Yaprakların sararmaya başladığı ve dallarından koparak rüzgârın inisiyatifiyle uçuştuğu bir sonbahar günüydü. Güneşin gülümsediği bir pazar sabahı kahvaltıdan sonra yine bir TUBİTAK projesi için yola çıktığımda bu sefer rotam Gaziantep üzerinden Kilis olacaktı. Kahramanmaraş’tan Kilis’e kadar 150 km’lik mesafe olan yolculuk keyifli geçmişti. Konaklama yerimiz ise şehir merkezinde tarihi bir mekân olan Saltuk Bey konağıydı. Bu butik otel son derece otantik bir yapıya sahipti.

Kilis bir zamanlar ilçesi olduğu Gaziantep il merkezine 55 km, Suriye sınırına ise sadece 10 km mesafede bulunan bir ildir. Yüzey şekilleri Hatay-Maraş oluğu ile Gaziantep Platosu arasında yer aldığı için engebeli bir yapıya sahiptir. Tarihte Hititler ’den Osmanlılara kadar birçok uygarlığın egemenliği altında kalmıştır. Yüzölçümü en küçük illerden olan Kilis coğrafi olarak Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında yer almaktadır. Osmanlı döneminde ise Halep vilayetine bağlıydı. Birinci Dünya Savaşı neticesinde önce İngilizlerin, sonra Fransızların işgaline uğrayan Kilis, 7 Aralık 1921’de işgalden kurtulmuştur. Cumhuriyet döneminde, 1995 yılında 79 plakasını alan ilin Musabeyli, Elbeyli ve Polateli olmak üzere üç ilçesi bulunmaktadır. Doğan Güreş, Nejat Uygur ve Alaeddin Yavaşça gibi ünlülerin de memleketi olan Kilis’in 140 bin olan nüfusuna son yıllarda yaklaşık 100 bin de Suriyeli dahil olmuştur.

Tarihi yapıları, konakları, camileri mimari açıdan çok güzeldi. Sizi adeta günümüzden koparıp geçmişe başka diyarlara götüren baharat kokan dar sokakları, rengârenk sebze meyve ve zeytin tezgâhları, pasajları, tütüncüleri, nargilecileri, baharatçıları, palmiye ağaçları ve Suriyeli nüfusunun yoğunluğu nedeniyle adeta bir Ortadoğu şehri gibiydi. Çay bahçeleri, kellecileri…

Özellikle zeytin ve üzüm Kilis’e katma değer kazandıran iki önemli ürün grubunu oluşturmaktadır. Gözünüzün alabildiği yerler zeytinlikler, üzüm bağları ve fıstıklıklarla kaplıdır. Sanayi tesislerinde; pekmez, zeytinyağı, bulgur, biber, tahin, helva, sabun gibi ürünler üretilmektedir. Geleneksel el sanatlarından en önemlisi yorgancılıktır. Öncüpınar köyünde önemli bir sınır kapısı bulunmasına rağmen bu günlerde sekteye uğramış olan sınır ticareti Kilis ekonomisini olumsuz etkilemektedir.

Sebebi ziyaretimiz ise Kilis Bilim ve Sanat merkezinin yapmış olduğu 7’de 7 okuryazar projesiydi. Bu proje kapsamında öğretmenlere çevre okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, harita okuryazarlığı, hukuk okuryazarlığı, medya okuryazarlığı, politik okuryazarlık olmak üzere yedi yenilikçi eğitim uygulamasının yanı sıra okul dışı eğitim ortamları, bilimsel alan gezileri, dijital oyunlar, eğitsel oyunlar, artırılmış gerçeklik uygulamaları, sahne sanatları, web 2.0 araçları ve argümantasyon tekniği gibi eğitimler verildi. Daha ne olsun. Bu güzel projeyi hazırlayan ekibimizle birlikte eğitimlerin bir parçası olan arazi gezileri ve etkinlikleri için yola çıkıldı. Kilis merkezden batıya doğru duvar örülmüş bir sınır boyunca ilerliyorduk. Suriye tarafında daha çok zeytinlik alanlar görüyordum desem abatmış sayılmam. Burada bir arazide sondaj yapıldığını ve tesadüfen sıcak su kaynaklarının bulunduğunu öğrendim. Bu kaynaklar ilin sağlık turizmine mutlaka bir katkı sağlayacaktır. Afrin Çayı kıyısında yüksek bir tepede adeta kartal yuvasını andıran tarihi Ravanda kalesi ziyaret edildi. Ardından kale ile Afrin çayı arasındaki engebeli bölgede iğne yapraklı ağaçların içerisinde kaybolduğumuz bir oryantirig uygulaması da yapıldı. Oryantiring, coğrafya ve sporun birleştiği harita ve pusula yardımıyla arazide kontrol noktalarını en hızlı şekilde bulmak amacıyla yapılan çok keyifli bir spordur. Tahtaköprü barajı ve Hititlerden günümüze kadar gelen bir açık hava heykel atölyesi olan Yesemek Açıkhava müzesi gezisinden sonra dönüldü. Bu arada belirtmek isterim ki Yesemek Gaziantep il sınırları içerisindedir. Güneşli bir günde geldiğim Kilis’ten yağmurlu bir günde yeni kazanılmış bilgiler, tecrübeler ve dostluklarla ayrılıyorum. Günümüzün geçici olumsuz koşulları sona erdiğinde, verimli toprakları, tarihi, kültürü, coğrafi konumu ile ileride potansiyelini daha iyi kullanarak farklı noktalara gelecek bir Kilis ümit ediyorum.

Dr. Nurullah KILINÇ