Zina; toplumun aile yapısını bozan, kutsiyetini altüst eden ve neslin bekasını tehdit eden, bununla beraber, bel soğukluğu, frengi ve aids gibi zührevi hastalıkların yayılma kaynağı olan çirkin bir fiildir.  

Haram olan zina suçunu işleyenler, nikâhlı eşlerine karşı cinsel duygularını kaybederler. Bundan dolayı ayet-i kerimede: 

Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur. Buyrulmuştur. (İsra Suresi 17/32) 

Dikkat edildiği zaman, ayette  “zina etmeyin” denilmemiş, özellikle zinaya yaklaşmayın denilmiş, insanı zinaya götüren yollar dahi yasaklanmıştır. Çünkü zina etmek maksadıyla, cinsel arzuların peşine düşüldüğü zaman, geriye dönüş için insan iradesi yetersiz kalmaktadır. Bundan dolayı, insanoğlunun psikolojik zaaflarını da göz önünde bulunduran Yüce Rabbimiz, insanı zinaya sevk eden kötülüklerin ortadan kaldırılmasına dikkat çekmiştir.

Zinaya yaklaşmayın denilmesi, bu fiilin ahlaki, sosyal ve ruhi açıdan bozulmalara sebep olacağı içindir. Zira zina Ruhi yönden de iyi ve temiz olan her şey için duyarlılığı ortadan kaldırmaktadır. Bunun bir örneği asr-ı saadette vuku bulmuştur. Özetle şöyledir.

Bir genç Efendimizin huzuruna gelerek: 

“Ya Resulallah! Ben falanca kadın ile arkadaş olmak ve zina yapmak istiyorum dedi. Bunu duyan sahabe, genci döverek huzurdan çıkarmaya kalkıştı. Ama Efendimiz (s.a.v.), “Bırakın o genci buyurdu.”  Yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu.  

“Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi?” diye sordu. Genç hiddetle: 

“Hayır Ya Resulallah.” diye cevap verdi. Resulullah: 

“Öyle ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da bundan hoşlanmazlar.” Buyurdu. Sonra: 

“Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak isteseler, sever misin?”diye sorduklarında genç: 

“Hayır, asla!” diyerek hiddetleniyordu. 

“Şu halde insanlardan hiç kimse bu işi sevmez buyurdu.”  Sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) mübarek elini bu gencin göğsüne ve omzuna koyarak:: 

“Allah’ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namus ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla.” Diye dua etti. Resulullah’ın huzurundan ayrılan bu genç bu fiili işlemediği gibi bir daha aklından da geçirmedi. (Müsned, V. ) 

Hangi insan eşi, annesi, kız kardeşi ve diğer yakanlarıyla birilerinin zina etmesine razı olabilir.  Tabiî ki razı olmaz. Eğer razı olan birileri varsa, onlar, İslamî ve insanî kimliğini kaybetmiş demektir. Bir hadis-i şerifte: 

“Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü’min olarak zina yapmaz,.” Denilmiştir.( Buharî, Mezalim ; Müslim, İman; ) 

Hadiste kamil bir müminin zina edemeyeceği, şayet ederse, o anda imanın kendisini terk edeceği beyan buyrulmuştur. Yani zina halindeki kişi,  göğsünden İslam gerdanlığını çıkarmış olmaktadır. 

Bu günkü toplumda, İslam’ın emrettiği edep, ahlak, namus ve nefis terbiyesinde,  sınırların kaldırılmış olduğuna şahit olmaktayız.

İnternet ve reklâm panoları gibi yollarla cinsellik teşvik edilmekte, erkekler, maalesef, Çinsel tehdit ve davete maruz kalmakta, Edep ve hayâsını korumak isteyenler de adeta ayıplanacak duruma düşmektedir.

            Başka bir hadis-i şerifte de : 

“Sizin hakkınızda en ziyade korktuğum şey, zenginlik hırsı ile karınlarınızın ve ferçlerinizin şehvetleri, bir de fitnelerin şaşırtmalarıdır.”  

 Buyrulmuştur. (Ahmed İbnu Hanbel Müsned )

Flört ve zina hadiseleri ahlaki değerleri yok etmekte,  insanı bedenî ve hayvanî hislerin esiri yapmaktadır.  Aile kavramını yıkmakta, namus ve  güven duygusunu ortadan kaldırmaktadır.  Erkeklerden şahsiyeti, kadınlardan da iffet duygusunu helak etmekte, beyinleri de cinsel organlara yönlendirmektedir. Ruhi bunalımlara yol açmakta, manevi güzelliği yok etmekte, fakirliğe sebep olmakta,  insanı İlahi azaba müstahak hale getirmektedir.  Allah müminleri bu kötü fiilden korusun.15.11.2021  

            Ali KARA

         Emekli Müftü