Tarihte ilk defa 1984-1989 yılları arasında Çanakkale Boğazı’na köprü yapma düşüncesi ortaya atılmıştır. Daha sonra 1994’te tekrar gündeme gelen köprü projesi için 1995’te ihaleye çıkılmasına rağmen, ihaleyi kazanan firma, projenin yapılabilir olmadığını düşünerek projeden vazgeçmiştir. Ancak süreç Güney Kore ve Limak ortaklığının köprü inşaatını bitirerek 18 Mart 2022 tarihinde açılışa yetiştirmesiyle sonuca ulaşmıştır.

Çanakkale köprüsünün orta açıklığı 2.023 m, toplam uzunluğu ise 3.563 metredir. Bu orta açıklık uzunluğu ile Japonya’daki Akashi-Kaikyō Köprüsü’nü 32 metre geçerek dünyanın en uzun asma köprüsü unvanı almıştır. Orta açıklığı cumhuriyetin 100. yılına atfen 2.023 metre olarak belirlenmiştir. İki çelik kulesi olan köprünün kule yüksekliği 318 metredir. Kule yüksekliği ise, üçüncü ayın on sekizinci günü anlamına gelecek şekilde, 3 ve 18 sayılarından oluşturulmuştur.

Köprü aslında İstanbul-Balıkesir otoyolunun bir parçasıdır. Bu açıdan özellikle Kıyı Ege ve Güney Marmara bölümleri için çok önemli bir projedir. Daha şimdiden özellikle Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir’i ihya edecek gibi gözükmektedir. İstanbul’un Avrupa yakasını çok kısa ve güvenli bir karayolu ile Ege’ye bağlaması İstanbul, boğaz ve İzmit Körfezinin trafiğini rahatlatacaktır. Boğazda feribotla bekleme süresini ortadan kaldırarak 6 dakikada geçiş imkânı verecektir.

Tüm ekonomik hayatın devamı için ulaşım yani yollar tabiri caizse bir vücudun damarları gibi hayati önem taşımaktadır.   Bu açıdan da etkileri olacak köprü başta ticari araçlar ve gurbetçiler için önemli bir alternatif güzergâh olacaktır. Ayrıca dış turizme de önemli katkıları olacaktır. Çünkü turizmin ‘3A’ kavramı vardır ve turizmin gelişmesinde 3A faktörü çok önemlidir. Bunlardan biri de accessebilitiy (erişilebilirlik)’dir. Yani bir turizm merkezine ulaşım ne kadar kolay ve ucuz olursa o turizm bölgesinin gelişmesi de o kadar hızlı olur. Balkanlar ve özellikle Bulgaristan için yeni ucuz ve yakın bir tatil güzergahı olacaktır. Bana öyle geliyor ki; kur farkının da etkisiyle bundan sonra Edremit körfezinde Bulgarları sıklıkla göreceğiz. Şöyle ki; Sofya ya da Plovdiv’den yola çıkan birisi Karadeniz yerine Ege kıyılarına daha çabuk ulaşabilecektir.

Gelelim kuru fasulyenin faydalarına; köprünün maliyeti konusunda çok şeyler söylenebilir. Ancak en iyi ihtimal üzerine düşünürsek, pandeminin ve krizlerin olmadığı ekonominin düzenli büyüdüğü, dövizin düştüğü bir ortamda maliyetler rahatlıkla amorti edilebilecektir. Yani yıldan yıla geçiş ücreti ucuzlar ya da sabit kalırsa, geçen araç sayısı da düzenli olarak artarsa milletin sırtına ciddi bir maliyet getirmeyecektir. Umarız öyle olur. 1915 Çanakkale Köprüsü ve İstanbul-Balıkesir otoyolu vatana millete hayırlı uğurlu olsun…

Dr. Nurullah KILINÇ