Mustafa Koyuncu’ ya Şükran Programı-1
Günümüzde sadece kendi için değil başkaları için de yaşayan, çevresindeki insanların yardımına koşan insan sayımız ne yazık ki gittikçe azalmaktadır. Hizmet noktasında karşılık beklemeden çalışan, etrafına örnek olan, bilgili, kültürlü insanlarımıza sahip çıkmalıyız. Hayatta olanları hatırlamalı ve belli aralıklarla ‘Saygı veya Şükran’ günleri, geceleri yaparak unutulmalarına mani olmalıyız. Aramızdan ayrılıp ‘Ahrete irtihal eden’ kıymetli büyüklerimizi ise ‘Anma’ programları ile hayırla yâd etmeliyiz.
PROGRAMA AİT VİDEOYU İZLEMEK İÇİN ALTTA Kİ LİNKE TIKLAYIN
04 Ekim 2022 Salı günü saat 15.00 ile 17.00 arasında İbrahim Gülsu Yönetimindeki Final Okullarının ev sahipliğinde bir araya gelen 40’a yakın emekli ve halen çalışan eğitimin duayen isimleri düzenledikleri bir programla Mustafa Koyuncu Hocamıza teşekkür ettiler.
Programın ev sahipliğini şehrimizin eğitim, kültür ve sanatına uzun yıllardan beri hiçbir karşılık beklemeden hizmet eden başka bir eğitimci, fikir, kültür ve sanat insanı İbrahim Gülsu, moderatörlüğünü ise şehrimizin sevilen simalarından birisi olan başka bir eğitimci, fikir, kültür ve sanat insanı Mustafa Daşçı üstlenmişti.
Program Akışı
“Açış Konuşması (İbrahim Gülsu),
Ahirete İrtihal Eden Öğretmenlerimizin Ruhu İçin Hatim Duası okunması
(Mustafa Koyuncu)
Katılımcıların Kendilerini Tanıtmaları,
Mustafa Koyuncu’nun Dilinden Mustafa Koyuncu Tanıtımı,
Mustafa Daşçı’nın Dilinden Mustafa Koyuncu Anlatımı,
Katılımcıların Anlatımıyla Mustafa Koyuncu Anılar,
Dilek, Temenniler ve Kapanış” şeklinde düzenlenmişti.
Ev sahipliğini de üstlenen İbrahim Gülsu yaptığı açış konuşmasında; ‘Kahramanmaraş’ımızın Eğitim ve Öğretimine uzun yıllar hizmet eden değerli eğitim yöneticileri Koyuncu Hocam için düzenlenen Saygı/ Şükran Programının icrası için okulumuzu tercih bizleri gururlandırdı. Okulumuza hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Program tertip komitesindeki Mustafa Daşçı, Ökkeş Turaç ve Fatih Erdoğan Beyefendilere hazırladıkları böylesine anlamlı bir programa ev sahipliği yapma mutluluğunu bana yaşattıkları için şahsım ve kurumum adına teşekkürlerimi sunuyorum. Mustafa Koyuncu Hocamdan çok uzun yıllardan beri Kahramanmaraş’taki tüm eğitim yöneticileri ve öğretmenlerin istifade ettiği gibi bende istifade ettim. Kendisinden saygıyı, sevgiyi, merhameti ve adaletli olma gibi birçok kazanım edindim. Allah’ım kendisine hayırlı uzun ömürler versin. Tekrar hepiniz hoş geldiniz’ dedi.
Program akışı gereği mikrofon Mustafa Koyuncu’ ya verildi. Hatm-i Şerifin kendisi tarafından okunduğunu ve ahirete irtihal eden tüm öğretmenlerimizin ruhuna bağışlanacağını belirterek o yanık sesiyle Hatim Duasını okudu.
Hatim Duasından sonra Mustafa Daşçi tarafından, Mustafa Koyuncu, Türk Eğitim Sen Kahramanmaraş eski Şube Başkanı Mustafa Gökhan, Mehmet Kabak, Eğitimci, Şair-Yazar Zekeriya Çakabey, Bekir Uruş, Mustafa Hatipoğlu, Ökkeş Turaç, Ali Akkaya, Cemal Sevin, Yaşar Sürücü, Fatih Gökçe, Fatih Başkan, Cevdet Alperen, Tarih Kültür Platformu Başkanı Ahmet Kolutek, Çabbar Uzun, Muharrem Erantepli, Mustafa Tekinşen, Ahmet İzbudak, Fatih Erdoğan, Muzaffer Ramazanoğlu, Erol Yenipınar, Ertan Göl, Mustafa Paksoy, Enver Namlı, Fehmi Pasoy, Fahrettin Kerim Üstündağ, Gazeteci Bekir Doğan ve Oğuz Karakoç ve İbrahim Gülsu Beyefendilere tek tek söz verildi.
