Atatürkçülük Ders Kitaplarından Kaldırılmalıdır

Atatürkçülük Ders Kitaplarından Kaldırılmalıdır
İlk mektepten üniversitelere kadar Türkçe ve tarih kitapları Atatürkçülük propagandasıyla doludur. Nesiller ilk mektepten itibaren zihin ve düşünceleri ders kitaplarındaki “ulu önder” metinleriyle bir anlamda “telegram”...

İlk mektepten üniversitelere kadar Türkçe ve tarih kitapları Atatürkçülük propagandasıyla doludur. Nesiller ilk mektepten itibaren zihin ve düşünceleri ders kitaplarındaki “ulu önder” metinleriyle bir anlamda “telegram” işkencesine tâbi tutularak tek yönlü şartlandırılıyor ve idrakleri “kurtarıcı tek ideoloji Atatürkçülük” zehriyle zehirleniyor.

 Atatürkçülük, kültür, medeniyet, ilim, san’at ve siyasette olmak üzere her şeyin kaynağı olarak takdim ediliyor. Cumhuriyet onunla aynileştirilerek, körpe zihinler iğfal ediliyor.

 ATATÜRKÇÜLÜK, EMBRİYON ŞEKLİNDE NESİLLERİN ZİHNİNE YERLEŞİYOR

 Öyle ki, Atatürkçülük bir embriyon şeklinde nesillerin zihninde gelişmesi sağlanıyor. Bu sebeptendir ki Atatürkçülük ilk mektepte çocukların zihninde döllenerek cenin hâlini alıyor, safha safha büyüyor ve çocuk Atatürkçü olarak dünya geliyor. Tehlike bu kadar büyük. Sosyal Darvinizm gibi bir metod bu. Beyin yıkama metodunun doktriner yolu… 

 Bu tehlike ders kitaplarından kaldırılmazsa, din ü millet hüviyetini ve yakın târihini gerçeğinden tahsil etmeyen nesillerde Atatürkçülük, Dna molekülleri gibi dimağ ve düşüncelerde kökleşebilir.                                                                                

Âl-i Osman Türklüğünü ve İslâm milletinden olmaklığını bilmeyen şuursuz zümrelerin Dna testleri Atatürkçülük olarak çıkmaya devam ederse, Sultan Abdülhamid Han’dan bu yana özlenen ve ilk kez cumhurun seçtiği cumhurbaşkanının ve başvekilin vebâli ağır olur.

 ATATÜRKÇÜLÜK, DERS KİTAPLARIYLA BEYİN YIKAMA VAZİFESİ GÖRÜYOR

 Vesayet rejiminin hempaları eliyle çocukların zihin dünyasına Atatürkçülük değerli bir varlık olarak yerleştirilme gayesinin sürdürüldüğü mâlûmdur. Mukayeseli eğitim almayan ve ebeveyn tarafından bu mevzuda şuurlandırılmayan talebelerin “ikilem” hâlet-i ruhiyesinden kurtulamadıklarını düşünmek gerek.

 İdeolojik ve psikolojik işkence türlü türlü… Atatürkçülük, bir illüzyon görevi görüyor. İlk mektepten başlayan Atatürkçülük metinleri ve anlatımları da bu mânada bir işkence mesabesindedir. Uzaktan yapılan beyin kontrolü gibi ders kitaplarıyla ilk mektebe başlayan her çocuk anne ve babanın rızası alınmadan zihin belli safhalar neticesinde Atatürkçülük illüzyonuyla teslim alınıyor.                                                                                                                        

 Beyin ve idrak abartılmış bir şahsiyetle ve onun “devrimleriyle” bir nevi uyuşturuluyor. Lsd gibi tek yönde ve idraki donduran bir uyuşturucu şeklinde Atatürkçülük beyne yerleşiyor ki, zihinden kazınması çok emek isteyen bir eğitim gerektiriyor. Talebelerin irâde ve kişiliğine Atatürkçülük dayatmasıyla müdahale edilmiş olunuyor ki böyle nesilden millet ve medeniyet mirasçısı oluşturmak zor.

 ATATÜRKÇÜLÜK METİNLERİ ZİHİN SÜRECİNİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZUYOR

 Mâlûmdur ki beyin yıkama kavramının sosyal psikolojide insanların bir ideolojik anlayışı, bir dünya görüşünü gönülsüz olarak benimsemelerine yol açan süreci ifade etmek üzere kullanılır. Zihin sürecinin değiştirilmesi ve şuurun Atatürkçülükle saptırılması şeklinde ortaya çıkan beyin yıkama yollarının en kalıcı olanı da ilk mektepten başlayıp üniversiteye kadar okutulan ders kitaplarıdır.

