Kitap okumamaktan yazarlar şikayetçi, satıcılar şikayetçi, öğretmenler şikayetçi. Kısacası herkes okumamaktan yakınıyor, ama bir çözüm yolu da üretemiyorlar. Çok kitap okunsun istiyoruz, ama nasıl olacak? Bu işin içinden de çıkamıyoruz.

Ülkemizde görsel yayınların ve teknolojik iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, yazılı yayınların yani gazete, dergi ve özellikle kitap okuma oranlarının düştüğünü, insanlarımızın okumaya karşı ilgisinin azaldığını ve okumaya zaman ayıramadıklarını üzülerek görüyoruz.

Cehaletten kurtulmanın en etkili yolu kitap okumaktan geçer. Okumak bir anahtar gibidir ve onun açamayacağı kapı da yoktur. Kitap okuyanların kelime hazineleri zenginleşir. Buna paralel olarak da toplum önünde rahat konuşabilme ve yazabilme yetenekleri güçlenir, kısacası üretken hale gelirler.

Mensubu olduğumuz İslam dininin kitabı Kur’an-ı Kerim’in ilk emri “ikra” yani “oku” değil midir? Burada okumanın ne kadar gerekli ve önemli olduğu açıkça belirtilmiyor mu? Bana göre kitap okumak kelimelere sevdalanmaktır. Bu sevdanın da ilacı bol bol kitap okumaktan geçer. Okuyan kişinin hayata bakış açısı başka olur, ufku genişler, tecrübe kazanır. Olaylara geniş açıdan bakar ve çözemeyeceği problem kalmaz. Durum böyle iken günümüz insanlarının birçoğu televizyon, bilgisayar karşısında ve telefonla değerli vakitlerini şuursuzca tüketmektedirler, yani teknolojik cihazların esiri haline gelmişlerdir. Buna üzülmemek mümkün değildir.

Kitap okumamaktan yazarlar şikayetçi, satıcılar şikayetçi, öğretmenler şikayetçi. Kısacası herkes okumamaktan yakınıyor, ama bir çözüm yolu da üretemiyorlar. Çok kitap okunsun istiyoruz, ama nasıl olacak? Bu işin içinden de çıkamıyoruz.

İnsanımız kitap okumakla kendisine ve çevresine büyük faydalar sağlayacağının henüz farkında bile değil. Kitap okuma alışkanlığı kazanamadığı için bu bilinci taşımıyor. Fertlerimizi kitap okumaya alıştırmalıyız, kitabı sevdirmeliyiz onlara. Hatta okuma tiryakisi haline getirmeliyiz ki onları, hedeflenen konuma böylece ulaşabilelim. Bunu sağlayabilmek için de öğretmenlerimize büyük görevler düşüyor. Okullarımızda çeşitli yarışmalarda ve etkinliklerde başardı olan öğrencilerimize güzel kitaplar armağan etmeyi bir kural haline getirmeliyiz. Bizler de kitap okumalıyız, zaman içerisinde kitaplarla ilgili sorular yöneltmeliyiz. Kitap okumaya özendirici etkinlikler düzenlemeliyiz. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyemizin, İl Millî Eğitim Müdürlüğü Kültür Şubemizin buna benzer çalışmaları var, bu kampanyalara destek vermeliyiz. Bence bütün bunların yapılması, kitap sevgisinin doğmasına ve bu sevginin insanlarımızı sarmasına yardımcı olacaktır.

Türkiye’yi kitap okuyan, kültürlü insanlar yurduna dönüştürmek istiyorsak el ele, gönül gönüle hep birlikte çalışmalıyız. Sözlerimi 1934 doğumlu Sivaslı Kul Gazi’nin ve 1931 doğumlu Karazlı Muhittin’in şiirlerinden dizelerle tamamlamak istiyorum:

İlmi sevmek asâletten,

Öğrenmek de kemâletten,

Fitne kopar cehâletten,

Okuyalım, okutalım.

 

                  ***

 

İnsana şereftir okumak, Kitap

Câhile konuşmak en büyük itap

Doğruya doğru söz en büyük hitap

Yalana yalancı yüze demezler.

 

Hem okuyan hem okutan bir toplum olabilmek dileklerimle…

 

Oğuz KARAKOÇ