Okul ve Kurum Müdürleri Hayran Kaldılar
Kahramanmaraş İl Millî Eğitim Müdürlüğünün Afşin İlçesinde düzenlediği İl Hayat Boyu Öğrenme Ve Halk Eğitimi Değerlendirme Toplantısından sonra ev sahibi Afşin İlçe Millî Eğitim ve Halk Eğitimi Müdürlüğünce ESHAB-I KEHF Külliyesi gezdirildi.
İl Millî Eğitim Şube Müdürü Ali Tiyek başkanlığında geziye katılan Meslek Liseleri ve Halk Eğitimi Müdürleri ESHAB-I KEHF Külliyesi hayranlıkla izlerken Belediyenin görevlendirdiği Rehber Ramazan Kıraç’ın güzel anlatımıyla merak ve etkilenerek dinlediler.
Roma Döneminde Hristiyanlığı Kabul Ettikleri İçin Putperest Dakyanus’un Zulmünden Kaçan Yedi Genç; Yemliha, Mislina, Mekselina, Mernûş, Tebernûş, Şazenûş Ve Kafestatyûş, Köpekleri Kıtmir İle Birlikte Bir Mağaraya Sığınırlar…
Fakat askerler, dışarı çıkamasınlar diye mağaranın ağzını bir duvar örerek kapatırlar... Yedi genç burada yüzyıllarca uykuda kalır ama uyandıklarında sadece bir gece uyuduklarını düşünürler; aradan hayli uzun zaman geçtiğinin farkında değillerdir. İçlerinden biri yiyecek almak için dışarı çıkınca her şeyin değiştiğini görür…
Hem Hristiyan hem de İslam inancında ortak payda olan yedi arkadaşın kaldığı mağaranın nerede olduğuna konusunda farklı rivayetler var. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında onlarca mağara Eshab-ı Kehf adıyla anılır. Türkiye’de ise Selçuk, Tarsus ve Afşin ilçeleri; Eshab-ı Kehf’i ağırlayan mağaranın kendi bölgesinde bulunduğunu söyler fakat bulgular bize Afşin’i işaret ediyor.
AFŞİN ESHAB-I KEHF KÜLLİYESİ
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde yer alır. Burada yedi arkadaşa ithaf olarak inşa edilen külliye, Antik Çağ’dan beri kutsal sayılan ve Eshab-ı Kehf adıyla tanınan kayalık bir tepenin yamacındaki mağaranın çevresine kurulmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’de, mağarada yıllarca uyuyan arkadaşların uyandırıldıktan kısa bir süre sonra vefat ettiği ve bu olaya şahit olan insanlar tarafından mağaranın yanına mescit (kilise) yapıldığı ifade edilir. Külliyenin öyküsü kısaca şöyledir;
Kaynaklardan anlaşıldığına göre bu kiliseyi Bizans İmparatoru II. Theodoius (408-450) yaptırmış. Daha sonraları “İsa Mescidi” ismiyle bilinen ve zamanla harabeye dönen bu kilisenin üzerine Anadolu Selçuklularının Maraş Emîri olan Nusretüddin Hasan Bey, 1215 - 1234 yılları arasında, içinde bugünkü caminin de bulunduğu bir dizi inşaata girişmiş. Kilisenin bazı malzemelerinin de bu caminin inşaatında kullanıldığı, kutsal mağara ile caminin uyumlu bir şekilde kaynaştırıldığı görülür. Nusretüddin Hasan Bey’in inşa ettirdiği bu külliyenin diğer yapıları; ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve konaklamalarının sağlayan ribat (1215) ve handır (1233). Daha sonra, Dulkadir Beyliği döneminde yapılan medrese (1480-1492), kadınlar mescidi (1500) ve buk’a ilâvesiyle külliye büyütülür. Paşa Çardağı ise, Osmanlılar döneminde 1531 yılında inşa edilir.
Bu öyküsüyle Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi; Hristiyan ve İslâm dünyasında kutsal bir mekân kabul edilen ve Bizans devrinden beri önemli bir ziyaret yeri olan bölgeye Anadolu Selçuklu, Dulkadir Beyliği ve Osmanlı Devleti’nin sahip çıktıklarını gösterdiği kadar, bu olayın Afşin’deki (Efsus) mağarada yaşandığını kabul ettiklerini de ortaya koyar.
Mevcut belgeler ışığında bizler, “Eshab-ı Kehf olayının Afşin’deki mağarada gerçekleştiğini düşünmekteyiz. Birçok Müslüman âlim, Eshab-ı Kehf olayının Afşin’deki (Efsus) mağarada gerçekleştiği görüşünde olduğu gibi günümüzde Eshab-ı Kehf Külliyesi’nde incelemeler yapan bilim adamları da aynı düşünceye sahip olduklarını belirtiyorlar.
Tespit edebildiğimiz kadarıyla, dünyanın muhtelif yerlerindeki diğer Eshab-ı Kehf’lerde böyle muhteşem bir külliye bulunmuyor. Afşin, bu anlamda tek örnek olarak kaldığı gibi Kahramanmaraşlılar, çocuklarına -yedi arkadaşın adları olan- Yemliha, Mislina, Mekselina, Mernûş, Tebernûş, Şazen, Eshabil gibi isimler koyarlar. Bu durum, Kahramanmaraşlıların Eshab-ı Kehf olayını tarih boyunca benimsediğini ve canlı tuttuklarını gösterir.
Eshab-ı Kehf olayı Hristiyan ve İslâm dünyasında canlılığını tarih boyunca korumuş bir olgudur. Olayın öneminden dolayı Kur’an-ı Kerim’in 18. suresi “Kehf” adını taşır ve orada neler yaşandığı anlatılır. Hristiyanlar ise “Yedi Uyurlar”ı aziz olarak kabul ederler. Eshab-ı Kehf olayına Musevi ve Hint kutsal kitaplarında da rastlayabilirsiniz. Eshab-ı Kehf olayı ve ziyaretgâhları, farklı toplum ve inançlar arasında toplumsal barışı ve hoşgörüyü tesis eden önemli kültür mirasları olduğu gibi dinler arası iletişimin de odak noktasıdır.
Kaynak: Prof. Dr. Mehmet Özkarcı