Biz eskiden memurluk denilince, sadece devlet memurluğunu bilirdik, anlardık. Zamanla çeşitlenmiş, eklemeler yapılmış. Olsun zenginlik güzel şey.

Devlet memuru… Devlet memurluğunun adabını, erkanını, irfanını, edebini, eğitimini, terbiyesini bilir. Mesaisini geciktirmez, vatandaşın işini savsaklamaz, yol-yordamı da bilir en iyisinden.

Devlet memuru işine sadıktır. Vatandaşı yormadığı gibi, amirlerine karşı da son derece saygılıdır. Sadece işine odaklanır, dedikodu yapmaz, kimsenin kuyusunu kazmaz, kimsenin tavuğuna kışt demez, kendi halinde biridir devlet memuru.

*

Avrat memuru… Belki biraz argo kaçtı, belki biraz nobran oldu ama özür dilerim, (evimizin direği, kadın diyecektim, bayana diyecektim ama yöre dili işte, ne yapacaksın!) niyetim kadınlarımızı incitmek değil. Biraz eski kafalı olduğumuzdan herhalde ki, geçmişin izleri daha üzerimizde, o bakımdan kadın veya bayan yerine ‘avrat’ dediysem kusura bakmayın. Sonra bunu diyen de ben değilim. Eskiler söylemiş bu lafı.

Bu tipler biraz değil, çokça kılıbık olurlar. Eşlerinin sözünden çıkmazlar, son sözü her daim eşleri söyleyeceği için, avrat memurlarına sadece boyun eğmek, itaat etmek düşeceğinden, hem eşinin sözünden çıkmaz, hem de ev işlerini dört dörtlük yaparken, eşinden de tam puan alan erkeklerdir bunlar.

Evi süpür, süpür… Bakkala git, ekmek al, alır… Bulaşıkları yıka, yıkar… Çocukları okula götür, emredersin hanım!.. Onu yeme, bunu ye, işten çıkınca eve erken gel, sağda solda oyalanma, yolda gelirken kaşını gözünü oynatma!.. Emredersin hanım!

Böyledir işte avrat memuru… Allah yardım etsin! İşi zor garibimin!

*

Evlat memuru… En zoru bu işte. Ne der büyüklerimiz, “Allah kimseyi evladı ile imtihan etmesin!” derken bunun yorumunu sizlere bırakıyorum.

Evladın kızı erkeği olmaz. Rabbim nasıl münasip gördü ise bize onu bahşetmiştir. Allah herkese hayırlı evlatlar versin de, televizyonlarda görüyoruz, seyrediyoruz, gazetelerde okuyoruz, kötü ve hayırsız evlat mı, Allah başa vermesin!

Kötü ve hayırsız evlatla başa çıkılmaz. Başını belaya sokar, seni rezil de eder, insan içine çıkamaz hale de getirir.