Alacağınız kıza iyi bakın, ya da kız vereceğiniz oğlana…
Pazardan, manavdan, marketten, bakkaldan kavuk alırken kırk yerini kokluyorsunuz. En çok da kıçını.
Karpuz alırken, orta parmağınızla tıklıyorsunuz, ‘tak, tak!’ sesi gelirse, kabak değil, iyi olduğuna kanaat getiriyorsunuz.
Her ne alırsanız mıncıklıyorsunuz.
Ekmeği bile.
Taze mi, bayat mı, iyi pişip pişmemiş mi, kontrol ediyorsunuz.
Kızınızı istiyorlar örneğin, oğlan ne iş yapar, sigara-içki içer mi, meyhaneye gider mi, namaz kılar, camide zaman geçirir mi, kahveye gidip pişpirik ya da okey oynar mı?
Eskiden bunlara bakılırdı. Oğlan kıza layık mıydı? Anası babası araştırılır yedi yerden, otu çek köküne bak misali, köylü müydü, şehirli mi, ahlaki durumları nasıldı, konu komşuları ne diyordu?
Oğlunuz var, evlenecek çağa gelmiş. Kız bakıyorsunuz. Gerçi zamane kızları tek gezmiyor artık. Her birinin kolunda bir oğlan. Bir elinde cep telefonu.
Okula gidiyorsa, evden okula diye çıkarken etek boyu diz altında, okula gidene kadar kırk kere yukarı çeker, bakmışsın etek dizden yukarı, neredeyse mini eteğe dönüşmüş.
Okuldan çıkarken, etek yavaş yavaş, eve doğru yaklaştıkça diz altına inecek.
Ana baba gebertir yoksa!
*
Buğday alacaksınız arasa’dan. Zahirecilerden yani. Zahirece zaten buğdayı elekten geçiriyor. İyileri, sağlamları, büyükleri, irileri eleğin üzerinde kalırken, toz-toprak, çürük çarık ve yenmeyecek olanlar eleğin altına düşüyor.
Siz eleğin üzerindekilere müşteri oluyorsunuz.
İyisini, yenecek olanı tercih ediyorsunuz yani.
*
Siyasetçi…
Seçerken, oy verecek olduğunuzda, kariyerine, etiketine, dürüstlüğüne bakıyorsunuz, soruyor, araştırıyorsunuz. Sağlam mı, çürük mü, langir lingir mi?
Geçmişinde şaibe var mı, malı mülkü sağlam mı, zibillik zengini mi, partiye ya da şehre artı değer katabilecek yetenekte ve çapta birisi mi, edepli mi, ahlaklı mı, meyhaneye mi gider, pavyona mı, camiye mi?
Partiye mi güç katacak, partiden ve oturacağı koltuktan mı güç alacak, onu terazinin kefesine koyup, on kez tartıyorsunuz belki.
Hepsine bakıyor, soruyor, sorguluyorsunuz.
Ki bu sizin hakkınız.
Seçeceğiniz, oy vereceğiniz adamı bilmeniz lazım.
Her haliyle…
*
Bu meselede son notu düşecek olursam, biliyorsunuz, süreç uzadı, aday adaylıklarının belirlenmedeki gecikmesi, belki bazılarına yarıyor olabilir. Zaten çoğu dükkânı kapattı, çoğu sahadan çekildi, soyunma odasında bile beklemeden üzerini giyip kendini dışarı attı.
Ama sahada olan biri var.
Bir orman mühendisi…
O mu ne?