 Beyin yıkamanın en bariz özelliği geri döndürülemez olmasıdır. Mao dönemi Çin ve Stalin dönemi Rusya eğitimindeki ders kitapları bunun en şedit numuneleridir. Zihniyet ve medeniyet olarak ayrı olduğumuz Batılı ülkelerin ders kitaplarında bu şekilde tek adam ideolojisi metinlerinin olmadığını yazıyor kitaplar. Bütün ülkelerin ders kitaplarındaki ideolojik tek adam dayatması dikkate alındığında bu ülkede Atatürkçülük dayatmasıyla ilk sırada yer alıyor.    

 DERS KİTAPLARININ İLK SAYFALARINA DEĞİŞMEZ ŞEFLERİN RESİMLERİNİN KONULMASI…                                                                                                                                  

 Tek adam adına oluşturulan ideolojik devletlerin okullarında ders kitaplarının ilk sayfalarına Mussolini, Lenin, Stalin, Kastro gibi değişmez şeflerin resimleri konur. Bu ülkede de ders kitaplarının ilk sayfalarında “ulu önderin” resimlerinin konulması tek adam ideolojisinin devam ettiğini gösteriyor.

 Tâlim ve Terbiye Kurulu denen bir merkezdeki bürokratlar bu ülkedeki çocukların neler öğrenmesi ve neleri de asla öğrenmemesi gerektiğine karar verirler. Onların karar verdiğinin dışında hiçbir şey öğretilemez çocuklara. Düpedüz faşist ve ideolojik bir anlayış kazırlar çocukların zihnine.

Ders kitaplarındaki Atatürkçülük metinleri incelendiğinde “yanılmaz tek adam” sistemi olan totaliter faşizmin bu ülkede varlığını hâlâ sürdürdüğünü görürüz. Faşizm, toplumun beynini yıkamayı gaye edinmiş bir sistemdir ki iki temel metodu vardır: Ders kitapları, tören ve anma günleri vâsıtasıyla yapılan propagandalardır. 

 MİLLÎ EĞİTİM KANUNUNDAKİ, “DERS PROGRAMLARININ… UYGULANMASINDA… ATATÜRK İNKILÂP VE İLKELERİ… TEMEL ALINIR” İFADESİ KARA BİR LEKEDİR

 Tâlim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından ders kitaplarının muhtevası belirlenir ve kitaplar buna göre tanzim edilir. Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan “Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılâp ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır” buyruğu Atatürkçülük faşizminden başka nedir?

 Dahası var, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin, talebelerin uyacakları kurallar ve onlardan beklenen davranışlar bölümündeki “Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı kalmaları ve bunları korumaları beklenir” ifadesi, Tek Adam ideolojisi üzerinden beyin yıkamanın daniskasıdır.

 Eğitim mahkûmları hayatlarının en değerli yıllarını bir yığın Atatürkçülük saçmalığını öğrenmek, ciddi bir beyin yıkamasından geçmek, kişiliklerini tek tip adam yetiştiren ideolojik tornaya teslim etmek için harcıyorlar.

Ders kitaplarının birinci gayesi eğitim mahkûmlarına “ulu önderin” müthiş bir deha olduğunu, hiç hata yapmadığını ve ülkenin sadece onun yaptıklarını tekrar etmekle kurtarılabileceğini ezberletmek, zihinlerine bu yalanı kazımaktır.                            

 Çocuk ve gencecik zihinlerden Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda bir davranış geliştirmelerini beklemek, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, şapka inkılâbı, harf inkılâbı vb. inkılâplarla bağ kurmasını ve bunların aksine bir davranış geliştirmemelerini beklemek eğitim ruhuyla uyuşmayan bir tavırdır.

 ATATÜRK İLKE VE İNKILÂPLARI DERSİ İDEOLOJİK İLKELLİĞİN DİKÂLÂSIDIR 

 Mecburi derslerden biri olan Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi Cumhuriyetin resmî tarih anlayışını dayatan tek yanlı bir derstir. Bu kitaplarda Türkiye yakın tarihine ait bütün vak’alar resmî görüş olan Atatürkçülük üzerinden anlatılıyor. Resmî ideoloji haricindeki bütün târihî şahsiyetler itibarsızlaştırılıyor veya görmezden geliniyor.                                                                                                                                          

 İlk mektepten üniversiteye kadar ders kitaplarını, “Atatürk ilke ve inkılâplarının dayandığı esaslar” başlığıyla başlayan metin örneklerinden ne zaman kurtaracağız? Tek adam ideolojisinin kopyası olan Atatürkçülük dayatması ders kitaplarından çıkartılmalı artık.