Fatma Nur ÇUHADAR’ı Üçüncü Yapan Mektubu
Kahramanmaraş İl Millî Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge bölümü İle SEYDER Sebat Eğitimciler Ve Yazarlar Derneği’nin düzenlediği “Öğretmenime Mektup” Yarışmasında 400 mektup arasından üçüncü olan merkez Gazi Orta Okulu öğrencisi Fatma Nur Çuhadar’ın yazmış olduğu “Değerli Öğretmenim” isimli aşağıda okuyacağınız mektubu onu üçüncü yaptı.
Değerli Öğretmenim,
Bugün o sonsuz, soğuk ve fırtınalı sonbaharın bitmesinin üstünden tam sekiz yıl
geçti. Sekiz yıl önce kavuştum ben aydınlığa parlaklığa ve inanca. İlk kez sekiz yıl önce açtı
benim çiçeklerim. İlk kez sekiz yıl önce hissettim sevmeyi, sevilmeyi ve ilk kez sekiz yıl önce
fark ettim sevgi güneş gibi ısıtırmış içimizi ve bilgi duyurabilirmiş tüm dünyaya sesimi.
Hayat denirmiş inişli ve çıkışlı yokuşlardan oluşan tümsekli yola. Elimden tutan olmasa,
belki kaybolur bulunamazmışım bir daha. Kavuşamazmışım aydınlığa. Gücüm yetmezmiş
sesimi duyurmaya, duygularımı anlatmaya. İşte bu yüzden yazıyorum öğretmenim bu
mektubu sana. Küçük, sessiz kendi karanlığında boğulan labirent gibi hayatta kaybolan
öğrenciniz yok artık.
Sınıfa ilk girişiniz ve bize sertçe seslenişinizdi kalbimizi burkan ve sonra şefkatli
bakışınız, tatlı sesinizdi gönlümüzü alan. Sizdiniz bize öğütler verirken hayatı anlatan.
Sert bakışıyla bizi korkutan, bir bağırışıyla bizi yerimize oturtan bazen de bizi dinlemeden
yargılayan. Neyse öğretmenim sizin çok zamanınızı almayayım. Fakat birlikte
yaşadığımız şu anıyı hatırlatayım size. Hani bir gün matematik dersinde siz kesirleri
anlatırken masanın altındaki papatyalarla uğraşıyorum diye tüm sınıfın önünde bana
bağırıp kızmıştınız. Ve benim de hep utandığım zamanlarda olduğu gibi gözlerim dolmuş
yüzüm kızarmıştı. Ama ağlamamıştım çünkü sizin gibi güçlü bir öğretmenin öğrencisi
hemen ağlayıp kolay vazgeçmezdi ve ben de vazgeçmedim, sizi sevmekten öğretmenim.
İtiraf ediyorum evet o gün dersi dinlemiyordum çünkü size o papatyalarla taç yapacaktım.
Ve siz de herkesin önünde tacı takıp hayatımda aldığım en güzel hediyeyi verip beni
öpecektiniz. İşte o an, o an benden mutlusu olmayacaktı. Fakat işler istediğim gibi
gitmemiş, siz de beni öpmek yerine tüm sınıfın önünde azarlamıştınız. Belki
inanamayacaksınız ama siz bana kızarken dahi ben size minnettardım. Çünkü kendimi
avutmanın yolunu benim iyiliğim için kızdığınıza inanmakta bulmuştum. Ve bu olayın
üstünden bir hafta sonra matematik yazılısı yapmıştınız. Sınıfta en düşük notlardan biri
benimdi. Tabi ki yine tüm sınıfın önünde azarı işitmiştim. Burada annemin eve gelince
nasıl kızdığını söylemeye gerek bile duymuyorum. Ama yine de asla sizi sevmekten
vazgeçmedim. İyi ki de vazgeçmemişim öğretmenim.
Sizi sevmekten vazgeçmeyen öğrenciniz,
Fatma Nur ÇUHADAR
Gazi Orta Okulu