Söz alan tüm isimler Sayın Koyuncu’nun her zaman kendilerine örnek olduğunu, saygıyı, sevgiyi, merhameti, adaletli ve vefalı olmayı Ondan öğrendiklerini söylediler. Katılımcıların konuşmaları salonda bazen duygusal bazen coşkulu bir hava oluşturdu. Ökkeş Turaç Bey konuşmasının bir bölümünde Mustafa Koyuncu ile yaşadığı bir anıyı paylaştı:
“Bir tarihte okul müdürlerinden oluşan kalabalık bir gurupla Göksun’a gittik. Sabah kahvaltısında davet edildiğimiz mekândaydık. Öyle zengin bir sofrası hazırlanmıştı ki anlatmam mümkün değil. Sofrada bir kuşsütü yok. Masaya oturduk. Herkes memnun herkesin yüzü gülüyor. Bir saatten fazla süren kahvaltı faslı bittikten sonra davet sahiplerinin hazırladığı gezi başladı. Mutluluğumuz, neşemiz gittikçe artıyordu.
Zaman hızla geçiyor öğle vakti yaklaşıyordu. Ev sahipleri bir ara, sessizce samimi oldukları müdür arkadaşımızla öğle yemeği menüsünü konuşmaya başladılar. Öğle yemeğinde ana menü “et olabilir. Balık olabilir. Tereyağlı bulgur pilavı olabilir” diyorlar ve ne dersiniz diye arkadaşımıza soruyorlardı. Arkadaşımız; “kahvaltıda gereğinden fazla yedik. Yediklerimizi hala eritemedik. Bu sebeple bulgur pilavıyla salata olsun” dediler.
Öğle namazı kılındı, hazırlanan sofraya buyur edildik. Yemek yendi. Mustafa Koyuncu Hocama Aş-rı Şerif okuması ve yemek duası yapması teklif edilince Sayın Koyuncu; “Bulgur pilavı salatayı kim istediyse, Aş-rı Şerif’i o okusun” dedi ve okumadı. Aşr-ı Şerifi başka bir müdür arkadaşımız okudu. Misafirliğimiz ikindi vaktine kadar devam etti. İkindi vakti ev sahiplerimize teşekkür ederek Maraş’a doğru yola çıktık.
Yaşadığımız olay birkaç gün sonra Maraş’ta yayılmaya başlamış. Hatta dönemin Valisi İlhan Atış’ın kulağına gitmiş. İlhan Atış Valim yaşanan espriyi anlamamış ve Bulgur Pilavı- Salatadan oluşan menüye Aşr-ı Şerif Okumam diyen müdürü aramaya başlamış. Valilik Özel Kalem Müdürü Ahmet Sürücü’ye bu müdürü bana bulun diye emir vermiş. Ahmet Bey geziye katılan birkaç müdürü aramış. Onlarda; “biz biraz uzaktaydık, kim olduğunu tam bilmiyoruz. Ökkeş Turaç yakındı o bilir” demişler. Bunun üzerine beni valiliğe çağırdılar.
Uçarak valiliğe gittim. Ahmet Sürücü Bey beni görür görmez Sayın Valimizin odasına aldı ve dışarı çıktı. Sayın valimizin elinde bir bardak kekik vardı. Bana döndü, sert sert bakarak; “Ben zahter içiyorum sende iç” dedi ve zile bastı. Görevliyi beklemeden; “Bulgur Pilavı ile Salataya dua okumayan müdür kim” diye sordu. “Mustafa Koyuncu Sayın Valim” dedim. Kalk okuluna git dedi. Kalktım okula geçtim. Bu olaydan kimseye bahsetmedim.
Sayın Valimiz bir gün sonra haber vermeden Mustafa Koyuncunun okuluna gider. Allahtan Sayın Koyuncu okuldadır. Okulu tepeden tırnağa gezen Vali Beyden azar üstüne azar işitir. Sonunda Bulgur Pilavıyla Salatadan oluşan yemeğe niçin Aşr-ı Şerif okumadın diye sorar. Sayın Koyuncu gayet sakin bir biçimde; “İçli köfte gibi ekşili aya sulusu gibi, kebap gibi, balık gibi Allah’ın çok çeşitli nimetleri var Sayın Valim” der. Bu cevap Vali Beyin hoşuna gider. Ama belli etmez. Vali Bey azgın bir suratla okuldan ayrılır. Mustafa Koyuncu ertesi gün benim okula gelerek Vali Beyle yaşadıklarını bana anlattı. Vali Beye beni kim gammazladı diye sormayı da ihmal etmedi. Daha sonraki günlerde öğrendik ki Koyuncuyla görüştükten sonra akşam evine giden Vali sofraya oturunca gülmeye başlar. Merak içerisindeki eşine yaşadıklarını anlatır. Uzun süre gülmeye devam ederler. Bu olaydan sonra Maraş’ta; bulgur pilavı – salatadan oluşan yemek sonrası gönüllü ve candan Aşr-ı Şerif okunmaz. Devam edecek