Ökkeş Şendiller İfade Verdi
Büyük Birlik Partisi (BBP) eski Genel Başkan Yardımcısı Ökkeş Şendiller, BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazası hakkında önceki aylarda yaptığı “Savcıya ödül, hâkimlere sürgün” başlıklı basın açıklamasından dolayı, Yazıcıoğlu davasına takipsizlik kararı veren dönemin Kahramanmaraş Cumhuriyet savcısı ve şu anda Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı olan Habip Korkmaz’ın, 'Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettiği' gerekçesi ile açtığı dava kapsamında ifade verdi.
Kahramanmaraş 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatlı olarak ifadesi alınan Kahramanmaraş eski milletvekili Ökkeş Şendiller, verdiği ifade hakkında basına yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “İlgili dosyada birtakım şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verilmiş olması bizde ve kamuoyunda (acaba dosya kapatılmaya mı çalışılıyor) şüphesi oluşturdu. Bu konuda da basında benim açıklamamdan önce birçok haberler mevcuttur. Hatta Kocaeli milletvekili Lütfi Türkkan’ın TBMM’ye verdiği ‘Yazıcıoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı veren savcı Habip Korkmaz, 4 yıldır ulaşılamayan hangi bilgilere ulaşmış, dosya takipsizlikle sonuçlandırılmıştır’ şeklinde ve yine ‘Savcı Habip Korkmaz,’ın dosyayla ilgili takipsizlik ararı vermesinin ardından Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığına atanarak ödüllendirilmesi’ gibi açıkca bu konuda kuşkuları ifade eden soru önergesini TBMM’ye vermiştir. Basında aynı mahiyette onlarca haber bulunmaktadır. Ben bu haberlerden esinlenerek ve yine davayı takip eden avukatlardan edindiğim bilgiler çerçevesinde bu kuşkuları dile getiren beyanda bulundum. Savcı Habip Korkmaz’ı tanımam ve kişisel bir husumetim de yoktur. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu benim dava arkadaşımdır. Onun davasını takip etmek, kaygılarımı ve kuşkularımı kamuoyu ile paylaşmak en tabii hakkımdır. Bu hakkımı kullanmamın, haber alma ve haber verme hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Ben hiçbir şekilde şahsına yönelerek onu ve makamını rencide edici bir beyanda bulunmadım. Buna rağmen aleyhimde şikâyette bulunmuş olmasını, davayı takipteki direncimizi kırmaya yönelik bir karşı hamle olarak değerlendiriyorum. Benim ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşlarının kimse ile kişisel bir hesabı yoktur.
“BİLİNMELİ Kİ; BİZ BU DAVAYI SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİZ”
Tabi ki delillerin toplanmasında güçlük çıkması karşısında da yaşadıklarımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Kaldı ki benim basınla paylaştığım hususlar bildiklerimin tamamı değil, ama biz hukuk içinde kalarak meseleyi kişiselleştirmeden maddi gerçeğin peşindeyiz. Bu anlamda şunu açıkça söyleyebilirim: Müşteki savcı Habip Korkmaz’ın verdiği takipsizlik kararından sonra Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu takipsizliğin kaldırılması yönündeki kararda; dosyanın bir bütün olduğu henüz hava hareketliliği konusunda rapor alınmadığını, karbonmonoksit incelenmesin tamamlanmadığı, bu hali ile bir kısım suç ve sanıklar yönünden dosyanın tefrikinin mümkün olmadığı açık bir şekilde tespit edilmiştir. Tüm bunlara rağmen dosyanın tefrik kararları ile bölünerek parçalara ayrıldı ve hatta olayın oluşumunda en somut verileri sunacak delil olan GPS cihazlarını söken kişiler hakkında da hırsızlık davası açılmıştı. Bu davada ise Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından iddianamenin iadesine karar verilmişti. Çünkü bu cihazların sökülmesinin hırsızlık olmadığı suç delilini yok etmek olduğu apaçık ortadadır. Bu eylem de kamera kayıtları ile sabit olması karşısında bunun hırsızlık olarak değerlendirilmesini anlamak mümkün değildir. Görülüyor ki; bizim (dosya kapatılıyor mu acaba?) yönündeki kuşkularımız temelsiz değildir. Benim bu çerçevede yaptığım değerlendirmelerin ve basın açıklamalarımın savcı beyin makamı ile ya da şahsı ile bir ilgisi yoktur. Dava üzerinde yaşanan yoğun tartışmalara ilişkin kişisel görüşlerim ve yorumlarımdır. Hakaret kastım yoktur. “
YARGILAMA YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNİ İSTEDİ
Açılan davada beraatına karar verilmesini de isteyen Ökkeş Şendiller, Korkmaz’ın Çorlu’da Cumhuriyet Başsavcısı olmasına ve soruşturmayı yürüten savcının da Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığında görev yapıyor olmasına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Bu durum bir anlamda da soruşturmayı yürüten savcının şikayetçinin idari yönden amiri konumunda bulunuyor olması sebebi ile takipsizlik verilebilecek bir olay hakkında dava açmak durumunda kalmış olabileceği ve yine mahkemenizin de iddianameyi iade edebilme ihtimali varken müşteki ile aynı Adliye’de çalışıyor olmanız, müştekinin Başsavcı olarak Adliye’deki tüm idari işlemlerden sorumlu olması mahkeme hakimi ile birlikte vakit geçirmesi bakımından Anayasa Mahkemesi’nin kararında belirttiği ‘Herhangi bir baskının yapılması kadar yapılabilme olasılığı da yargı bağımsızlığını zedeler’ şeklindeki değerlendirmesinin de bu dava bakımından geçerli olduğunu belirtmek istiyorum. Bu çerçevede mahkemenizin tarafsızlığının gölgeleneceği mülahazası ile mahkeme hâkiminin davadan çekilmesi gerektiğini ve mahkemenin de başka bir adliyeye gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde reddi Hâkim talebinde bulunuyorum ve yargılama yerinin değiştirilmesi talebinde bulunuyorum. Beraatime karar verilmesini de talep ediyorum.” (HABER MERKEZİ)