. 214) Yüce Rabbimizde Kur’an-ı Kerim’de: “Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin. . . ”(Araf 31)buyurarak camiye geliş adabına dikkat çekmiştir.

Cami ve Cami adabına dair riayet edilecek diğer hususlar şunlardır:

1)Camiye abdestli olarak, temiz elbise ve düzgün kıyafetle gidilmelidir.

2)Camiye önce sağ ayağını atarak girmeli, girerken Peygamberimize salavat-ı şerife getirilmelidir.

3)Camiye girerken “Allahümmefteh aleyna ebvabe rahmetik” (Allah’ım rahmet kapılarını üzerimize aç) diye dua edilmesi sünnettendir.

4)Camiye soğan, sarımsak, sigara, ter kokularıyla, kirli çorapla girilmemeli, güzel kokular kullanarak girilmelidir. Peygamberimiz(sav): “Soğan sarımsak yiyen mescidimize yaklaşmasın” buyurarak insanların rahatsız edilmemelerini talep etmiştir. Camiye erken gelinmeli, sonradan gelenler insanların omuzlarına basarak ön safa geçmeye çalışmamalı, boş bulduğu mekana oturmalıdır. İcra ettiği birçok fonksiyonu olan camilerimizi beş vakit namazı cemaatle kılarak imar etmeliyiz. Unutmayalım ki camiler,  İslam’ın şiarı, sembolü, Müslümanların sığınağı, gönüllerin huzur bulduğu mekânlardır. Rabbim gönlü mescitlere bağlı bahtiyar kullarından eylesin.

Süleyman TURUL

Cezaevi Vaizi/Kahramanmaraş