Almanca konuşan insanların çok hızlı konuştuğunu ve karşısında bulunan az Almanca bilen insanların söylenenleri anlamada zorluklar çektiği çokça görülmüştür. Almancayı konuşan insanlar, öz dili oldukları için cümleleri hızlı şekilde kurarlar. Bizler söylenilen sözlerden fazla bir şey anlamayız. Biz Almanca çeviri yapabilmek için, konuşulan bu hızlı cümleden kelime seçe seçe anlamını buluruz. Cümlenin tam anlamını bilemezsek de yine de seçtiğimiz kelimelerden ne söylendiğini anlayabiliriz.

Almanca çevirilerinin en önemlisi de dinleme yaparak cümle çevirebilmektir. Durmadan Almanca cümleler dinleye dinleye artık onların konuştuğu hıza yaklaşabileceğiz. Bunun için anlayabilmemiz için evde, ya da otobüslerde yolculuk yaparken, kulağımızda kulaklık ile Almanca metinler dinleyebiliriz. Almancada iki ana unsur vardır. Birincisi karşındakini dinleyerek anlayabilme, ikincisi ise konuşarak Almancayı geliştirme yöntemidir. Hemen hemen herkes yaşamıştır. Yabancı bir turist herkesin bildiği bir soru soruyor: Sprechen Sie Deutsch? Bu cevaba genel olarak Nein şeklinde cevap veriyoruz. Yani Almanca konuşmayı bilmediğimizi söylüyoruz ve bu durum bizlerin oldukça canını sıkıyor. Eğer Almancasını bir insan durmadan geliştirebilse idi bu cevaba muhtemelen yes yanıtını verecekti. Almanca öğrenmek sabır işidir. 4-5 ay gibi kısa süre içerisinde anadili gibi Almanca konuşulmaz. Ancak kendini ifade edebilecek kadar konuşabilir insan bu süre içerisinde. Almanca çeviri yaparken, ya da Almanca dersine çalışırken ister istemez canımız sıkılabilir. Canımız sıkıldıktan sonra ise Almancayı tamamen bırakma noktasına geliyoruz. Almancaya haftada 7 saat çalışmak yerine her gün yarım saat olmak üzere bakarsak daha kolay geliştirebiliriz. O yüzden bol bol dinleme, okuma ve konuşma yapabiliriz. Hatta Almanca günlük bile tutabiliriz. Çok ağır Almanca kelimeler olmamak şartı ile basit şekilde gün içerisinde yapmış olduğumuz aktiviteleri her gün kâğıda dökersek kendimizi geliştirebiliriz.

Almancadan Türkçeye çeviri yaparken dikkatli çevirmemiz lazım. Pherpsal Verbs dediğimiz fiilleri düzgün şekilde çevirmemiz lazım. Örnek verecek olursak run kelimesi kendi halinde bir düzenli fiil. Türkçe manası koşmak olan run kelimesi, önüne after kelimesi gelirse eğer kelimenin anlamı değişecek ve arkasından koşmak gibi bir fiil olacaktır. Yani durum ve hareket bildiren kelimeler olan fiiler, önüne getirilen bir takı ile farklı manada fiil oluşmaktadır. Bu durum yüzünden ezber yaparken Pherpsal Verbs’leri de ezbelememiz ve buna göre çeviri yapmamız gerekmektedir.

Türkçe ve Almanca çeviri ihtiyacı daha çok okuduğumuz Almanca kitapları Türkçeye çevirirken ortaya çıkar. İnsanlar kendi Almanca seviyelerine göre Almanca kitaplar alsalar bunları daha kolay çevirirler ve kelimelerin kullanış yapılarına bakarak da geliştirebilirler. Başlangıç seviyesinde olanlar Elemantry kitapları almalıdır. Başlangıç seviyesindeki insanın İntermadiate seviyesinde kitap alıp çeviri yapması çok saçma olur ve kelimeleri çevirmede zorluk yaşar